“Türkiye ekonomisi geçtiğimiz dönemde ne kadar direnç kazandığını kanıtladı.” Bu saptama, Akkök Holding CEO’su Ahmet Dördüncü’den. Dördüncü 2016 yılında Türkiye’nin yaşadıklarının 10’da birinin başka bir ülkede olması halinde bizim gösterdiğimiz direncin gösterilemeyeceğini düşünüyor. Geçen yıl, zorlukları ile geride kaldı, şimdi 2017’yi tasarlıyor Dördücü. Ona göre bu yıl şirketler açısından en önemli odak, bilanço yönetiminde olmalı. Kur zararı, alacak yönetimi, kredilerin uzun vadeli olması...
Dünya'nın haberine göre, Dördüncü, “Benim için 2017’nin en önemli konusu bilançolarımızın sağlam temeller üzerinde olması” diyor. 2017’nin geçtiğimiz yıldan daha iyi bir yıl olacağını düşünen Akkök Holding CEO’su, şirket performansında karlılığı önemsediğini, büyümenin önemli olduğunu ancak karlı büyümenin esas olduğunu vurguluyor.
Etkileniyoruz ama bunu yönetebiliyoruz
► Terör eylemlerinin ardından işin, çalışmanın anlamsızlaştığı günlerde siz kendinizi, çalışanlarınızı nasıl işe odakladınız?
Türk iş dünyasında bir şey görüyorum ben, inanılmaz bir şekilde tüm politik ve sosyal gelişmelerin dışında çok dirençli bir görünüm arz etmeye başladı. 2001’de ekonomimiz çok büyük bir ekonomik kriz yaşadı, oradan buralara geldik. Bir anayasanın fırlatılmasıydı görünür neden. Şimdi yaşadığımız süreçte bu çok basit kalıyor. Ama Türk işdünyasının tepkilerine bakıyorum, o kadar az etkileniyoruz ki. Ben şirketim özelinde konuşursam arkadaşlarıma diyorum ki ‘Biz bir kayıktayız ve bunu yürüteceğiz, dışarıda ne olursa olsun.’ Ben 2016 sonuçlarına bakıyorum; bütün yaşananlara rağmen hedefleri tutturmuşuz. Öyle dirençli bir hale geldik ki, etkilenmiyor değiliz, etkileniyoruz ama bunu yönetebiliyoruz. Tüm işdünyası için söylüyorum bunu. İçimiz kan ağladı, üzüldük ama işlerimizi de bir şekilde yürüttük. Bu hep beraber yapabildiğimiz bir şey diye düşünüyorum. Sanki hiçbir şey olmuyor gibi ihracatımızı nasıl artırırız, nasıl üretiriz buna odaklanıyoruz.
► Nasıl geçirdiniz 2016’yı?
2016 öyle bir geldi ki, dur dedik ve hala ‘dur’dayız. Seçimler geride kalınca 2016’nın iyi bir yıl olacağını düşünüp ve istikrarlı bir ortama göre tüm planlarımızı yaparken, bir anda her şey değişti; uçak düştü. Bizim için uçak düşüşü çok önemli, dolaylı olarak Rusya’ya ihracatımız var. Akrilik sattığımız Gaziantepli üreticiler, Rusya ve Ukrayna’ya mal satıyorlar. Uçak krizi ile onların işi durunca bizim işlerimiz de çok aksadı. Böyle bir krizle girdiğimiz yıl terör eylemleri, baltalanan turizm, sonrasında bütün bunlar yetmeyecek gibi hiç olmayacak bir şey; hain darbe girişimi... Beni çok şaşırttı, hiç ihtimal vermediğim bir şey, 15 Temmuz olayını yaşadık. Tam bir travma... Bürokrasideki elemelerle bürokrasinin duruyor olması sonrasındaki terör eylemleri... Benim yurtdışında da görevlerim var. Yurtdışındaki bazı şirketlerin yönetim kurulu toplantılarına katıldığımda bana ‘ülkenizde ne oluyor’ diye sormaya başladılar. Her seferinde onlara aynı şeyi söyledim; bizim başımıza gelenlerin 10’da biri burada olsa siz çökmüştünüz.
► Yatırım hedeflerinizi tutturabildiniz mi geçtiğimiz yıl?
Biz konjonktürden bağımsız olarak yatırımlarımıza devam ediyoruz. Böyle bir senede Ülker’den Saf Gayrimenkul’ün çoğunluk hisselerini satın aldık. Bunu yaparken de 478 milyon dolar gibi bir değer üzerinden satın aldık. Önemli bir yatırım.
3.6 milyar TL varlığı ile yeni bir gayrimenkul devi
► Gayrimenkulde Bağdat Caddesi’nde yoğun olarak çalışıyorsunuz değil mi?Orada bir arz sıkıntısından bahsediliyor.
