İngiliz gazetesi Financial Times'a (FT) göre Çin'in gayri safi milli hasılası (GSMH), 2011 yılında Avrupa Birliği’nin GSMH’sini market dövizi bölgesinde geçti ama bankacılık sistemi gecen yılın sonuna kadar 1. sırayı alamadı.
Bu gecikme, 2008 krizinin etkilerini hafifletmek için Çin hükÜmetinin başlattığı ve su ana kadar suren borç vermedeki aşırı artıştan kaynaklanıyor. İstatistikler Cin bankalarının malvarlığının 2016 da 33 trilyon doları bulduğunu gösteriyor. Buna karşılık bankalarının malvarlığı Eurozone’da 31 trilyon, ABD’de 16 trilyon ve Japonya’da 7 trilyon dolar.
Çin'in bankacılık sisteminin değeri ülkenin ekonomik hasılasının 3,1 katından daha fazla, AB'deki bankalarda ise bu 2,8 seviyesinde.
Ekonomistler Pekin'in artan borç verme politikasının batik yatırımlara, endüstride aşırı kapasiteye ve tehlikeli borç seviyelerine yol açtığını belirtiyor. Gelişmiş pazarların tersine Çin'de yerel hükümetler altyapılarını geliştirmek için yoğun bir bicimde borca dayanıyor.
Hong Kong'daki finans kurulusu Sanford C Bernstein'de çalışan Çin bankaları analisti Hou Wei: "Bilançolarda çok sayıda gizlenmiş şirket borcu var, bu durum ülke çapındaki resmi çarpıtabiliyor. Başka marketlerin çoğunda hükümetler sermaye piyasasından doğrudan borç alıyor. Çin'deki bu durum benzersiz" dedi.
Dünyanın en büyük üç bankasının Çinli olmasına rağmen uzmanlar Cin bankalarının gerçek ölçüsünün küçümsendiğini belirtti. Gecen 7 yıl içinde ülke içinde gölge bankacılığı patlama yaşadı.
Yetkililer yeraltı bankacılığına karşı harekete geçeceklerini ve dışarıya akan sermaye fazlasını kontrol altına alacaklarını açıkladı. Son zamanlarda otoritelerden gelen sinyaller bakış açısının teşvikten, risk kontrolüne çevrileceğini gösteriyor.