Ben hem amatör hem de profesyonel olarak, hem basketbol, hem de futbol sporu yapmış bir kimseyim. Üstelik adını verdiğim sporları hem Türkiye, hem Almanya, hem de ABD’de ve de 40 yaşına kadar oynadım. 1981 yılı ila 1990 yılları arasında İstanbul’da medyada basketbol yazıları yazdım, 1990 yılından bu yana ise futbol ve ekonomi yazıları yazmaktayım. Ekonomi yazıları ekonomi hocası olmamdan kaynaklanıyor. Ama spor sevgim yaşlandıkça daha da arttı. Fakat ben hiçbir zaman takım tutmadım. Hep sporu sevdim, takımları değil. 1994 yılından bu yana Fenerbahçe futbol takımını izlemekte ve futbol yazıları yazmakta idim. Ama çocukluk aşkım olan basketboldan da hiç uzaklaşmadım. Bu hafta Fenerbahçe basketbol takımının 3 yıldır kovaladığı Avrupa şampiyonluğunu kazanabileceğini düşünüyordum. Şampiyon oldular! Peki neden?
Ülkemizde iyi ve uluslararası rekabet edebilecek bir basketbol takımı kabaca her şeyiyle 30 milyon dolar kadar bir bütçeyle kurulabilir. Fenerbahçe basketbolda, paranın ötesinde, işe doğru bir yaklaşımla başlamıştı. Fenerbahçe basketbol takımı teknik adamı Obradoviç defalarca Avrupa Şampiyonu olmuş ve bu başarıyı beş kadar ayrı takımda tekrar etmiş bir insandı. Obradoviç’i mülakat verdiği zaman dinlerseniz, insanlara açık, medeni, gerçekçi ve işini çok seven, örnek ve mükemmel bir insan olduğunu anlarsınız.
Tabii Fenerbahçe de finansal şartları sağlamak ve de takımı birkaç yılda iyileştirmek için gerekli masrafı yapmıştı. En önemli faktör, oyuncuları bulmak, yetiştirmek veya alabilmektir. Fenerbahçe Avrupa Basketbol Şampiyonluğu'nun yılda 30 milyon dolar kadar bir masrafla kazanılabileceğini ispat etti.
Sonunda bir mükemmel organizasyon organize edildi. THY Yöneticisi İlker Aycı’nın Türkiye’de yapılan Avrupa Şampiyonası finalini mükemmel bir şekilde organize etmesi ve de Euro liginden yönetici Bay Jordi Barthelemeu ile ortak olarak çalışması sonucu süper bir turnuvanın ortaya çıkması, çok büyük bir başarı oldu. Tabii Fenerbahçe’nin son üç yılda gerçek bir takım oyunu oynar hale gelmesi, oyuncuların takımdan memnun gözükmesi, turnuvanın kazanılmasının yolunu açtı.
Bir zamanlar Ankara Koleji, İTÜ, Darüşşafaka veya Galatasaray gibi okul kökenli kurumlar veya Efes Pilsen ve Eczacıbaşı şirketi gibi ticari kurumlar veya Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Karşıyaka gibi büyük spor kurumları, basketbolda altyapının kaynağı idi. Şimdi Fenerbahçe ve benzeri kulüpler, bir altyapı yatırımı başlatabilirler. Bunu bizlere öğretebilecek en önemli kişi bence teknik adam Obradoviç olmalıdır. Fenerbahçe birkaç kendi vatandaşımızı takımda oynatmalı. Altyapıdan gençlerin profesyonel takıma hazırlanması da önemlidir!