FINANSGUNDEM.COM – KONYA
Kişisel ve ev bakım ürünlerinde Omo, Elidor, Dove, Domestos, Yumoş, Cif, Signal gibi dünyaca ünlü markaların üreticisi Unilever Türkiye küresel ölçekte son yılların en büyük yatırımlarından birini Konya’da gerçekleştirdi. Unilever toplam 9 tesisle tedarikçileriyle birlikte Konya’da 350 milyon Euro yatırım değerine sahip bir tedarik zinciri ekosistemi kurdu. Gebze'deki üretim tesislerinde üretime son veren Unilever Konya fabrikasını yatırım izninin alınmasını izleyen 18 ay gibi kısa sürede hizmete açtı. Unilever Global CEO'su Paul Polman da açılış için özel olarak Türkiye'ye geldi.
Türkiye’de sekiz fabrikası ve 5 bini aşkın çalışanıyla faaliyet gösteren Unilever, Konya’daki ikinci yatırımını Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri fabrikasıyla yaptı. Tedarikçileriyle birlikte Konya’da güçlü bir tedarik zinciri ekosistemi oluşturan Unilever, toplamda 350 milyon Euro’ya ulaşan entegre yatırım değeriyle Türkiye’de hızlı tüketim sektöründe son 10 yılın en büyük fabrika yatırımını hayata geçirmiş oldu.
100 yılı aşkın süredir Türkiye’deki faaliyetlerini sürdüren Unilever, yeni fabrika yatırımı ile ev bakım ve kişisel bakım ürünleri kategorilerinde toplam üretim kapasitesini 750 bin tona çıkaracak. Fabrikada Unilever’in OMO, Domestos, Yumoş, Cif, Rinso, Elidor, Clear, Dove gibi tanınan markalarının üretimi yapılacak.
BAŞBAKAN YARDIMCISI ŞİMŞEK VE SANAYİ BAKANI ÖZLÜ DE KATILDI
Unilever Global CEO'su Paul Polman'ın yanısıra fabrikanın resmi açılış törenine Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Faruk Özlü de katıldı. Açılışta Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Harm Goossens ve Unilever Türkiye, Rusya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya, Kafkasya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Bölge Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Nihal Temur da hazır bulundu.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye'deki son yıllardaki gelişmelerin, şokların katkısı var ama şunu net olarak ifade edeyim; Türkiye her şeye rağmen iyi bir performans ortaya koydu. En kötüsü geride kaldı. Türkiye, 2000'li yılların başında yapılan yapısal reformlar sayesinde hakikaten orta alt gelir grubu olmaktan, orta üst gelir grubuna çıktı. Türkiye sınıf atladı. Tekrar, çok kapsamlı mikro ve makro düzeyde çok önemli reformaların yapılacağı dönemin arifesinde, başındayız” dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de hükümetin reform çalışmalarına devam ettiğini belirterek, bugüne kadar Türkiye'de kanun hükmünde kararnameyle yürütülen patent faaliyetlerinin bir kanunla tek bir kitap halinde toplandığını, Avrupa Birliği standartlarında Patent Yasası'nın olduğunu, yatırımcıların önünün açık, hukuki haklarının koruma altında olduğunu dile getirdi.
POLMAN: TÜRKİYE’YE YATIRIMA DEVAM EDECEĞİZ
Unilever Global CEO’su Paul Polman ise konuşmasında, Türkiye'de büyümeye ve yatırım yapmaya devam edeceklerini belirterek, “Türkiye’nin ve ekonomisinin 100 yılı aşkın bir süredir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Türkiye, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya için bölgesel bir merkez olma rolüyle önceliğimiz olan bir ülke. Konya da altyapısı, konumu ve yenilenebilir enerji tedariki konusunda sahip olduğu potansiyel ile Unilever’in geleceği için stratejik bir rol üstleniyor, sürdürülebilir büyümemizi destekliyor" dedi.
