Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Atatürk Kültür Merkezi (AKM) alanında yapılan toplu açılış töreninde konuşuyor. "Ankara tarih boyunca hep karargah olmuştur" diyen Erdoğan'ın konuşmasınnı satır başları şöyle...
AŞIK VEYSEL'İ ULUS'A SOKMADILAR...
Kardeşlerim, Ankara şu anda anayasa değişikliğine karşı hayır kampanyası yapan ama evet denmesi için ne gerekiyorsa onu söyleyen birisi var ya, işte o zatın partisinin tek parti olarak bu ülkeyi yönettiği dönemde, maalesef milleti hor gören bir anlayışın hakimiyetine girmiştir. Milletin karargahı olması gereken Ankara, bu faşist anlayışın istilasına uğramıştı. Ankara, Anayasa değişikliğine karşı 'Hayır' kampanyası yapan partinin başındaki zatın başındaki partinin tek parti döneminde birçok mezalim yaşanmıştır.
Rahmetli Abdurrahim Karakoç o dönemi şöyle güzel anlatmıştır.
Gitmişti makama arzuhal için
Bey dedi yutkundu eğdi başını
Bir azar yedi ki oldu o biçim
Şey dedi yutkundu eğdi başını
Döndü gözlerine bulgur bulgur yaş
Sandım canevine döktüler ateş
Sordum memleket neresi gardaş
Köy dedi yutkundu eğdi başını
Bugün 'Hayır' diyen zihniyet Aşık Veysel'i ülkeye sokmayan zihniyettir.Kardeşlerim, bir vesileyle Ankara'ya gelen Aşık Veysel, kılığından kıyafetinden dolayı Ulus'a sokulmamıştır. Bugünkü hayır diyen zihniyet, Aşık Veysel'i de Ulus'a sokmayan zihniyettir. Hamdolsun, dün o caddelere sokulmayan insanlar bugün Ankara'da yaşıyor. İşte onlar evet diyenlerdir. Rahmetli Menderes'i sadece ve sadece milletin taleplerini yerine getirdiği için darağacına çıkardılar. Ona sessiz duranlar da hayır diyenlerdir. Türkiye ne zaman ileriye doğru atım atmışsa, hep aynı şey olmuştur. Bir takım eller devreye girmiş, ülkemiz hep geriye itilmiştir.
BÜYÜME RAKAMLARI
Türkiye 1991'den bu yana istikrarlı bir yönetime sahip olsaydı, şu anda bulunduğumuzun yerin tam 2 kat ilerisinde olacaktık. Bugün kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar. Eğer istikrar olsaydı bu 22 bin dolar olacaktı. Önceki gün büyüme rakamları açıklandı. Türkiye, 2016'da 2,9 büyümüş. Bazıları bu rakamı küçümsemeye kalkabilir. Aynı dönemde AB'nin ortalama büyüme rakamı 1,5. OECD ülkelerinin büyüme ortalaması 1,7. Bize tabiki 2,9 yetersiz geliyor ancak dünyadaki anlı şanlı ekonomi kuruluşları var ya, hani benim fırça attıklarım, şimdi onların değerlendirmelerinin 1 puan üzerinde olduğumuzu unutmayalım. Bu demektir, ters köşe oldular yine. Bu millet penaltıyı iyi atar. Şu meydanın bereketine bak. Hani bazen diyorsunuz ya, Avrupa Avrupa duy sesimizi, diyorsunuz ya. Gör Ankara'yı gör. Öyle kahve köşelerinde hayır kampanyaları yapmakla, benim milletimi aldatamayacaksınız.
16 Nisan'da Avrupa'nın liderlerine gereken dersleri vermeye hazır mıyız? Hanımlar, beyler 14 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Hiç merak etmeyin, biz beşer planında kimsenin önünde eğilmedik. Biz sadece rabbimizin önünde rükuda eğiliriz, secdede eğiliriz. Ankara, 16 Nisan'da, demokrasi ve ekonomisiyle daha büyük Türkiye için evet diyor mu?
ALINAMAYAN ÖNLEMLER YENİ SİSTEMLE ALINACAK
Bakın dün neredeydik? Diyarbakır evet diyor. Diyarbakır çok çekti. Ama yeni yönetimle birlikte bakın istikrar ve güven ortamımızı tehdi eden onlarca hadiseye rağmen gereken ve alınamayan tedbirler alınacak. İyi, güzel, dayfalı olan gelişmelerin şartı istikrardır güvendir. Karşımıza sürekli çeşitli engeller çıkarıldı. 2007'de Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi adımını attık.
