TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, referandumun sonuçlanmasıyla piyasadaki belirsizliğin ortadan kalktığını belirterek, "Önümüz temizlendi. Referandum geride kaldı. Şimdi oturup yeni bir hikaye yazmamız lazım" diyor. 15 Temmuz'dan sonra kafalarda 'acaba yüzde 1.5'luk büyümelere mi gidiyoruz' endişesi oluştuğuna ancak Türkiye'nin aşağı gidişi bir anda yukarı çevirmeyi başardığını vurgulayan Leblebici, "Şimdi o momentumla gidiyoruz. 3.5'luk büyümeye hiç laf etmeyelim. 4.5'ları, 5'leri önümüzdeki yıllarda toparlarız" diye anlatıyor.
-Referandum geride kaldı. Piyasada hareket var mı?
-İç piyasada bir hareket seziyorum. Referandum öncesi bir belirsizlik vardı, o ortadan kalktı. Ben referandum öncesinde de söyledim, ‘Türkiye daima uzlaşmayı sağlar’. Yatırımlar devam edecek. Son yapılan özel sektör eurobond ihraçlarına bakın, sürekli iki katı, üç katı talep geliyor. Şimdi yeni bir hikaye yaratmamız lazım. Şimdi önümüz temizlendi, referandum geride kaldı. Otururuz yeni hikayeyi yaratırız. Belirli bir yere getiririz.
EKONOMİ KONUŞACAĞIZ
-O yeni hikayeyi yaratırken nereden yola çıkmamız lazım?
-Bir bütünsel yaklaşıma ihtiyaç var. Türkiye’nin ekonomiyi gündeme getirebilecek bir hikaye yaratması için, global gelişmeleri de bir çerçeve içinde toparlaması lazım. Bir Ortadoğu sorunumuz var. Sınırlarımızın dışında olan gelişmeler var. Ama bence oralarda da adım atmaya başladı Türkiye. İlk oraları toparlayacağız. O bizi biraz baskılıyor, gündeme ekonomiyi getiremiyoruz. Ben bunun doğru yönde ilerlediğini görüyorum. O zaman ekonomiyi daha fazla konuşacağız.
-Yabancı yatırımcının bakışı nasıl bu dönemde Türkiye'ye?
-Diyelim ki dış yatırımcısınız; Avrupa Birliği’ne ticari hayatta mevzuat olarak entegre olmuş tek gelişmekte olan piyasa burası. Brezilya’da, Rusya'da, Uzakdoğu'da böyle bir altyapı yok.
AVRUPA'YA ENTEGRE TEK PAZAR
Avrupa’ya bu kadar yakın ve Avrupa’ya entegre olmuş tek pazar burası. Yatırım yapacaksanız insan kapasitesine bakarsınız, bu ülkenin droktoru var mı mühendisi, altyapıcısı var mı.. Biz insan zengini bir ülkeyiz. Lojistik altyapımız müsait. Ne yapalım şimdi Türkiye’ye yatırım yapmayalım mı... Türkiye çok cazip. Peki problem ne. Türkiye’de borçluluk problemi var mı.. Kamu borcu gayri safi milli hasılanın yüzde 30’unun altında. Özel sektörde biraz borçluluk var ama kısa vadeli değil. Biraz enflasyon sorunumuz var ama bir sürü dalgalanmanın içinden geçiyoruz, onu da bir süre sonra halledeceğiz. Sonuçta yatırımcı da 2 sene için gelmiyor. 10-15 yıllık bir yatırımsa, Türkiye tam yatırım yapılacak ülke.
-Kredi Garanti Fonu’nun amacının dışında kullanıldığı gündeme geliyor. Gerçekten öyle mi?
-Zannetmiyorum. Ben kendi bilançomdan müşterilerimden bakıyorum. Bizde öyle bir örnek yok. Bence sistemde de çok nadirdir. Ben Kredi Garanti Fonu'nda yapılanın doğru bir iş olduğunu düşünüyorum. Bunu Amerika da yaptı. Ekonomiyi hareketlendirme adına doğru bir adım olarak görüyorum.
Yabancı ilgisi sürüyor
-Bankacılık sektörü hareketli bir dönem geçirdi. Hareket sürer mi?
-Türk bankacılık sistemi gayet sağlıklı. 80 milyonluk bir ülke söz konusu. Bu ülke daha da büyüyecekse ciddi anlamda bankacılığa ihtiyaç var demektir. O zaman sektöre yabancı ilgisi de devam eder. El değiştirmeler olabilir. Küçük özellikli bankalar gelebilir. Yatırım bankaları gelebilir.
‘Silikon Vadisi’ olmasak da ona yaklaşabiliriz
-Siz girişimciliğe büyük destek veren bir bankasınız. Türkiye’de bir Silikon Vadisi olabilir mi?
-Bu potansiyelin olup olmadığını bilmilyoruz. Ama eğer bunu yaratmazsak, çok kötüye gideriz. Bizim endüstride geldiğimiz yer, çok iyi. Ancak henüz katma değerli ürün yarattığımız bir endüstri yapısına sahip değiliz. Bir üst seviyeye gitmek istiyorsak, bu girişimcilikten, yaratıcılıktan çıkacak. Bizim girişimcilik bölümünden biliyorum. Bir sürü insan, Türkiye’ye gelip, bu işlerin içinde olmak istiyor. Coğrafi konumumuzun verdiği bir avantaj var. Mühendislik altyapımız iyi. Bankacılık altyapımız iyi. Bu komşu ülkelerde yok. Silikon Vadisi olabilir miyiz.. Belki Silikon Vadisi olmayız ama ona yakın başka bir şey olabiliriz.
