AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Başkanlığı'na sunuldu.
Teklifle, Gelir Vergisi Kanunu'nun 121. Maddesi "Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi" başlığıyla yeniden düzenleniyor.
Buna göre, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler hariç olmak üzere kurumlar vergisi mükelleflerinden, belirlenen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin yüzde 5'i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilecek.
Hesaplanan indirim tutarı, her hal ve takdirde 1 milyon liradan fazla olamayacak.
İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilecek. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar ret ve iade edilmeyecek.
Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak, tespit edilecek.
Söz konusu indirimden faydalanabilmek için indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması gerekecek.
Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmayacak. Her bir beyanname itibariyle 10 liraya kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmayacak.
Aynı sürelerde mükelleflerin haklarında beyana tabi vergi türleri itibariyle ikmalen, resen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekecek.
İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dahil) 1000 liranın üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması şartı aranacak.
İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanunu'nun "kaçakçılık suçları ve cezaları" başlığı altındaki sayılan fiilleri işlediği tespit edilenler, bu madde hükümlerinden yararlanamayacak.
Vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartları taşımadığının sonradan tespiti halinde ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler yönünden vergi ziyaı doğmuş sayılacak.
Bakanlar Kurulu, indirim oranını ve bir milyon liralık tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye yetkili olacak.
TAPU HARCI ORANINI BAKANLAR KURULU BELİRLEYECEK
Damga vergisine tabi kağıtlar arasında yer alan inşaat sektörüne ilişkin farklı sözleşme türlerinde oranların farklılaştırılmasına imkan veriliyor.
Bakanlar Kurulu tapu harcı oranını, gayrimenkullerin türleri, gayrimenkul sertifikası karşılığı edinimi, sınıfları, büyüklükleri, bulunduğu yer ve vergi değerleri itibariyle birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere, bir katına kadar artırmaya, onda birine kadar indirmeye yetkili olacak.
İnşa edilen iş yeri ve konutların, satış bedelinin yurtdışından getirilecek döviz olarak ödenmesi şartıyla, Türkiye'de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye'de olmayan ve bir iş yeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye'de kazanç elde etmeyen kurumlara ilk satışı, KDV'den istisna olacak.
ESNAF AHİLİK SANDIĞI KURULACAK
Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için Esnaf Ahilik Sandığı kurulacak.
TBMM Başkanlığı'na sunulan "Torba" kanun teklifiyle, İşsizlik Sigortası Kanunu'nda, düzenlemeye gidilerek, gereken görev ve hizmetler için mali kaynak sağlamak, piyasa şartlarında kaynakları değerlendirmek, kanunun öngördüğü ödemelerde bulunmak üzere, Esnaf Ahilik Sandığı kurulacak.
Sandık, Kurum Yönetim Kurulu'nun kararları çerçevesinde işletilecek ve yönetilecek, fon kaynakları ile aynı usul ve esaslar çerçevesinde değerlendirilecek.
Sayıştay tarafından denetlenecek sandığın gelirleri, Esnaf Ahilik Sandığı primlerinden, bu primlerin değerlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlardan, sandığın açık vermesi durumunda devletçe sağlanacak katkılardan, sigortalılardan alınacak ceza, gecikme zammı ve faizlerden, diğer gelir ve kazançlar ile bağışlardan oluşacak.
Giderleri ise sandık ödenekleri, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereği ödenecek sigorta primlerinden, hizmetlere ilişkin giderlerden, sandığın hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için Yönetim Kurulu'nun onayı üzerine Kurum tarafından yapılan giderler ile hizmet binası kiralanması, hizmet satın alınması, bilgisayar, bilgisayar yazılım ve donanımı alım giderlerinden meydana gelecek.
Esnaf Ahilik Sandığı, bütçe kapsamı dışında olacak, gelirlerinden vergi kesintileri hariç hiçbir şekilde kesinti yapılamayacak, gelirleri genel bütçeye gelir kaydedilemeyecek.
Teklife göre, Esnaf Ahilik Sandığının gelir ve giderleri üçer aylık dönemler halinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununca ruhsat almış, denetim yetkisine sahip meslek mensubu yeminli mali müşavirlere denetlemesi yaptırılarak, denetim raporlarının sonuçları ilan edilecek.
Sandığın gelirleri ile bu gelirlerle alınan her türlü taşınır ve taşınmazlar Kuruma ait olacak. Sandık, damga vergisi hariç her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulacak.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında isteğe bağlı sigortalılar, At Yarışları Hakkında Kanuna tabi jokey ve antrenörler, köy ve mahalle muhtarları ile tarımsal faaliyette bulunanlar hariç olmak üzere, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Sigortalı Sayılanlar" başlıklı maddesinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar Esnaf Ahilik Sandığı kapsamında Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı sayılacak.
Esnaf Ahilik Sandığı sigortası zorunlu olacak. Düzenleme kapsamına giren ve halen faaliyette olanlar düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte, faaliyetine daha sonra başlayanlar ise başladıkları tarihten itibaren Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı olacaklar.
