2016’nın son çeyreğinde oldukça zayıf bir performans gösteren sanayi sektöründe üretim 2017’nin ilk ayında yüzde 4.2 arttı. Geçen yıl aralıkta büyüme oranı yüzde 1.3, son çeyreğinde ise ortalama yüzde 2 olmuştu. Ocakta büyüme oranının son dönem ortalamasının üstüne çıkması sanayi üretiminde toparlanma anlamına geliyor. Ancak, bu yıl ocakta resmi iş günü ,geçen yıla göre iki gün fazla. İşgünü sayısı ve mevsimsel dalgalanmalara göre düzeltilmiş sanayi üretim endeksinde de Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 1.3 artış görüldü. Aylık bazda oldukça yüksek olan bu oran, aslında kasım ve aralık aylarındaki durgun büyüme temposuna göre ciddi bir canlanma! Ancak istatistiki hesaplama yöntemi nedeniyle mevsimselliğe göre düzeltilmiş endeksin aydan aya aşırı dalgalandığını da göz ardı etmememiz gerekiyor.
Son üç aylık ortalamaya baktığımızda, sanayi üretimi bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.1 artmış. Bu da yıllık bazda yüzde 4.5 civarında bir büyüme temposuna karşılık geliyor. Dolayısıyla, ocakta belirgin bir canlanmadan söz edebiliriz. Zaten düzeltilmemiş ham sanayi üretim endeksinde de son üç aylık büyüme temposu yüzde 3,3’e yükseldi. Bu oran geçen yılın haziran ayından itibaren ulaşılan en yüksek büyüme temposu.
Sanayi üretiminin sektörel detaylarına baktığımızda ihracata yönelik sektörlerde büyüme temposunun daha canlı olduğunu görüyoruz. Bu olumlu bir gelişme. İmalat sanayiindeki 24 alt sektörden 13’ünde üretim artmış. Otomotiv, elektronik, eczacılık ve gıda ile ilgili sektörlerde büyüme oranları çift basamağa ulaşmış. Buna karşılık tütün ürünleri, medya basımı, giyim ve dericilik sektörlerinde ise büyüme negatif olarak gerçekleşmiş, yani üretim azalmış.
Sanayi üretiminde şubata ilişkin öncü göstergeler, ocaktaki göreceli canlanmanın devam ettiğini gösteriyor. Merkez Bankası ve TÜİK tarafından beraber hesaplanan imalat sanayi kapasite kullanım endeksi geçen yılın şubat ayında yüzde 73,5 iken bu yıl yüzde 75,4’e yükseldi. İki puana yakın bu artış sanayi üretiminde de büyüme oranını yüzde 5 civarına çekebilir. Aşağıdaki grafikte imalat sanayi kapasite kullanım oranları ve sanayi üretim endeksi arasında son on beş yılda görülen yakın ilişki özetleniyor:
Son olarak, gerek imalat sektöründeki ithal girdi oranının yüksek olması, gerek enerji ithalatının tüm sektörleri etkilemesi nedeniyle döviz kurlarındaki oynaklığın sanayi üretiminde yaratacağı baskı genel büyüme temposunu etkileyecektir. Bir yandan TL’nin değer kaybının ihracata dayalı sektörleri olumlu etkilemesi beklenirken, diğer yandan döviz kurlarının oluşturduğu maliyet baskısı negatif yönde etki edecektir. Ocakta ihracat artışının bir miktar hızlanması iyimser beklentilere destek oluyor.