Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Vakfı Genel Kurulu’nda konuşuyor: "Son günlerde işte Avrupa'da yaşananlar. Ülkemize ve davamıza karşı yürütülen mücadelenin yeni bir safhaya geçtiğini gösteriyor. Şimdiye kadar maşalarıyla silah verdikleri, sırtını sıvazladıkları terör örgütleriyle, bir dolara satın aldıkları ajanlarıyla bizi sıkıştırmaya çalışanlar artık bizzat sahaya indiler. Kardeşlerim, maskeli balo sona erdi."
Ülkemizin en kasvetli döneminde baskının ve şiddetin sokaklarda gezdiği dönemde bu vakfı kuranlar ben varım dediler ve yola çıktılar. Gençlerimiz birbirimizi kırmasın diye bu iyilik hareketini başlattılar. 44 yıldır ilim yayma vakfı vatanını imamla seven nesiller yetiştiriyor. Bu çatı altında terbiye almış gençlerimiz bugün çeşitli alanlarda Türkiye’ye ve ümmete hizmet ediyor. Bu çatının altında hiçbir genç milletine kurşun sıkmadı, vakfa gönül vermiş hiçbir kardeşim şer odaklarına kapı kulu olmadı. 40 yıl boyunca sinsice kurulan planların hepsi bir gecede boşa çıkar. 'Gücümüz var, orduyu, yargıyı, polisi ele geçirdik öyleyse biz yaparız' diyenler ilahi tokadı yiyerek milletin o duruşuyla yerle yeksan oldular.
Allah'a değil de güç dengelerine paraya kul olanların nasıl yerle yeksan olduğunu gördük. Pensilvanya’daki o kişi için ‘o bize şahdamarımızdan daha yakın’ diyorlar. Böyle bir ifadeyi kullanmak kişiyi şirke götürür. Bunların işi bu.
Bu ülkenin güvenlik güçlerinin çarşaflı sakallı başörtülü avına çıkıldığı o utanç günlerini unutmadık. Hükümete ilk geldiğimizde IMF kapılarına el açan, gecelik faizlerin yüzde 7500 çıktığı bir ülke devraldık. 23.5 milyar dolarlık olan IMF borcunu kapattık. Ondan sonra onlar bizden borç istedik. 5 milyar dolar verir misiniz dediler, verdik. Bütün mesele azimdir, inançtır, tabi ki işini bilmektir. Memurun maaşının borçla ödenmeye çalıştığı Türkiye manzarası vardı. Eğitim sistemi çökmüş, sağlık sistemi bitmiş, adalet sistemi alarm veren ülkeydi.
16 NİSAN KIRILMA GÜNÜ
Kadınlarımızın gençlerimizin önlerindeki engelleri her alanda kaldırdık. Bugün kızlarımız başörtüsüyle her yerde serbestçe görev yapabiliyor. Nereden nereye. Nerde başladık nereye geldik. Önümüzde daha da iyi günler var. 16 Nisan da bunun kararının verileceği gündür. 16 nisan aynı zamanda kırılma günü.
Kandil'deki ne diyor. Hayır diyor. Kandil'deki hayır diyorsa onlarla birlikte hareket edilir mi. Bunlarla beraber hareket etmek düşündürücü değil mi?
Her yarışın kazananı olduğu gibi kaybedeni olacaktır. Kürt kardeşlerimizin hayatlarını hendekle çukurla karartan terör baronları kaybetti. Eski Türkiye’yi sömürenler kaybetti. Yıllardır bu ülkenin kıt kaynaklarını hortumlayanlar son 14 yılın anlamını çok iyi biliyor. Bu milleti takunyacı gerici makarnacı diye aşağılayanlar 14 yılda yaşanan değişimin manasını çok iyi biliyorlar. Yarım asırdır Avrupa kapılarında pısırık Türkiye arzulayanlar cumhurbaşkanlığı sisteminin ne olduğunun çok iyi farkındalar.