2013'TEN BERİ GELEN SALDIRILAR SÜRECİ GECİKTİRDİ
O zaman pek çokları bu kararın ne anlama geldiğini bilmiyordu. Doğru olan bu sisteme 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesine geçmekti. Ancak 2013 yılından itibaren kesintisiz biçimde öyle büyük saldırılara maruz kaldık ki gündeme getirmeye dahi fırsat bulamadık.
“ANA MUHALEFETİN ‘HAYIR ÇIKARSA BİR ŞEY OLMAZ’ DEDİĞİNE BAKMAYIN”
Anamuhalefetin bugün sistem değişmezse bir şey olmaz. Herkes işine devam eder dediğine bakmayın. Hatırlayın 7 Haziran akşamı sonuçlar bile açıklanmadan ne dediler? Sivil darbe önlendi dediler. Cumhurbaşkanlığı makamı tartışmalı hale gelmiştir dediler. Siyaseten ve hukuken boşlukta bir kişi var dediler. Hatırlıyorsunuz değil mi? Yani isitkrarsızlık çığırtkanlığı yaptılar. Ve hemen ardından Diyarbakır'da 53 Kürt kardeşimiz öldürüldü. Öldürenler de sözde Kürt! Hani bu alçaklar Kürtlerin temsilcisiydi.
BU TERÖR BEDELİ NE OLURSA OLSUN BİTECEK
Diyarbakır'da da anlattım. Bunlar hiçbir zaman Kürtlerin temsilcisi olmadı. Evlerinden tüneller açarak aşağıda suni şehirler hazırladılar. Ama şuanda o açtıkları çukurlara gömülüyorlar. Ne olursa olsun. Bedeli ne olursa olsun Allah'ın izniyle bu terörü bitireceğiz. 1 Kasım'daki seçimle bunların heveslerini milletim kursaklarında bıraktı. 16 Nisan ise bu kriz tüccarlarına verilecek tarihi bir cevap olacaktır. FETÖ ihanet şebekesini bir daha bu ülkeye zarar veremeyecek hale getirecek. Siyasi kaos hesapları tutmayanlar 15 Temmuz gecesi Ordu içerisindeki mensuplarıyla darbe girişimi başlattılar. Öncelikli hedefi ülke ve milletin karargahı olan Ankara'yı ele geçirmekti. Onun için en çok saldırıyı burada yaptılar. En çok kanı burada döktüler.Türkiye'nin kalbi olan TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, Gölbaşı ÖHM ve Emniyeti bombaladılar. Özel Kuvvetleri bombaladılar. Tanklarla milletin üzerinden geçtiler. Ateş açtılar. Ben bu milletle gurur duyuyorum. Onlar tuzaklarını kurdular ama Allah'ın tuzağının üzerinde bir tuzak yoktur, bunu bilmiyorlardı. 249 şehit verdik, 2193 gazimiz vardı. Ama tokadı yediler. Bundan sonraki tokat daha da büyük olacak. Ankara, İstiklal Harbi'nden sonra ikinci defa gazilikle şereflendi. Ankara şehit oldu, gazi oldu ama asla teslim olmadı.
İDAM KARARI
İdam konusundaki kararım bellidir. Neden? Çünkü 16 Nisan'dan sonra bu konu parlamentoya gelir, Sayın Kılıçdaroğlu da olumlu baktığını söylüyor, inşallah terse dönmez. Sayın Bahçeli de olumlu diyor. Sayın Yıldırım'ın düşüncesini biliyorum. Parlamentodan geçip bana gelirse ben de onaylarım. 249 şehidimizin katillerini af yetkisini kendimizde bulmayız.
'BE DANGALAKLAR...'
15 Temmuz'da Türk milleti izzetine canı pahasına sahip çıkmıştır. Şu anda her taraftan üzerimize gelenlerin tek derdi, sizin zafere ulaşmanızdır. Ondan dolayı kuduruyorlar. Siz onların, tüm planlarını yerle yeksan ettiniz. İşte İsviçre, parlamentonsunun önünde büyük bir pankart. Benim resmim ve şakağıma dayanmış bir silah. Ne diyor? Erdoğan'ı öldürün. Be dangalaklar, Erdoğan sizin demenizle mi ölecek? Biz bu yola kefenimizle çıktık. Rabbimiz ne derse o olacak. Siz o sokaklarda, PKK'yı dolaştırarak, kendi polislerinizle onları korumaya alarak, Türkiye'nin şanından bir şey alabileceğinizi mi sanıyorsunuz. Türk milleti inşallah bu Batı'nın liderlerine en güzel dersi verecek.
'16 NİSAN AB'Yİ DEĞERLENDİRME GÜNÜDÜR'
Gittiler Vatikan'da tüm AB liderleri kuzu kuzu oturup, Papa'yı dinlediler. AB'ye Türkiye'yi niye almıyorlar, anlıyor musunuz? Olay tamamiyle haçlı ittifakıdır. 16 Nisan aynı zamanda bunu değerlendirme günü olacaktır. Çünkü 14 senedir bunlarla konuştuk, hep yalan söylediler. Ve hala yalan söylemeye devam ediyorlar.