30 BİN KİŞİYE İŞ KAPISI
2013 yılında 95 Milyon Euro yatırımla açılan Algida dondurma fabrikasının ardından Konya’daki ikinci Unilever yatırımı olan Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri fabrikasında 4 mega üretim tesisi, 2 şişe üretim tesisi, 1 dolum tesisi, 1 mega depolama-dağıtım merkezi ve 1 hammadde lojistik merkezi ile toplamda 9 tesis yer alıyor. Yaratacağı ekosistemle 20-30 bin kişiye dolaylı olarak iş kapısı açacağı belirtiliyor.
Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri kategorisinde toplam üretim kapasitesini 750 bin tona çıkaracak olan yeni fabrikanın bu iki ürün grubunun 21 ülkeye olan ihracatını da artırması hedefleniyor. Bu da Türkiye’nin 2023 yılı için belirlediği toplam 500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkı sağlama anlamına geliyor. Yeni fabrikanın Türkiye’de hızlı tüketim alanında son 10 yıldaki en büyük yatırımı ve Türkiye tarihinde Konya’ya, tüm sektörlerde yapılmış en büyük yatırım olma özelliği taşıdığı belirtildi.
ZAMAN, ENERJİ VE MALİYET TASARRUFU
Unilever Türkiye, Rusya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya, Kafkasya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Bölge Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Nihal Temur ise konuşmasında şunları söyledi:
“Tüm fabrikalarımızda olduğu gibi bu yeni fabrikamız da çöplüğe ‘sıfır atık’ gönderme hedefine ulaşacak şekilde tasarlandı. Ayrıca en iyi bina stratejilerinden ve uygulamalarından oluşan bir yeşil bina sertifikasyon programı olan LEED sertifikasyonunu da (LEED- Leadership in Energy and Environmental Design) hazır şekilde inşa edildi. Yenilikçi tasarımı ve üretim sistemleriyle karbon emisyonu ve su tüketimi, benzeri üretim merkezlerine kıyasla yüzde 50 azaltılacak şekilde hayata geçirildi.
Uçtan uca dijital teknolojiler, akıllı üretim hatları ve üstün kalitede tedarik zinciri yönetimi ile gerek fabrikanın kendisi gerekse Konya Tedarik Köyü’nün bütünü, iyi bir sürdürülebilir tedarik örneği sergiliyor. Bu model tüm paydaşlar için zaman, enerji ve maliyet tasarrufu sağlıyor.”
ŞİMŞEK: TÜRKİYE EKONOMİSİ İYİ BİR PERFORMANS GÖSTERDİ
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin küresel kriz, Avrupa borç krizi, Ortadoğu'daki kaos, Türkiye'de yaşanan birçok iç şok, hatta darbe girişimine rağmen iyi bir performans gösterdiğini belirterek, "Türkiye, 2000'li yılların başında yapılan yapısal reformlar sayesinde orta alt gelir grubundan, orta üst gelir grubuna çıktı." dedi. Şimşek, küresel ekonominin toparlandığını, 8 yıldır ilk defa küresel ekonomiye ilişkin, büyümeye ilişkin beklentilerin olumlu olduğunu vurguladı.
İlk defa aşağı yönlü tahminlerde bir revizyon olmadığını aktaran Şimşek, "Küresel ticarette de toparlanma var. Bunların hepsi iyi haber. Her ne kadar gerek Ortadoğu ve Asya'da birtakım jeopolitik gerginlikler olsa da genel anlamda daha iyimser bir hava var. Beklentiler biraz daha olumluya dönmüş durumda." dedi.
Türkiye'nin son yıllarda çok ciddi sıkıntılar, iç ve dış şoklarla karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Şimşek, Türkiye ekonomisinin bütün bunlara büyük direnç gösterdiğini bildirdi.