'CUMHURBAŞKANI'NIN FESİH YETKİSİ YOK'
İnternet sitelerinden dolaşıp bu yalanları söylemeyin. Ana muhalefet partisinin başındaki zatın yalanlarına alıştık. Cumhurbaşkanının fesih yetkisi yok. Seçim yenilemesi ve erken seçime gitme arzusu olursa hem kendi seçimi hem de parlamento seçimi yenilecektir. Bu yalanlarda bıktık.
'MASKELİ BALO SONA ERDİ'
Son günlerde işte Avrupa'da yaşananlar. Ülkemize ve davamıza karşı yürütülen mücadelenin yeni bir safhaya geçtiğini gösteriyor. Şimdiye kadar maşalarıyla silah verdikleri, sırtını sıvazladıkları terör örgütleriyle, bir dolara satın aldıkları ajanlarıyla bizi sıkıştırmaya çalışanlar artık bizzat sahaya indiler. Kardeşlerim, maskeli balo sona erdi.
Diplomasiyi bile bıraktılar güçlenen Türkiye’den duyduğu rahatsızlığı artık saklamıyorlar. Yıllardır içinde biriktirdikleri hıncı gazete manşetlerinden adeta kusuyorlar. 16 Nisan'da sadece yönetim sisteminin değil istedikleri gibi kullandıkları düzenin yıkılmak üzere olduğunu çok iyi biliyorlar.
FEYZİOĞLU'NA TEPKİ...
"Şu anda Avrupa'da, oralara giden bakan arkadaşlarımızı, milletvekili arkadaşlarımızı konuşturmuyorlar. Niye? PKK'yı konuşturuyor, FETÖ'cüleri konuşturuyor. Türkiye'den Barolar Birliği Başkanı, oraya gidiyor, bu terör örgütünün uzantılarıyla beraber orada toplantılar yapıyor. Kim bu? Barolar Birliği Başkanı. Sözde hukukçu, sözde profesör... Demek ki istikamet üzereyiz."
'GAZİ MUSTAFA KEMAL'E HAKARET EDİYORSUNUZ'
İkide bir tek adam tek adam. O zaman Gazi Mustafa Kemal'e hakaret ediyorsunuz! Gazi, İnönü ile anlaşabildi mi? Anlaşamadı. İstifasını istedi mi? İstedi. Bunu anlatın.
Arkasından İnönü geldi. Yine aynı. O da anlaşamadı. O süreç de işte bize kadar geldi. Merhum Demirel, Özal, Erbakan, Türkeş bu konudan rahatsız. Muhsin Yazıcıoğlu hepsi rahatsız.
Niye? bunu damdan düşen bilir. Düşmeyen bilmez. Kimse bize Amerika şöyle, Latin Amerika böyle demesin. Biz Türk Tipi bir Cumhurbaşkanlığı sistemiyle geliyoruz.
NAZİ DEYİNCE RAHATSIZ OLUYORLAR
Nazi deyince rahatsız oluyorlar. Hemen ortakları onlara sahip çıkıyor. Başta Merkel. Sen de şu anda Nazi uygulaması yapıyorsun. Almanya'daki kardeşlerime de vekillere de. Terör dosyalarını eline verdik. Netice bekliyoruz dedik. Neticeyi vermedi. Bizzat kendisi teyit etti. Ama netice vermedi. Bu dürüstlük mü? Adalet anlayışına sığar mı?
Konsoloslukta yakalanan bir terör ajanını benden istedi. Biz de ne dedik? "Bizde yargı var". Ve tabi çıktı mahkemeye ne oldu? Tutuklandı.
O GÜNLER GERİDE KALDI
Bizim dik durmamız lazım. Dikleşmeyeceğiz ama dik duracağız. Bize aba altından sopa gösterenlere diyorum ki 'o günler artık geride kaldı.' Sizin tehditlerinize, zorbalıklarınıza boyun eğen bir Türkiye artık yok. Biz tek bir vatandaşımızın dahi kılına zarar gelmesine izin vermeyiz. Buna teşebbüs eden her ülke sonuçlarına katlanır."