Mevduatın bir hızı var-
Mevduat faizleri neden yükseldi?
-Çok normal. Diyelim size kredi verdim, siz o parayla mal aldınız. Para 3. kişiye geçti. Teknik olarak o paranın gelip bana mevduat olması lazım. Ama bunun bir hızı var. Bir süre sonra mevduat olarak dönecek.
Büyüme hedefimizi yukarı çektik
-Son çeyrekte de 3.5’luk bir büyüme vardı. Sizce bu büyüme yılın geneline yayılır mı?
-Yayılır. Biz kendi büyüme hedeflerimizi de revize ettik. 3.5’a yakın bir büyüme bekliyoruz bu sene için. Dünyaya ve bizim yaşadıklarımıza baktığınızda bu gayet iyi bir rakam. 15 Temmuz'dan sonra herkes 'acaba yüzde 1.5'luk büyümelede mi gidiyoruz' diye bir düşündü. Ancak oradan toparladık işi ve aşağı gidişi bir anda geri çevirmeyi başardık. Şimdi o momentumla gidiyoruz. 3.5'a hiç laf etmeyelim. Geri kalanını önümüzdeki yıllarda toparlarız. Sonra 4-5’leri yakalamak için herşeyi denemeliyiz. Tabii ki global gelişmelerin de biraz bize destek olması lazım.
Faiz 50 baz puan iner
-Faiz ne zaman iner?
-Sıkı para politikası olduğu için mevcut durumun çok fazla altına inmez gibi gözüküyor. Çok fazla üzerine de gitmez. Bir 50 baz puan altına ineriz.
-Bir köpük oluştu mu mevduat faizinde?
-Ben çok oluştuğunu düşünmüyorum.
-Hükümetin teşvikleri, KDV, ÖTV düzenlemeleri ekonomide canlanma eğilimi yarattı mı?
-Evet bunu gözlemliyoruz. Bir takım harcama eğilimlerinde artış var. Bu yatırımcıda güven artırmak için doğru bir strateji.
Kredi büyümesi %20-25 olur
-Türkiye’nin iki kredi derecelendirme kuruluşundan puan kaybetmesi borçlanmanızı nasıl etkiledi. Maliyetlerinizi yükseltti mi?
-Yükseltmedi dersek yanlış olur. 50-75 baz puan arası bir yükselişe neden oldu. Bunlar bankacılık sisteminde hasar verici maliyetler olmaz.
-Sektörde ve TEB'de kredi büyümesi ne olur 2017’de?
-Geçen yılın 5-6 puan üzerinde olur diyorduk ama biraz daha üzerinde olacak sanırım. Yılın genelinde 20-25 arası bir kredi büyümesi görürüz. Bizimki de buna paralel olur.
Tenisi sokağa yaymak istiyoruz
-Tenise büyük destek veriyorsunuz. Neden tenis?
-Biz bir sporu desteklemek istiyorduk. O dönem BNP’yle birleşme oldu. BNP bizi bambaşka bir dünyaya götürdü. Federasyon da bize çok destek oldu. Garanti Koza’yla bir işbirliği yaptık. Bu üçlü sac ayağı teniste bu noktalara kadar gelinmesini sağladı. En büyük hayalimiz Türk tenisçilerimizin başarılarına tanık olmaktı. Geçen yıl TEB BNP Paribas İstanbul Cup’ta Çağla Büyükakçay ve İpek Soylu şampiyon olarak Türkiye tenis tarihine isimlerini yazdırdılar. Biz tenisi sokağa yaymak istiyoruz. Federasyon ile TEB’in tenise dair hayalleri ortak.
Sektörde istihdam kesinlikle geri gitmez
-Bankacılık sektörü dijitalleşiyor. Sektör genelinde istihdam azalır mı?
-Hâlâ Anadolu’da fiziki şube açmak gerekiyor ama büyük şehirlerde artık her bir sokağa fiziki şube açmanın bir anlamı kalmıyor. İstihdam kesinlikle geri gitmez. Sektörde 250 bin kadar kişi çalışıyor. Geri gitmeden kasıt, bunun 100 bin azalması anlamına gelir. Böyle bir şey olmaz. Ama her sene 5-10 bin kişi azalabiliriz, böyle şeyler olabilir. Ancak bankacılık sektörünün eski hızıyla istihdam yaratmayacağını söyleyebilirim.
Dolar 3.30-3.70 arasında gidip gelir
-Dolarla ilgili tahmininiz nedir. Sene başı tahminleriniz değişti mi?
-Yapmadık. Doları mevcut seviyelerinden çok aşağı ya da çok yukarı götürecek bir etki yok ortada. Yatay bir seyir bekleyebiliriz yıl sonuna kadar. 3.30 ve 3.70 arası bir bantta gidip geleceğimizi öngörmüştük, hala böyle düşünüyoruz.
Tıkanma için 20 puan gerek
-Kredi mevduat oranı 130’lara yaklaştı. Bir tıkanıklık söz konusu olur mu?
-Olmaz, çözümler üretiriz. Biraz sermaye piyasalarını kuvvetlendirmemiz lazım. Bu konuda çalışmalar var. Piyasaları çeşitlendirirsek, yeni enstrümanlara yurtdışından fon sağlanabilir. Tıkanma olması için 20 puan daha kötüleşmemiz lazım.
ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE - AKŞAM