Tasarruf araçlarından, özellikle de hisse senedinden getiri elde etme konusunda genellikle başarısız olan tasarruf sahipleri, konu döviz oldu mu pek yanılmıyor ve genellikle kar ediyor.
Yılların eğilimi neredeyse hiç değişmiyor. Kur artınca elindeki dövizi belli bir karla satan tasarruf sahibi, kur gerilemeye başladı mı bu kez aynı dövizi daha ucuza alıp yerine koyuyor.
Bu eğilim geçen yılın haziran ayından sonra çok belirginleşti. Haziran sonunda yaklaşık 150 milyar dolar düzeyinde bulunan mevduat bankalarındaki gerçek ve tüzel kişilere ait toplam döviz tevdiat hesabı, 15 Temmuz darbe girişiminin etkisiyle keskin bir düşüşle bir ayda 10 milyar dolardan fazla gerileyerek 139 milyar dolara indi. Hazirandan temmuza geçişte, kur sepeti ise 2.99 liradan 3.13 liraya yükseldi.
Bir başka ifadeyle bu bir ayda döviz hesapları yaklaşık yüzde 7 azalırken, kurda yüzde 5'e yakın artış oldu.
Döviz hesaplarında ağustosta temmuzun bir tepkisi olarak yeniden bir miktar artış kaydedildiyse de uzun soluklu bir düşüş başladı. Ve ay sonları itibariyle oluşan düzey bazında geçen yılın haziranındaki hesap büyüklüğüne ancak bu yılın nisan ayında ulaşılabildi.
Kur yukarı gittikçe döviz satışı arttı
Hatırlanacaktır; 15 Temmuz'u izleyen dönemde döviz kurunda başlayan hızlı artışa karşı vatandaşa "Dövizinizi satarak TL'ye destek verin, kurun daha da artmasına fırsat tanımayın" şeklinde özetlenebilecek çağrılar yapıldı. Kimi vatandaşlar ve şirketler bu çağrıya uymak adına, kimileri de döviz kurunun yeterince yükseldiğini düşünerek kar elde etmek amacıyla döviz sattı.
Bu satışların ne kadarının yastık altındaki dövizle yapıldığını bilme şansımız yok. Ama bankalardaki döviz tevdiat hesaplarındaki azalmayı Merkez Bankası'nın resmi verilerinden izlememiz mümkün. Yani satışın bir kısmı da döviz hesapları bozdurularak yapıldı.
Haziran sonunda 150 milyar dolayında bulunan, temmuzda 139 milyara inen döviz tevdiat hesabı, ağustosta bir miktar yükseldikten sonra giderek azaldı ve bu yılın ocak ayına kadar 135-138 milyar dolar arasında salındı.
Döviz tevdiat hesabı dip noktaya 134.9 milyar dolarla bu yılın ocak ayında indi. Döviz sepeti de zirveye tahmin edileceği gibi 3.92 ile aynı ay yükseldi.
Artık satan satmış, en yüksek kurdan Türk Lirası cebe konulmuştu. Ve kur gerilemeye başladı; dövizini daha yüksek fiyattan satanlar da sattıkları bu dövizi yerine koyma çabası içine girdi.
Sonuç ortada... Döviz kuru aşağı giderken döviz tevdiat hesapları da artış eğilimi göstermeye başladı.
Geçen yılın haziran ayını 100 kabul ederek bir grafik oluşturduk. Buna göre haziranda 100 olan döviz hesapları, bu yıl ocakta 90'a indi. Buna karşılık yine haziran itibariyle 100 kabul ettiğimiz sepet kur, ocakta 131'e tırmandı. Arada müthiş bir makas oluştu.
Ve şimdi o makas giderek daralıyor. Açıklanan son veri 18 Mayıs'a ait ve o tarih itibariyle döviz tevdiat hesapları 101, sepet kur ise 124 düzeyinde. DTH, geçen yılın haziranıyla hemen hemen aynı düzeyde, kur ise hala yüzde 24 yukarıda. Ne var ki, iki değer ocak ayına göre belirgin bir şekilde birbirine yaklaşmış durumda.
DTH'deki artışın kaynağı ne?
Bir vatandaş ya da şirket bankada döviz hesabı açtırırken veya mevcut hesabına ek yaparken iki yol izleyebilir. Bu yeni döviz ya başka yerde muhafaza edilmekteyken, örneğin yastık altında tutulmaktayken bankacılık sistemine girmektedir ya da Türk parasından dövize geçilmekte ve alınan yeni döviz bankaya yatırılmaktadır.
Yastık altına giden ya da buradan gelen dövizle ilgili tutar tahmini yapmak pek kolay değil. Ama döviz hesaplarındaki artışın bir kısmının kaynağının yastık altı olduğunu söylemek de yanlış sayılmaz. Döviz hesaplarına uygulanan faizin (dolar için) yüzde 4'leri, 5'leri bulduğu bir dönemde bu hesaplarda artış yaşanması normal.
Ama ekonomi açısından, kuru düşük bulup TL'den dövize dönenlerin çoğalması ve döviz hesaplarının bu şekilde artıyor olması kuşku yok ki sevimsiz bir durumdur.
Sepet kurun ağırlığı
Mevduat bankalarındaki döviz tevdiat hesaplarının yaklaşık üçte ikisi dolar, üçte bir kadarı da ağırlıkla euro olmak üzere diğer dövizlerden oluşuyor. Bu yüzden kur sepetini oluştururken ağırlıklandırmayı döviz hesaplarıyla uyumlu olacak şekilde yapmayı uygun gördük.
Yani kur sepetini "üçte iki dolar ve üçte bir euro" olarak hesapladık. Bu şekilde oluşan sepet kurun, döviz hesaplarıyla daha uyumlu olacağını ve bu hesaplardaki hareketle kur ilişkisini daha iyi yansıtacağını göz önünde bulundurduk.