AYÇA KARACA - ÖZEL HABER
ABD’de 2008 yılında başlayıp daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin çıkmasının ardından krizin kaynağı olarak görülen finansal sistemde köklü değişiklikler yapılmasına yönelik çalışmalara başlandı. Bu doğrultuda ilk olarak 1999’dan beri finansal sistemdeki en köklü değişiklikleri getiren reform paketi Dod-Frank Wall Street Reform ve Tüketici Koruma Yasası (Dodd-Frank Yasası) Başkan Obama tarafından Kongre'ye sunuldu. Dodd-Frank yasasının başlıca amacı yatırımcıları riskli davranışlardan, finansal kayıplardan ve suistimallerden korumaktı. Yasa finansal kuruluşların denetimini artırarak bir dizi şeffaflık uygulaması öngörüyordu. Ayrıca bankaların ve banka dışı finans kuruluşlarının kendi namlarına spekülatif amaçlı yaptıkları işlemleri önemli yasaklar getiriyordu.
Ancak yeni ABD Başkanı Donald Trump göreve başladığında Dodd-Frank yasasının gözden geçirilmesini istedi. Bu kapsamda Trump Nisan'da Dodd-Frank yasasını değiştirmek üzere çalışmalar yapıldığını ve yasanın bankalara getirdiği kurallar iptal edilerek yerine "başka düzenlemeler" getirileceğini söyledi. Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komisyonu Başkanı Jeb Hensarling "Finansal Seçim Yasası-Financial Choice Act" (FCA) adıyla, Frank-Dodd yasasını büyük ölçüde değiştirecek yeni bir mevzuat önereceklerini açıkladı. Başkan Hensarling “Başkan ile birlikte çalışarak yeni yasanın Dodd-Frank hatasını sona erdirip yerine geçeceği" açıklamasında da bulundu. Finansal Seçim Yasası (FCA;H.R.10) Başkan Hensarling tarafından 26 Nisan 2017’de Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komisyonu'na sunuldu. Komisyon’da 4 Mayıs’ta yapılan oylamada 34 Cumhuriyetçi üyenin oyuyla da kabul edildi.
Bu çerçevede ABD Kongresi uzmanları Marc Labonte, David Carpenter ve Christopher M. Davis tarafından hazırlanan “115. Kongrede Finansal Seçim Yasası” adlı özel yayınlanmamış raporda yeni yasa tasarısı ve getirdiği değişiklikler ele alınıyor.
Yeni yasa tasarısının büyük bir kısmı Dodd-Frank yasasının hükümlerini fesheder ya da yürürlükten kaldırırken aynı zamanda uzun süredir devam eden ya da son dönemde gündeme gelen başka sorunları da düzenliyor. Yasa Amerikan finansal regülasyon sisteminin bir çok alanında önemli değişiklikler öneren 12 ana başlıkta toplanan hükümleri içeriyor. Rapora göre yeni yasa tasarısında önerilen değişiklikler iki ana kategoride incelenebilir :
1) Finansal politikalarda ve regülasyonlarda değişiklikler
2) Düzenleyici (regülatif) yapıda ve karar verme sürecinde değişiklikler
Bu çerçevede raporda FCA tarafından gündeme getirilen başlıca politika değişiklikleri aşağıda yer aldığı şekliyle sıralanmaktadır:
1. Kaldıraç Oranı: Bankalara risk ağırlıklı sermaye rasyosundan, likidite gerekliliklerinden ve diğer regülasyonlardan muaf olma karşılığında %10’dan daha yüksek bir kaldıraç oranına tabi olma seçeneği sunuluyor.
2. Regülasyonların azaltılması: Finansal sistemde bankalara, tüketicilere ve sermaye piyasası oyuncularına yönelik Volcker Kuralını (Volcker Rule), Durbin Yasa Değişikliğini (Durbin Amendment), Mutemet Yasasını (Fiduciary Rule) ve ipotekli konut kredisi (mortgage) gibi varlıklara dayalı olmayan finansal ürünler için riski engelleme yükümlülüklerini yürürlükten kaldırarak düzenleyici yapıda bir gevşeme sağlanması amaçlanıyor.
3. “Batmak için çok büyük”: ABD kaynaklı küresel krizin çıkmasında “Batmak için çok büyük” şeklinde tanımlanan bankacılık dışı finansal kurumların payı olduğu eleştirileri getiriliyordu. Yeni yasa tasarısı ile finansal sistemdeki önemli banka dışı finansal kurumların ve bu kurumlara yönelik acil durum yardımı dizaynının yürürlükten kaldırılması ve İflas Kanununda yeni bir düzenleme ile sistemik finansal kuruluşların kademeli olarak azaltılması seçeneğinin getirilmesi planlanıyor.
Raporda yeni yasa ile düzenleyici kurumların Kongre ve yargı kurumlarından bağımsızlığı ve bu kurumlara karşı hesap verme zorunluluğu arasındaki hassas dengeyi etkileyecek yapısal değişiklikler de aşağıdaki şekilde özetleniyor:
1. Fonlama: Düzenleyici kurumların kendi bütçelerini geleneksel Kongre onay sürecine sunmalarının sağlanması öngörülüyor.