Teklifle Esnaf Ahilik Sandığı sigortasının gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim giderlerini karşılamak üzere, sandık sigortalıları ve Devlet, Esnaf Ahilik Sandığı primi ödeyecek.
Sandık primi, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun prime esas kazançlar ile prim oranları ve devlet katkısına ilişkin maddelerinde belirtilen prime esas günlük kazançlarından, yüzde 2 sigortalı ve yüzde 1 devlet payı olarak alınacak.
Herhangi bir nedenle sigortalılık durumunun sona ermesi halinde, o ana kadar sigortalıdan kesilen Esnaf Ahilik Sandığı primleri ile Devlet payı iade edilmeyecek. Esnaf Ahilik Sandığına sigortalılarca ödenen primler, kazancın tespitinde gider olarak kabul edilecek.
Esnaf Ahilik Sandığı primlerinin toplanmasından Sosyal Güvenlik Kurumu, düzenleme kapsamındaki diğer her türlü hizmet ve işlemlerin yapılmasından İş ve İşçi Bulma Kurumu görevli, yetkili ve sorumlu olacak.
Uygulamaya ilişkin hususlar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kurum arasında düzenlenen bir protokol ile belirlenecek.
Teklifi ile Türkiye İş Kurumu Kanunu'na madde eklenerek, proje karşılığında aktarılan hibe niteliğindeki tutarlara ilişkin düzenleme yapılacak.
Buna göre, Kurum, gerektiğinde faaliyet alanı ile ilgili ihalelere, projelere ve programlara münferiden veya ulusal ya da uluslararası kuruluşlarla işbirliği halinde katılmak suretiyle, yurt içinde veya uluslararası düzeyde kurum ve kuruluşlara eğitim ve danışmanlık hizmeti verebilecek.
Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşların kaynaklarından Kuruma proje karşılığı aktarılan hibe niteliğindeki tutarlar hakkında, 5234 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun doğrultusunda işlem yapılacak ve Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlarla yürütülen projeler karşılığı temin edilen hibe niteliğindeki tutarların, Türkiye İş Kurumunun bütçesine gelir kaydedilmeksizin özel hesaplarda izlenmesi imkanı getirilecek.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda yapılan düzenleme ile Esnaf Ahilik Sandığının kurulması nedeniyle buradan ödenek alacakların genel sağlık sigortalısı sayılması sağlanacak.
Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşlarının yurt dışında yaşayan ana, baba, eş ve çocukları ile bunların bakmakla yükümlü oldukları ana, baba, eş ve çocukları talep etmeleri halinde genel sağlık sigortalısı sayılacak.
GENEL SAĞLIK SİGORTASINDA DEĞİŞİKLİK
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın, TBMM Başkanlığına sunduğu "Torba Kanun" teklifinde, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda değişiklik öngörülüyor.
Esnaf Ahilik Sandığı'nın kurulması nedeniyle buradan ödenek alacaklar; işsizlik, Esnaf Ahilik Sandığı veya kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılacak ve Türkiye İş Kurumu tarafından işsizlik veya Esnaf Ahilik Sandığı ödeneğinin bağlandığı tarihten itibaren bir ay içinde bildirilecek.
Genel sağlık sigortalısı sayılanlar için prime esas günlük kazançlarının alt sınırının 30 günlük tutarı, prime esas kazanç tutarı olarak dikkate alınacak.
Tescil tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde gelir testi talebinde bulunanlardan gelir testi sonucuna göre aile içindeki gelirleri brüt asgari ücretin üçte birinin altında tespit edilenlerin bu sürelerde yaptıkları ödemeler herhangi bir faiz uygulanmaksızın iade veya mahsup edilecek.
Genel Sağlık Sigortası kapsamında sıralananların dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayanların, Genel Sağlık Sigortası primi, prime esas kazançlarının yüzde 3'ü olacak ve bu oranı yüzde 12'ye kadar artırmak Bakanlar Kurulunun yetkisinde olacak.
Teklifle, Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşlarının Türk soylu olmakla birlikte yurt dışında yaşayan ve Türk vatandaşı olmayan aile fertlerinin, Türkiye'de bulundukları sürelerde sağlık hizmetlerinden yararlanamaması sebebiyle oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanıyor.
Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşlarının Türk soylu olmakla birlikte yurt dışında ikamet eden ana, baba, eş ve çocukları ile bunların bakmakla yükümlü oldukları ana, baba, eş ve çocukları, talep etmeleri halinde, talep tarihini takip eden günden itibaren ikamet şartı aranmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılacak. Bu şarttan yararlanabilmek için kişilerin prim ve prime ilişkin hiçbir borcunun bulunmaması şartı aranacak.
Teklifle mahkeme kararıyla veya yapılan kontrol ve denetimlerde çalışanlarını sigortalı olarak bildirmeyen veya bildirilen kişilerin fiilen çalışmadığı tespit edilen işletmelere verilen 1 yıl süreyle teşviklerden yararlanamama uygulaması kaldırılıyor.
