Hükümetin beyaz eşyada ÖTV'yi sıfırlamıştı. Vatandaş ise bu indirim nedeniyle alışverişe başladı ve devlet 25 milyon TL vergilerden kar elde etti.
Vatan Gazetesi yazarı Ercan İnan konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı:
Vergi gelirlerini artırmak için vergi oranlarını yükseltmek mi gerekir yoksa tam tersi düşürmek mi?
Türkiye’de süregelen ve cevabı bulunamamış bir tartışmadır bu. Şubat ayı başında devreye sokulan beyaz eşya ve mobilyadaki vergi indirimleri belki de bu konuda ders olacak nitelikte sonuçlar çıkardı.
Malum ekonomide gözle görülür bir durgunluk var.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası tüketici güveninde ciddi bir azalış oldu. Terör saldırıları, azalan turizm gelirleri, referandum süreci derken, temkinli yaklaşım çarşı pazara yansımış vaziyette.
İşsizlik arttı, kredi geri dönüşlerinde de sorunlar yaşanmaya başlandı. Bu tabloyu gören ekonomi yönetimi çok yerinde bir karar alarak bazı ürünlerde piyasayı canlandırmak adına vergi teşvikleri getirdi. 3 Şubat’ta açıklanan kararlarla beyaz eşyada yüzde 6.7’lik ÖTV, Nisan sonuna kadar sıfırlanırken, mobilyada da KDV 18’den 8’e indirildi.
Şimdi sonuçlarına bir göz atalım. Rakamları Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği Başkanı Ergün Güler’den aldım.
Beyaz eşyada çamaşır makinası, fırın, buzdolabı ve bulaşık makinasından oluşan lokomotif dörtlünün Ocak ayı satış adedi 475 binlerdeydi.
Ancak tüm piyasa aktörlerinin üzerinde birleştiği karamsar bir beklenti vardı. Bu tedbirler alınmamış olsaydı; Şubat ayı satış rakamları 400 binlere doğru aşağı yönde evrilecekti.
YÜZDE 31.8 ARTIŞ OLDU
Maliye Bakanlığı’nın aldığı bu tedbir sonrası Şubat ayı satış rakamı tam tamına 599 bin 579 adet olarak gerçekleşti. 600 binlik rakama sadece 421 adet ürün kalmıştı.
400 bine düşmek bir yana yüzde 31.8’lik bir artış yaşandı yani. Maliye Bakanı Naci Ağbal, tedbirleri açıkladığı gün, yaklaşık 1 milyar liralık bir vergi gelirinden feragat edildiğini söylemişti.
Ancak ben öyle düşünmüyorum. Evet satış temposu aynen devam etse tüm alanlarda böyle bir yük belki ortaya çıkabilirdi. Ancak zaten duran bir piyasa olduğu için sonuçlar öyle olmadı.
Sadece beyaz eşya kısmında satış rakamlarına dayanarak söylüyorum, belki 75 milyon liralık bir vergiden feragat edildi ancak bunun karşılığında 100 milyon liralık bir vergi gelirine ulaşıldı.
Hatta satış rakamının 400 binlere düşeceğini öngörürsek, Maliye’nin kazancı reel olarak 25 milyon liradan bile fazla oldu diyebiliriz.
Eminim benzer bir tablo mobilyada da yaşanmıştır. Oradaki rakamlara bakmadım. Zaten mobilyada kayıtdışılık fazla olduğu için gerçek resmi görmek de çok mümkün değil. Neyse konuyu dağıtmayalım...
ZİNCİRLEME REAKSİYON
Bakın beyaz eşyada satışlar artınca ne oldu? Ana üretici de, bayi de yan sanayici de kazandı.
Hepsinin brüt kârı arttı.
Maliye Bakanlığı’nın KDV geliri arttı. Ödenecek Kurumlar Vergisi’ne de pozitif etkisi oldu. 75 milyon liradan vazgeçen devletin kasasına 100 milyon lira girdi. Daha da önemlisi, kapasite kullanımı yükseldi, işçi istihdamı arttı. 12.7 olan resmi işsizlik rakamının daha da artması önlendi. Büyümeye de pozitif yönde katkısı oldu. Ayrıca piyasalara moral aşılandı.
Aslında bir parantez de enerji verimliliğine açabiliriz.
Zira yeni ürün demek, daha düşük enerji israfı demek. Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği Başkanı Ergün Güler’in şu dipnotu etkileyici:
“Türkiye’de 20 milyondan fazla buzdolabı var ve yarısı aşırı enerji tüketen eski tiplerden oluşuyor. Bir gecede bunların tamamını A plus ürüne çevirsek, Türkiye bir Keban Barajı kazanır.”
BÜTÇE TEYİD ETTİ ‘UZATIN’ DENDİ
Tedbirlerin piyasaya olan pozitif etkisini Şubat ayı bütçe gerçekleşmeleri de teyid ediyor. Vergi gelirleri yüzde 4.3 oranında artarak 40 milyar lira civarında gerçekleşti. İşte bu rakamlardan cesaret alan beyaz eşya üreticileri geçen hafta başında Maliye Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı yetkilileri ile görüşerek, sözkonusu kampanyanın uzatılmasını talep ettiler. Masaya da benim yukarıda özetlediğim rakamları koydular. Yaz aylarının yaklaşması ile birlikte özellikle klima satışlarında, vergi dopingi ile birlikte ekstra artış tahminleri yapılıyor. Umalım da Maliye, bu tedbirleri sadece referandum sürecinde toplumda hoşnutsuzluk artmasın, gidişat daha da bozulmasın diye istemeye istemeye almış olmasın. Zira net olarak ortaya çıktı ki vergileri düşürünce gelirler azalmıyor tam tersine yükseliyor.
Vergileri artırınca gelirlerin yükselmediğini ortaya koyan bir de otomotiv rakamları var üstelik masada.
O da ayrı bir yazı konusu olur. Otomotiv sektöründe ÖTV oranları arttıktan sonra Maliye’nin bu alandaki geliri arttı mı azaldı mı tartışabiliriz.