Evet, orada geçmiş senelerden bugüne 190 milyon dolarlık bir yatırım yaptık. Orada inşaatlarımız sürüyor. Kentsel dönüşüm nedeniyle o bölge sokak sokak inşaat halinde. İnanılmaz bir değişim var. Konutta bir arz fazlası var sanıyorum ama satış rakamlarına bakıldığında bu da görülmüyor. Bizim projeleri miz kısmen rezidans, kısmen kiraya yönelik iş yerleri. Caddeye en geniş cephesi olan Uşaklıgil Apartmanı’nı Beymen’e verdik örneğin. Erenköy apartmanımız var, orayı da kısmen iş yeri kısmen rezidans yapacağız. Eski Caddebostan Maksim gazinosunun karşısındaki binayı da kısmen iş yeri kısmen rezidans yapacağız. En gözde güzel yerler, biraz gecikme oldu projelerde ama iyi bir yerdeyseniz hiçbir değer kaybetmezsiniz.
2016’da en önemli işlerimizden biri de Saf Gayrimenkul ile Akiş’i birleştirmek oldu. Yılın son günlerinde yaptığımız genel kurul toplantıları ile oyçokluğu ile bu hafta bu iki şirketi birleştirme kararı aldık. Yeni şirket Emlak GYO’yu da sıralamaya koyarsak sektörde dördüncü büyük gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketi olacak. Öyle bir şirket ki toplam varlıklarının 2018’deki beklenen değeri yaklaşık 3.6 milyar TL oluyor. Gerçek bir dev. Bu şirketin 2018’de elde etmesi beklenen yaklaşık kira geliri 100 milyon dolar civarında olacak. Önemli de bir sinerji yakalanacak. Ortaklarımıza önemli bir değer yaratacak. Akmerkez ve özellikle Akasya’da da işler çok iyi gidiyor.
Global devin rüzgar türbinlerine üretim yapacak
► Kimya sektöründeki hızlı bir büyümeniz sürdü mü?
Kimya Türkiye’nin en büyük cari açık verdiği sektör. Bu sektörde yaklaşık 16 milyar dolarlık bir cari açık var. Bunun yüzde 1’ini, yüzde 2’sini burada üretebilirseniz bu önemli bir değerdir. Biz burada 2023’te 1 milyar dolarlık bir değer hedefimiz var. Aksa, biliyorsunuz dünyanın en büyük akrilik elyaf üretim kapasitesine sahip şirketi. Global pazarda yüzde 17 paya sahip. Çok etkileyici, 502 bin metrekarelik alana kurulu bir tesis. Gördüğünüzde ‘bunu bir daha yapamazsınız’ diyorsunuz. Cirosu 700 milyon dolarla 1 milyar dolar arasında dolaşan, kimya sektöründeki amiral gemimiz Aksa. Diğer bir amiral gemisi haline gelmesini istediğimiz Akkim ise değişik kimyasallar üreten bir şirket. Orada inanılmaz bir ithalat var. Bu şirketi 1 milyar dolarlık hale getirmeye çalışıyoruz. Faliyet karlılığı çok yüksek, yüzde 20 artı EBİTDA ile çalışan bir şirket. 2017 bütçesi 300 milyon dolar. Gizem Frit şirketini aldık büyüme yolunda. Akkim geçen yıl 35 milyon dolar yatırımla su filtrasyon sistemine yatırım yaptı. Bu coğrafyada çok önemli bir alan olduğunu düşünüyorum. Dow Aksa, grubun geleceğe dönük en büyük iddiası olarak dünyanın en büyük rüzgar türbini üreten firmalarından biri ile bir anlaşma imzaladı. Kanatların içindeki karbon elyaf parçaların üretimini yapacağız. 2017’de ciddi bir büyüme bekliyoruz bu alanda. Ayrıca geçenlerde bir simülasyon yaptık, Yalova’da bir evi karbon elyaf ürünümüzle sağlamlaştırıp 6.5 büyüklükte depreme tabi tuttuk. Hiçbir zarar görmedi. Araziyi boşaltmamız gerekiyordu, bina yıkılamayınca dozerle yıkmak zorunda kaldık. Depreme karşı yıkıp yeniden yapmak yerine bu sağlamlaştırma modeli çok önemli bir fırsat penceresi Türkiye için. Bakanlıklarla inşaat yönetmeliklerine bunu koyabilmek için görüşüyoruz.
Enerjide, ‘Madem çalıştıramıyorum söküp götüreyim arkadaş’ trendi
► Enerjide arz fazlasından bahsediliyor. Enerjide işleriniz nasıl gitti?