Şimşek, şunları kaydetti:
"Küresel kriz, Avrupa borç krizi, Ortadoğu'daki kaos, Türkiye'de yaşanan birçok iç şok, hatta darbe girişimine rağmen Türkiye ekonomisi iyi bir performans gösterdi. 2002 yılında hükümetiz başa geldi. 2002-2016 döneminde yüzde 5,7 gibi gerçekten çok güçlü bir büyüme performansı gösterdi. Ondan önce 1923-2002 döneminde yüzde 4,5 gibi yine iyi bir büyüme oranımız var ama bütün bu şoklara rağmen yüzde 5,7'lik büyüme oldukça iyi. Hatta küresel kriz sonrası döneme bakarsak yüzde 6,7 gibi çok daha güçlü bir büyüme söz konusu."
Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini aktaran Şimşek, şöyle devam etti:
"2000'li yılların başında Türkiye ekonomisini reel olarak 100'e eşitlerseniz, bugün Türkiye ekonomisi 215'e ulaşmış durumda. Aynı dönemde dünya ekonomisine veya gelişmekte olan ülkelere baktığınız zaman, Türkiye'nin iyi bir performans gösterdiğini söyleyebilirim. Dünya ekonomisi 100'den 181'e, Avrupa Birliği 100'den 126'ya, gelişmekte olan ülkeler Hindistan hariç 100'den 193'e çıkmış. Türkiye 100'den 215'e çıkmış. Türkiye'nin algısı dışarıda yeterince olumlu değil. Türkiye'nin yanı başında meydana gelen, özellikle jeopolitik gerginliklerin mutlaka bunda katkı payı var.
Türkiye'deki son yıllardaki gelişmelerin, şokların katkısı var ama şunu net olarak ifade edeyim; Türkiye her şeye rağmen iyi bir performans ortaya koydu. En kötüsü geride kaldı. Türkiye, 2000'li yılların başında yapılan yapısal reformlar sayesinde hakikaten orta alt gelir grubu olmaktan, orta üst gelir grubuna çıktı. Türkiye sınıf atladı. Tekrar, çok kapsamlı mikro ve makro düzeyde çok önemli reformaların yapılacağı dönemin arifesinde, başındayız."
Türkiye’nin beşeri sermayeye, Ar-Ge'ye, girişimciliğe, ekosistemini güçlendirmeye ve alt yapıya önem verdiğini aktaran Şimşek, şöyle devam etti:
"2000’li yıllarda Türkiye’de 25 yaş üstü nüfusun toplam okulda geçirdiği ortalama süre 5,5 yıldı. Bugün Hükümetimiz zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarttı. Eğitime erişimi inanılmaz düzeyde artırdı. Şimdi okul öncesi eğitimi de 2019 itibarıyla zorunlu hale getiriyoruz. Bugün eğitim sisteminde 15-16 yıl eğitim görecekler. Küresel yatırımcıların Türkiye’ye inanması için en önemli sebeplerin başında eğitim geliyor. Ülke olarak insana yatırım yapmaya devam edeceğiz. Vergi gelirinin yüzde 24’ünü eğitime harcıyoruz. Ar-Ge, inovasyon, ekosistemine yönelik çok adım attık. 100 dolarlık Ar-Ge yapan firmaya 225 dolara kadar destek veriliyor. Çalışana ve Ar-Geye güçlü destekler veriyoruz. Bir an önce önemli sanayi merkezlerini, hızlı tren ağlarıyla limanlara bağlamamız lazım. İnanıyorum ki devam eden projelerle bağlantılar sağlanacak. Türkiye alt yapı açısından çok gerideydi. Son 15 yıl içerisinde alt yapı yatırımlarında inanılmaz bir çaba içerisine girdi ve büyük bir başarı sağladı. Çok şeritli yol 6 bin kilometreydi şimdi neredeyse 25 bin kilometreye çıktı."
