Darbe girişiminin ardından kaçmaya çalışırken tutuklanan Okur'un Ankara Başsavcılığı'na 8 gün süreyle verdiği ifade ortaya çıktı. Savcının "itirafçı olmak istiyor musun?" sorusuna çekingen bir şekilde "Eğer hakkımda dava açılırsa olmak istiyorum" yanıtını veren Okur'un ifadelerinde en dikkat çeken bölümlerini, 17-25 Aralık darbe girişimlerine ilişkin ifadeleri oluşturdu.
Bu soruşturmaların hakim – savcılarının atanmasında etkili olduğu bilinen Okur, "Ben, 17-25 Aralık soruşturmalarına ilişkin talimatın Gülen tarafından verildiğini düşünüyorum ancak bunun kimin tarafından, ne şekilde alındığını, alanların yargı mensubu olup olmadığını bilmiyorum. Zira o dönemlerde zaten, HSYK içerisinde dahi bu yapıya mensup üyeler ile neredeyse konuşmuyor durumdaydık" dedi.
FETÖ'CÜ SÖYLEMİYLE SAVUNMA
İbrahim Okur, özellikle 17-25 Aralık operasyonlarının ardından yapılanın, hükümete yönelik bir operasyon olduğunu anladığını dile getirerek şunları söyledi:
"Şimdi anlıyorum ki o dönem yargı mensupları ile emniyet içerisindeki cemaatçiler birlikte hareket etmişler, hatta hakim ve savcılar, emniyet mensuplarının talimatlarına göre davranmışlar. Nitekim o tarihte de anlattığım olaylarda görüleceği gibi hakim ve savcıların hukuki olarak düşünmediklerini, hukukçu olmayanların düşündüğü şekilde düşünerek, belli amaçlar için çalıştıklarını anlamıştım"
MİT TIR'larının durdurulması sürecinde savcıların faaliyetlerini engellemeye çalıştığını iddia eden Okur, birçok FETÖ'cünün yaptığı savunmayı yaptı ve şunları kaydetti:
"MİT Müsteşarı'nın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadeye çağrıldığı 7 Şubat 2012 tarihinden itibaren bu yapı ile arama mesafe koydum, mücadele etmeye başladım. Yargı içindeki etkinliklerini ortadan kaldırmak için diğer arkadaşlarla birlikte mücadele edip, kararlara imza attım.".