Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s tarafından, Türk şirketlerinin dolar ve avro cinsinden borç yüklerinin Türk lirasında son dönemdeki değer kaybı nedeniyle artış kaydettiği ancak Türk şirketlerinin mevcut Döviz rezervlerinin ve sermaye akışlarının kur baskısının etkilerini azalttığı açıklandı.
AA muhabirine Moody’s’in Londra’daki merkezinden yapılan açıklamada, “Türk şirketlerinin tarihsel olarak dolar ve avro cinsinden borç yükleri Türk lirasında son dönemdeki değer kaybı nedeniyle artış kaydetti. Fakat bunun değerlendirdiğimiz birçok şirket üzerindeki etkisi, sağlam seviyedeki Türk lirası dışındaki rezervler ve dışarıdan gelen Döviz cinsinden sermaye akışları ile azalıyor.” ifadeleri kullanıldı.
Moody’s’in yatırımcı servisi ayrıca 7 Mart tarihinde yayımladığı bilgi notunda, Türk lirasındaki değer kayıplarının finans dışı şirketler için negatif kredi unsuru olduğu belirtilmesine rağmen, “Derecelendirilen şirketlerin çoğunluğu için Döviz borcu yönetilebilir seviyede” değerlendirmesinde bulunulmuştu.
Bilgi notunda, geçen yılın sonu itibariyle Türkiye’nin yerel bankalarının finans dışı şirketlere verdiği kredilerin toplamda 149 milyar dolara ulaştığı belirtilirken, bu seviyenin 2010 yılında 74 milyar dolar olduğu hatırlatılmıştı.
Moody’s’in açıklamasında, “Döviz nakit bilançosu ve uzun vadeli ödeme profili derecelendirdiğimiz şirketlerin çoğunluğu için baskıyı azaltıyor. Ancak azımsanamayacak sayıda şirketin gelirleri ve sermaye akışları Türk lirası cinsinden, borçlarının çoğunluğu ise Döviz cinsinden. Türk Lirası’ndaki değer kaybı şirketlerin son yıllarda kazandığı esnekliğin bir kısmının azalmasına neden oldu.” ifadeleri kullanılmıştı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından hafta başında AA muhabirine yapılan açıklamada ise Türk bankalarının iyi sermayelendirilmiş durumunu koruduğunu, bölgedeki ülkelerle olan karşılıklı ilişkilerde yaşanan toparlanmanın ise önümüzdeki dönemde turizm sektörünü olumlu yönde etkileyebileceği bilgisi aktarılmıştı.
Açıklamada, Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 2,3 büyümesinin beklendiği, 2018 yılında ise büyüme hızının yüzde 3 seviyesine yükselmesinin öngörüldüğü kaydedilmişti.