Cumhuriyet tarihinde yapılanların 3-4 katını yaptıklarını anlatan Şimşek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Aynı şekilde dünyada yüksek hızlı demiryolu ağı ören 8 ülkeden bir tanesiyiz. Havalanı sayımız da son 15 yılda 2 kattan daha fazla arttı. Limanlarımızı özelleştiriyoruz ve çok daha etkin şekilde çalıştırıyoruz. Bunlar, verimlilik, kalkınma ve yatırım için son derece önemli ve yapmaya da devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde daha çok reform yapacağız. Yargıyı hızlandıracağız, eğitimin kalitesini artıracağız. İş ortamını iyileştireceğiz. Bunların hepsi bizim için olmazsa olmazdır. Kamu maliyesinde de reform yapacağız. Vergi mevzuatını basitleştireceğiz, daha öngörülebilir hale getireceğiz. Mükellef haklarını daha güçlü şekilde koruyacağız. Bunların hepsi bizim için önemli alanlar. Kamu personel rejiminde de kamu idari reformunu yapmamız lazım. Türkiye ancak ve ancak performansa dayalı bir kültürle yüksek gelirli ülkeler grubu arasına girer."
ÖZLÜ: HÜKÜMETİN REFORM ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de hükümetin reform çalışmalarına devam ettiğini söyledi.
Bugüne kadar Türkiye'de kanun hükmünde kararnameyle yürütülen patent faaliyetlerinin bir kanunla tek bir kitap halinde toplandığını belirten Özlü, Avrupa Birliği standartlarında Patent Yasası'nın olduğunu, yasanın, yabancı ve yerli üreticilerin hukuki haklarını koruduğunu, yatırımcıların önünün açık, hukuki haklarının koruma altında olduğunu dile getirdi. Teknolojik üretim yönetiminde köklü bir değişiklik öngören TÜBİTAK Yasası'nın Bakanlar Kurulu'ndan geçtiğine işaret eden Özlü, şöyle konuştu:
"Türkiye'de araştırma, değiştirme faaliyetleri, teknolojik üretim faaliyetleri gibi belirli strateji alanlarında kapsamlı ve köklü bir reform önümüzdeki günlerde Mecliste yasalaşacak. Üretim ve reform paketi için sanayici ve iş adamları sivil toplum kuruluşlarıyla çok defalar görüşüp konuştuk. 700'den fazla görüş geldi. Bunları kontrol edip, değerlendirerek paketi nihayetlendirdik. Bugün yarın Meclise sevk edeceğiz. Sanayiciyi, üretiyici ilgilendiren, maddi olarak küçük, etkisi büyük hükümler var bu pakette. Türkiye'de üreticinin desteklenmesi, sanayinin geliştirilmesi noktasında 72 maddeden oluşan çok önemli dönüşüm maddeleri içeriyor. Bunu da hayata geçireceğiz. Piyasa gözetim ve denetimiyle ilgili bir çalışmamız var. Piyasada çok sayıda ürün alıcı ve satıcısı var. Bunların denetimi noktasında çalışmamız var. Yıl sonuna doğru Meclise sevk edeceğiz. Kapsamlı dönüşüm öngörüyoruz. Türkiye'de 6 sivil toplum kuruluşunu bir araya getirdik. Kapsamlı çalışma yürütülüyor. Gelecek yıl Bakanlık bütçesine bununla ilgili bir fon ayıracağız."
Özlü, Ar-Ge merkezleri kurulduğunu ve kurmaya teşvik ettiklerini, yabancı yatırımcıların da Ar-Ge merkezleri kurmalarını istediklerini kaydetti.
Ünilever’in Konya’daki ikinci yatırımı Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri fabrikasının açılış törenine Konya Valisi Yakup Canbolat, AK Parti Konya milletvekilleri Ziya Altunyaldız, Muhammet Uğur Kaleli, Mehmet Babaoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, şirketin yöneticileri, oda başkanları ile çok sayıda kişi katıldı.