Bizim 1.211 megawatt’lık hatırı sayılır bir mevcut kurulu gücümüz var. Bunun çok büyük bir çoğunluğu doğalgaz ve en modern, en verimli santraller. Fakat bizim doğalgaz çevrim santrallerimiz bu merit order denilen sistem nedeniyle, Özal zamanından kalan yap-işletdevret santrallerinden önce onları çalıştırma gerekliliğinden dolayı duruyor. Elektrik fiyatları dört kat arttı. Doğalgaz konutlara gidiyor. O zaman bizim gibi santraller duruyor. Kömür santralleri çalışmaya başlıyor, fiyatlar artıyor. Serbest piyasa kurallarının olmadığı bir piyasada bunlar oluyor malesef. Yabancı parayla borçlanıyorsun uzun vadede, borcun o gün 100 lirayken bugün 350 lira olarak yansıyor. Bilançolar kur zararı yazıyor, bu şirketlerin sermaye yeterlilik rasyolarını etkiliyor. Şu anda kapasite kullanım bedelleri hakkında konuşuluyor çünkü ‘madem ben bunu çalıştıramıyorum, söküp götüreyim arkadaş. Götüreyim Pakistan’a, İran’a taşıyayım’ trendi var. Biz de yaptık bunu, söktük Sri Lanka gibi ülkelere götürdük. Bu bir kapasite azalışı getiriyor. Su, elektrik, güneş olmadığında ne olacak, doğalgaz ve kömüre her zaman ihtiyacınız var. Burada daha fazla kapasite kaybı olmasın diye bir kapasite kullanım bedeli ödenmesi konuşuluyor. Bu sadece bir Akkök, bir özel sektör meselesi değil, bu Türkiye’nin meselesi...
EN BÜYÜK ENDİŞEM TERÖR
“En büyük endişem terör. Devletimizin bölgede girmiş olduğu haklı mücadelenin ekonomiye faturası henüz netlik kazanmadı ama çok önemli bir mücadele bu. Bölgedeki işlerle ilgili çıkabilecek belirsizlikler en büyük tereddüt konusu. Terör endişesi insanların psikolojisini çok ciddi biçimde etkiliyor. Geçtiğimiz hafta bir mekandaydım, oturacak yer yoktu. Bir terör eylemi söylentisi çıkmış, bir anda tek bir kişi bile kalmadı mekanda. Yeter ki şu memlekette huzur olsun, ben Türkiye’nin potansiyeline, Türk işinsanının bu potansiyeli kullanma kabiliyetine çok inanıyorum.”
“ABD’de yönetim kurulunda olduğum şirketin çok iddialı 2017 hedefleri var. Nasıl olacak diye sordum. Ciddi bir tail wind-kuyruk rüzgarı bekliyorlar. Kurumlar vergisi yüzde 35’ten 20’lere indirilmesinin böyle bir etkisi olacağı öngörülüyor. Ne kadar dolar basılacak, enflasyon ne olacak? Ancak ticari ilişkilerde ne tip engeller olacak, o belli değil.”
“16 Temmuz Cumartesi sabahı, AVM’ler açılacak mı açılmayacak mı? Telefonda kriz toplantısı yapıyoruz. Dedik ki ‘Her zamanki gibi saat 10’da açıyoruz.’ Tüm mağazaları açtık. İşe devam mesajıdır bu... Dünyanın neresinde olabilir böyle bir şey? Ben, işdünyasının direnişçi ve girişimci olmasına bağlıyorum bunu.”
ENERJİ TASARRUF ETTİRİP FATURADAN ELDE EDİLEN KÂRIN YARISINI ALIYOR
“Enerji sektöründe biz yeni bir santralle değil, verimlilik projeleri ile büyüyeceğiz. Yenilenebilir enerjide bir takım rüzgar santrallerini büyütme çalışmalarımız olabilir ama asıl odağımız verimlilik. Bunun için bir ekip kurduk. İş felsefesi şu, geliyor fabrikanıza, enerji tüketiminizi inceliyor. ‘Eğer enerji tüketiminizde tasarruf sağlayıp 100 liralık faturayı 70 TL’ye düşürebilirsem tasarrufun 15’i senin olsun, 15’i benim’ diyor. Burada önce kendi içimizde bir referans yaratmaya karar verdik. Bizde nepotizm yoktur, kendini ispat edecek. Akbatı’ya gittiler, ikna ettiler. 2016 sonucunda ayda 1 milyon TL’lik bir tasarruf sağlandı. Bunu 2017’de Akasya’da yapacağız. Bunlar bize referans sağlayacak. Bu işimizi büyütmeyi planlıyoruz.”
BU YIL AVRUPA’DAN BİR SATIN ALMA YAPMANIN ARİFESİNDEYİZ
“Kimya sektöründe 2017’de yurtdışında bir satınalmamız olacak. Avrupa’dan bir şirket satın alma yolundayız, son aşamadayız. Gizem Frit’in altında bir büyüme olacak. 2023’te Akkim’i de bu strateji ile 1 milyar dolarlık bir şirket yapacağız. 2016 yılında kimyada dolar bazında yüzde 10 büyümeye imza atmış olacağız. Gizem Frit’in satışlarının yarıdan fazlası ihracattan geliyor. “