Teklife göre, mahkeme kararıyla veya yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırılanların sigortalı olarak bildirilmediği veya bildirilen kişilerin fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde işletmeye ilk tespitte 1 ay, ilk tespit tarihinden itibaren üç yıl içinde tekrar eden her tespit için de bir yıl süreyle işletme, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ve İşsizlik Sigortası Kanunda yer alan sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanamayacak. Beş kişiden fazla olmamak koşuluyla çalıştırılan toplam sigortalı sayısının yüzde 1'ini aşmayan sayıda, çalıştırılanların sigortalı olarak bildirilmediğinin veya bildirilen kişilerin fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde bu yaptırım uygulanmayacak.
Sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden 1 yıllık süreyle yararlanamama yaptırımına tabi tutulan işyerleriyle ilgili olarak yapılan yararlanamamaya esas tespitler, teklifin kanunlaştığı tarih itibarıyla ilk tespit sayılacak.
Teklifle, Genel Sağlık Sigortası prim borçları yeniden yapılandırılıyor. Genel Sağlık Sigortası kapsamında sıralananların dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan ve genel sağlık sigortası tescili yapılıp ancak gelir testine hiç başvurmayanlara yönelik düzenleme getiriliyor. Bu kişiler, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 12 ay içinde gelir testine başvurursa, Genel Sağlık Sigortası primleri, yapılan gelir testi sonucuna göre tescil başlangıç tarihinden itibaren alınacak.
Bu sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borçlarına, düzenlemeden önceki döneme ilişkin olarak tahakkuk ettirilen veya ettirilecek gecikme cezası ve gecikme zammı gibi alacaklardan, ödenmemiş olanların tamamının tahsilinden vazgeçilecek.
Ödenmemiş olan aylık prim borcu aslının ait olduğu aya ilişkin tutarının; düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte geçerli olan prime esas kazanç alt sınırının 30 günlük tutarının yüzde 3'üne eşit veya fazla olması halinde yüzde 3'ü üzerinden, yüzde 3'ünden az olması halinde ise tahakkuk eden borç tutarı üzerinden prim borcu yeniden hesaplanacak.
Hesaplanan yeni borç, 12 ay içinde peşin veya taksitle ödenirse, bu tutara, yürürlük tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmayacak.
Yürürlük tarihinden önce sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu bulunanlar, belirtilen şartları taşımaları halinde, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 12 aylık sürenin sonuna kadar sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanacak.
Ödenmiş Genel Sağlık Sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları iade ve mahsup edilmeyecek.
DSİ'NİN BARAJ PROJELERİ
Teklif, DSİ tarafından yürütülen baraj projelerinin kapsamında bulunan kamulaştırma ve iskan/yeniden yerleşim çalışmalarının, barajı yapan DSİ tarafından tek elden yürütülmesiyle projelerin süresinde tamamlanması amaçlanıyor.
DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan, yapılacak olan baraj ile baraj mücavir alanında kalan taşınmazların kısmen veya tamamen kamulaştırılmasıyla yerlerini terk etmek zorunda kalanların iskanına ilişkin olarak İskan Kanunu ve diğer ilgili mevzuatla bakanlığa verilen her türlü hak, görev ve yetkiler, DSİ Genel Müdürlüğünce de kullanılabilecek.
Bu kapsamda yapılacak iskanla ilgili usul ve esaslar, Orman ve Su İşleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek.
DSİ'nin, bu hak, yetki ve görevleri kullanması halinde, bu kanun hükümlerine göre kullanılabilecek arazi ve arsalardan gerekli olanlar, düzenleme kapsamında kalan iskan faaliyetleri amacıyla kullanılmak üzere tapuda DSİ Genel Müdürlüğü adına tescil edilecek.
Bu kapsamda yapılacak her türlü devir, temlik, tevhid, ifraz, tescil, terkin ve sair işlemleri tapu sicilinde yapmaya DSİ yetkili olacak.
Bu madde kapsamında iskan faaliyetinde kullanılmak üzere Bakanlar Kurulu kararıyla orman sınırları dışına çıkarılacak alanlar, tapuda DSİ adına resen tescil edilerek devredilecek.
Bu madde yürürlüğe girmeden önce İskan Kanunu'na göre başlatılan işlemler de bu madde kapsamında yürütülecek.
Teklifle, sendika ile konfederayonların iş birliği protokolü çerçevesinde, kadın istihdamını destekleyici faaliyetler kapsamında kullanılması şartıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığa kaynak aktarılacak.
Vergisini düzenli ödeyene yüzde 5 indirim sağlayan hüküm, 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.
Yabancılara konut ve iş yeri satışında KDV istisnası getiren düzenleme ve Esnaf Ahilik Sandığı kurulmasına ilişkin hükümler 1 Temmuz'dan itibaren, Genel Sağlık Sigortası prim borçlarıyla ilgili hükümler ise 1 Nisandan itibaren yürürlüğe girecek.