Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Lideri Bahçeli arasında geçen hafta gerçekleşen görüşme, siyasi kulisleri hareketlendirmişti. Hükümetin MHP’ye “Kabinede yer alın” teklifi yapacağı iddiaları gündeme gelmişti. Ancak görüşmenin ardından iki taraf da bu yönde bir değerlendirme yapılmadığını dile getirmişti. MHP Genel Merkezi’nde, bir teklif karşısında, nasıl bir tavır alınacağına ilişkin bazı kıstaslar belirleniyor.
Kıstaslardan ilkini “FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin mücadelede hükümetin tavır alması” oluşturuyor. Bahçeli’nin referandumdan kısa bir süre önce, bir TV programında “İçimizdeki FETÖ’cüleri biliyorum” açıklamasının “AK Parti’ye siyasi mesaj niteliği taşıdığı” yorumları yapılıyor. 15 Temmuz sonrası, bir Milli Mutabakat Hükümeti kurulmasına ihtiyaç olduğu; ancak MHP’nin elini taşın altına koyabilmesi için AK Parti’nin bu şartı yerine getirmesi gerektiği vurgulanıyor. Aksi halde “MHP kabinede olsa da FETÖ ile mücadelenin sağlıklı bir şekilde yapılamayacağı” değerlendiriliyor.
MHP, olası bir koalisyon için partinin tüzel kişiliğini de ön planda tutuyor. MHP’nin birkaç bakanlık için kabineye girmesinin “kamuoyunda pazarlık şeklinde algılanacağı” değerlendiriliyor. MHP’nin, AK Parti ile kabineye “Türkiye’nin geleceği ve güvenliği için MHP ile işbirliğine ihtiyaç duyulduğu takdirde” girebileceği belirtiliyor. Bunun için de “AK Parti gölgesinde bir MHP değil, başlı başına tüzel kişiliğe sahip bir MHP’li koalisyon şartlarının oluşması gerektiği” ifade ediliyor. Aksi halde MHP’ye “lütuf gibi sunulacak teklife Bahçeli’nin de asla sıcak bakmayacağı” konuşuluyor.
Genel Merkez koridorlarında, MHP’nin AK Parti ile koalisyon yapabilmesi için, teklifin Başbakan’dan değil bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yapılması gerektiği dillendiriliyor. Partide, “MHP olmasaydı, referandumdan evet çıkmazdı” değerlendirmeleri yapılırken, 2019’da yapılacak seçimlerin de kritik olduğu belirtiliyor. (Hürriyet / Umut Erdem)