2. Kural koyma: Düzenleyici kurumları yeni kurallar yürürlüğe koyarken daha detaylı ve kapsamlı fayda-maliyet analizi yapmaya zorunlu kılma ve fayda maliyet analizini mevcut kuralları gözden geçirmek için kullanma zorunluluğu getiriliyor. Aynı zamanda önemli yeni finansal düzenlemelerin yürürlüğe konulması için Kongre onayı öngörülüyor.
3. Yargısal İnceleme : Yeni yasa tasarısı mahkemelerin finansal düzenleyici kuruluşlar tarafından alınan kararlara değişen ölçülerde sürekli riayet etmeleri yerine artan düzeyde adli gözden geçirmenin devreye sokulmasını düzenliyor.
4. Uygulama: Yasa bankacılık ve menkul kıymetler piyasası yasalarının ihlali halinde uygulanacak maksimum para cezalarını arttırırken belli kurumların icra yetkilerinin de kısıtlanmasını planlıyor.
5. Tüketici Finansal Koruma Dairesi : Tüketici Finansal Koruma Dairesi'nin yerine Tüketici Hukuki Uygulama Ajansı’nın gelmesi ve bu kurumun yetkilerinin ve finansal kaynaklarının değiştirilmesi öngörülüyor.
FED' in yapısında neler değişecek?
FCA ile en önemli finansal düzenleyici kuruluşlar arasında yer alan ABD Merkez Bankası'nın (FED) yapısında da önemli değişiklikler öngörülüyor. FED parasal politikanın ve ödeme sistemlerinin yürütülmesinden sorumlu olmasıyla diğer finansal düzenleyici kuruluşlar arasında farklı ve çok kritik bir konuma sahip bulunuyor.
Yeni yasa tasarısı FED ile ilgili 11 önemli hüküm öngörüyor. Bunlardan öne çıkanlar raporda sırasıyla aşağıdaki gibi sıralanıyor:
1. Hükümet Hesap Verebilirlik Bürosu’nun (Government Accountability Office-GAO) parasal politikaya yönelik denetim yapmasının önündeki yasal engellerin kaldırılması ve yıllık denetim koşulunun getirilmesi planlanıyor. Bu hükmün GAO’nun FED’in parasal politika kararlarına yönelik değerlendirme yetkisini arttıracağı öngörülüyor.
2. FED’in “Yol Gösterici Politika Kuralı” olarak adlandırılan matematiksel bir kural oluşturması tasarlanıyor. Bu kuralın makro ekonomik değişkenlere dayalı olarak FED’in maksimum istihdam ve fiyat istikrarı sağlanması görevini yerine getirmek için parasal politikayı nasıl oluşturacağı hakkında yön göstermesi bekleniyor. Bu hüküm ayrıca FED’in yasada Referans Politika Yasası olarak anılan geleneksel Taylor Kuralı’nı oluşturmasını ve bunu Yol Gösterici Politika Kuralı ile karşılaştırmasını da öngörüyor. FED bu sorumluluklarını yerine getirmezse yasal süreçler başlatılmadan önce GAO denetiminin başlatılabileceği de belirtiliyor.
3. Federal Açık Piyasa Komitesi’ndeki oy yapısının değiştirilmesi de yasa tasarısında öngörülüyor. Bu doğrultuda FED Yönetim Kurulu üyelerinin ve New York FED Başkanı’nın oy gücünün azaltılması ve diğer bölgesel FED Başkanlarının oy gücünün arttırılması planlanıyor.
4. FED’in acil durumda borç verme yetkilerinin, uygun firmaların ve borca karşı gösterilen uygun teminatların (collateral) sınırlandırılarak kısıtlanması hükmü de yeni yasada yer alıyor. Aynı zamanda minimum oranda bir para cezası faiz oranı belirlenmesi ve acil durumda borç vermek için en az 9 FED Başkanının onayı da koşul olarak getiriliyor.
5. Kongre’deki çoğunluğu elinde bulunduran partiden 8 üye ve azınlık durumdaki partiden 4 üyenin oluşturduğu bir Komisyon kurulması ve bu Komisyonun parasal politika, FED’in enflasyon ve istihdamı içeren iki ana görev alanı, makro ihtiyatlı önlemler ve son borç veren konumu gibi konularda tavsiyelerde bulunması öngörülüyor.
Bu kapsamda yeni yasa tasarısının ABD finansal sisteminde ve özellikle düzenleyici kurumların yapısında çok önemli değişiklikler getirmesi planlanıyor. Ancak tasarının Senato’dan geçebilmesi için 100 üyeden en az 60 üyenin onaylaması gerektiği ve bu durumda Cumhuriyetçilerin yanı sıra muhalif Demokrat Parti oylarına da ihtiyaç duyulacağı yorumları yapılıyor. Yeni yasa tasarısının ABD finansal sisteminde yaratacağı değişikliklerin önünde Senato zorlu bir engel olarak görünüyor.
*Bu yazıda yer alan görüş ve yorumlar yazarın kendi düşünceleri olup çalıştığı kurumun hiçbir sorumluluğu ve ilgisi bulunmamaktadır.