'KILIÇDAROĞLU YİNE YALAN SÖYLÜYOR'
Bu Kılıçdaroğlu diyor ki, hayır diyenler terörist diyormuşuz. Kılıçdaroğlu yine yalan söylüyorsun. Evet diyen ne kadar saygınsa, hayır diyen de o kadar saygındır. Ancak kim hayır diyor? Kandil hayır diyor mu, bölücübaşı hayır diyor mu? Avrupa'daki bazı liderler hayır diyor mu? FETÖ hayır diyor mu? Türkiye'den baro başkanı gidip Avrupa'da hayır kampanyası yapıyor. Bütün bunlar hayır derken, biz milletimize iki şeyi hatırlatacağız. Bir, peygamber efendimiz söylüyor, kişi sevdiğiyle beraberdir. İki, bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
GÜNEŞ MOTELLERİ HATIRLAYIN
Ankara, 1950'den bu yana 48 hükümete şahitlik etti. Koalisyon hükümetleri kurulurken, ne dolaplar döndüğünü en iyi bu şehir bilir. O Güneş Moteller, o pazarlıklar. Biz diyoruz ki, Türkiye bu zilletten kurtulsun. Artık hükümetler doğrudan sandıkta kurulsun. Ankara, ne cumhurbaşkanı-başbakan kavgaları görmüş bir şehirdir. Şimdi ne diyorlar bir de, Cumhurbaşkanı Meclisi feshedecek. Kim diyor, Kılıçdaroğlu. Böyle bir şey söz konusu değil. cumhurbaşkanının kanun yapma hakkı bile yok, sadece bütçe teklifi yapabiliyor. Onda da meclis kabul etmezse, bir önceki yılın bütçesiyle devam ediyor. Meclis, diyelim ki, seçimlerin yenilenmesi kararı aldı. Bu aynı anda hem Meclis'in, hem de cumhurbaşkanının seçimini getiririr. Bu tür bir kararı almak kolay değil. Böylece geçmişteki siyasi istikrarsızlıklar ortadan kalkıyor. Seçim günü 100 bin imza ile halkımız cumhurbaşkanı adayı gösterebiliyor. Böyle bir hak yoktu önceden. Gençlerimiz için, seçilme yaşını 18'e indiriyoruz. Gençler hazır mısınız? Ama bu hayırcılar ne diyor, çoluk çocuğa mı bırakacağız parlamentoyu. Sanki meclis tamamen 18 yaşındaki gençlerle dolacak. Kim hak ediyorsa, parlamentoya o girecek. Kaldı ki ben gençlerime güveniyorum, inanıyorum. Bu gençlik, 21 yaşında çağ kapatıp çağ açan Fatih'in neslidir, Kanuni'nin Ulubatlı'nın neslidir bu gençlik. Bu parlamento daha genç, dinamik olacak. Batıda var da biz de niye olmasın. Sayıyı 550'den 600 yapıyoruz rahatsız oluyor. Bak bakalım Batı ülkelerine. Sayılar ne kadar.
'YALAN YALAN YALAN...'
Bu değişikliğe karşı çıkanların dediklerini teker teker sayıp canınızı sıkmak istemiyorum ama şundan emin olun. Söylediklerinin hepsi yalan, yalan, yalan. Ne diyor, lokantaları kapatacak diyor. Ne diyor, muhtarları kapatacak diyor. Bir kere anayasa cumhurbaşkanına bu yetkiyi vermiyor. Ne diyor, bir kararname ile muhtarlıkları kapatacak. Ya muhtarlıklar kararnameyle kurulmuyor ki, kararnameyle kapatılsın. Ancak kanunla kapatılabilir, böyle bir yetki cumhurbaşkanında yok. Ben BM'de konuşma yapıyorum, diyor ki sanki muhtarlara konuşuyor. Sonra Sincan'da bir muhtar kardeşim buna diyor ki, bizi aşağıladınız. Haddime mi, diyor. Yav söyledin işte, kayıtlarda var. Tayyip Erdoğan 16 bin muhtarı, külliyede ağırladı. Benim muhtarım bugüne kadar cumhurbaşkanı makamına gelmemişki. Bu kapıları, vatandaşına muhtarına açan ilk biz olduk çok şükür. Çünkü biz oraları hizmet makamı olarak gördük. 55 bin muhtarımızı inşallah orada ağırlayacağız. Geliyorlar, dertlerini dinliyoruz, beraber yemek yiyoruz. Sonra da hediyelerini verip yolluyoruz. Kılıçdaroğlu biz bunu yapıyoruz.