Yazdır

Merkez Bankası ne yapmalı?

Tarih: 16 Ocak 2017 - 09:08

Milliyet ekonomi yazarı Yaman Törüner bugünkü köşesinde Merkez Bankası'nın alabileceği tedbirlere yönelik önerilerde bulundu. Ayrıca bundan sonrasına ilişkin beklentilerini de kaleme aldı. İşte Törüner'in yazısı;

Merkez Bankamız bir süredir alması gereken tedbirleri alıyordu. Bunlar arasında; faizleri yükseltmemek, yasal karşılıkları düşürmek, Hükümet’le ve diğer ekonomik birimlerle uyum içinde bulunmak vardı. Ancak, dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu ortam, ek tedbirler alınmasını gerektiriyor. Çünkü, dünya ticaretinin daralması, Avrupa Birliği’ndeki çalkantılar ve ABD Başkanlık seçimi, küresel çapta bir belirsizlik ortamı yarattı. Ülkemizde de, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, Suriye’deki savaşa katılmamız ve Anayasa’mızı tamamen değiştirecek Başkanlık Sistemi’ne geçme çabalarının yarattığı siyasi belirsizlikler var.

Gelinen bu yeni aşamada, Merkez Bankamızın alacağı tedbirler tek başına yeterli olmasa da, diğer ekonomik birimlerle bir arada hareket edildiği takdirde, içinde bulunduğumuz krizin ülkemiz ekonomisine olan zararı asgariye indirilebilir. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz, döviz fiyatlarındaki artış olarak kendini göstermesine rağmen, bu bozulmanın altındaki temel nedenler şöyle açıklanabilir:

Cari açığımızın devam etmesi ve ülkemizin, her ay ilave 3.5 milyar dolar civarında döviz girişine ihtiyaç duyması.

Savaş harcamalarının döviz gereksinimini arttırması.

Yabancı yatırımların durma noktasına gelmesi; hatta, yabancı sermaye kaçışı ile karşılaşmamız.

Ülkemizde üretim seviyesinin bir türlü arttırılamaması.

Ne yapmalı?

Artma eğiliminde olan enflasyonu dikkate alarak, Merkez Bankamız bir defada 0.75 puan civarında bir faiz artırımına gitmeli.

Haftalık repo ihaleleri aracılığı ile bankalara Açık Piyasa İşlemleri dahilinde sağlanan likidite, ciddi biçimde azaltılmalı. Çünkü, bu likidite döviz talebine dönüşebilir.

Bankalarla “döviz swap”ı yapılarak, döviz kurunun daha yukarılara gitmesinin önlenmesi, düşünülmeli.

Bankaların döviz hesaplarına ait yasal karşılıklarının aşamalı olarak azaltılması yoluna gidilmeli.

Bankaların ve özellikle devlet bankalarının kredi vermeye zorlanmaması, şarttır. Büyümeye yönelik tüm devlet teşvik ve tedbirlerinin döviz fiyatında bir denge sağlanıncaya kadar ertelenmesi gerekir. Çünkü, bu dönemde verilen kredi ve teşvik, yatırım yerine doğrudan döviz almaya yönelebilir.

Merkez Bankası, Hükümet ve ekonomi yönetimi ile birlikte, önümüzdeki aylar için, ortalama döviz kurunu açıklamalı ve bu seviyeleri korumak için ortak tedbirler alınmalı.

Bundan sonra ne olur?

Bundan sonra, derecelendirme şirketlerinin Türkiye’nin notunu düşürebileceğini göz önünde tutmalıyız. Yeni Anayasa’nın halkoyuna sunulması da, ciddi bir siyasi belirsizlik anlamı taşımaktadır. Bu nedenlerle, kısa dönemde, döviz kurları üzerindeki baskının, artarak devam edilebileceğini varsayabiliriz.

Öte yandan, yeni ABD Başkanı Trump ile birlikte, ABD-Türkiye ilişkilerinin ciddi biçimde düzelmesini bekliyorum. Bu düzelme, Suriye Savaşı’nı da sona erdirebilecektir.

Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulmasının ardından, eğer bir erken seçim olasılığı ortaya çıkmazsa, sular iyice durulur ve kurdaki belirsizlik de ortadan kalkar. Ardından, büyüme tedbirlerine yeniden başlayabiliriz.

Milliyet-Yaman Törüner

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/merkez-bankasi-ne-yapmali/1158801