Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'de taraflar arasında varılan ateşkes ve Astana'da yapılması planlanan görüşmeler hakkında açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, PKK'nın Suriye kolu PYD'nin Astana'daki görüşmelerde yer alamayacağını belirtti ve bu örgütün silahlı kanadı YPG ile ilgili şöyle dedi: "İleride silahı bırakırlarsa, terör kantonu oluşturmak yerine Suriye’nin toprak bütünlüğünü desteklerlerse, onlar da kapsayıcı bir yönetimin içinde huzurlu şekilde yaşarlar. Eğer terörü bırakmazlarsa, terörle mücadele bugün nasıl yapılıyorsa, onlara yönelik mücadele yapılacaktır." Çavuşoğlu ayrıca, "Çağrımız yer buldu. Koalisyon da uzun zaman sonra El Bab’da DAEŞ’i vurdu" açıklamasında bulundu.
Ateşkesin uygulanmasının başarılı olması durumunda rejim ve muhalifler, Türkiye ile Rusya öncülüğünde, Kazakistan'ın başkenti Astana'da siyasi müzakerelere başlayacak.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, eski adı El Nusra olan Fetih el Şam Cephesi'nin Astana'daki müzakerelerde yer alamayacağını belirtti. Çavuşoğlu, "El Nusra terör örgütüdür, olamaz. El Nusra’yı sanki masum bir örgüt gibi değerlendirmeye çalışıyorlar. El Nusra ve DAEŞ bunların adını kimse bilmezken Türkiye tarafından terör örgütü listesine alınmıştır" dedi.
İşte Çavuşoğlu’nun Alanya'daki basın toplantısında yaptığı açıklamalardan satır başları:
- Rejimin heyetiyle, muhalif grupların heyetlerini Astana’da bir araya getirmek için, Sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Putin anlaşmıştır. Bizler de Lavrov ile bunun planlamasını yapıyoruz. Bununla ilgili mutabakat da imzalandı. Ama imzalanması yetmez hayata geçirmemiz gerekiyor. Rusya’da Noel tatili bitince, uzmanlarımız bir araya gelecek, hazırlık çalışmalarımız başlayacak ve Lavrov ile bir araya gelip Astana’nın hazırlıklarını yapacağız. Biz BM’nin burada olmasını arzu ettik. İlerde katkı sağlamak isteyen ülkelere de açığız. Burada hiç kimse dışlanmıyor. Bizim amacımız rol çalmak değil.
- Suriye’nin geleceği için herkesin katkı sağlaması lazım. Aile fotoğrafında olmak için buraya katılmak gereksiz. Somut katkı sağlayacak herkesi işin içinde görmek istiyoruz. ABD’de yeni yönetim olacak. ABD’deki yeni yönetim mutlaka katılmak isteyecektir. Lavrov ile de konuştuk. Buradan çıkan kararlar BM kararlarıyla da desteklenmelidir. Esasen Cenevre sürecine inşallah tekrar dönülür BM şemsiyesi altında. Siyasi dönüşüm sağlamadan, herkesi kapsayıcı yönetim olmadan Suriye’ye istikrar gelmez, bunu da söylüyoruz.
- Bizler yapıcı rolümüzü devam ettireceğiz. Bizim için de hayati derecede önemli olan, istikrar ve huzur Suriye’ye gelir. Suriye halkı son 6 yıldır çok çekti. Kendisini yöneten zalim yönetim tarafından katledildi. Cezalandırıldı, insanlık tarihinin en vahşi görüntülerini burada yaşadık. Biz hiçbir zaman herkes sustuğu zaman bile susmadık. Bizler, cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde insani yardımlar konusunda, siyasi çözüm konusunda ve kalıcı ateşkes konusunda çabalarımızı devam ettireceğiz.
"YPG SİLAH BIRAKIRSA..."
- Bizim tavrımız nettir. PYD’nin Cenevre toplantısına katılmak için, çeşitli ülkelerin girişimleri olmuştu. Suriye’deki muhalefet de PYD’nin bir terör örgütü olduğunu çok iyi biliyor. Salih Müslim’in Kandil dağından nasıl davet edildiğini, Salih Müslim’e ne görevler verildiğini kendisi belgeleriyle de tüm toplantılarda sundu. Şu anda PKK ile PYD’nin bir farkı yoktur.
- İleride silahı bırakırlarsa, terör kantonu oluşturmak yerine Suriye’nin toprak bütünlüğünü desteklerlerse, onlar da kapsayıcı bir yönetimin içinde huzurlu şekilde yaşarlar. Eğer terörü bırakmazlarsa, terörle mücadele bugün nasıl yapılıyorsa, onlara yönelik mücadele yapılacaktır. Astana’da YPG’nin olmaması gerektiğini başından beri Rus dostlarımıza söyledik.
- Suriye’deki insanlar zalim bir rejimden kaçtılar ve halen dönebilmek için Türkiye’de yaşıyorlar. Bir kısmı Avrupa ülkelerine gittiler. Bakınız Fırat Kalkanı ile DAEŞ’in elinden aldığımız, temizlediğimiz bölgelere binlerce Suriyeli göçmen geri döndü. Cerablus’a kasabalara döndüler. Demek ki bu insanlar da dönmek istiyorlar. Biz dünya ile görüşüyoruz. Gelin bu bölgede konutlar yapalım, dönmek isteyen insanlar dönsün. Tabii savaş tamamen bitmeden, siyasi dönüşüm olmadan bu insanlara gidin kaosa gidin, açlıktan susuzluktan ölün demek de bize yakışmaz. Ama öyle görünüyor ki, şimdi bile ateşkes ortamında bile dönmek de istiyor. Böyle bir arzusunu görüyoruz.
“KOALİSYONA YAPTIĞIMIZ ÇAĞRI KARŞILIK BULDU”
- El Bab’a geçen hafta hava şartlarından dolayı, hava operasyonları yapılamadı. Dün itibariyle tekrar başladı. Çağrımız yer buldu, koalisyon da uzun zaman sonra El Bab’da DAEŞ’i vurdu. Madem biriz beraberiz neden havadan destek vermiyorsunuz? Rusya bile dün DAEŞ’i hedef aldı. Ateşkesten sonra herkes enerjisini DAEŞ’e yönelik kullanacağız. Karadan operasyonda hız kazanacak. Tabi burada bir direnç var. DAEŞ için, El Bab, Rakka, Musul çok önemliydi. Buradan dönüş yok. DAEŞ’i Irak ve Suriye topraklarından defetmek istiyorsak, bu önemli şehirlerde de mücadelemizi sürdürmemiz lazım.
ABD VE RUSYA’NIN ‘DİPLOMAT’ GERİLİMİ
- Ateşkesi etkilememesini arzu ederiz. Diğer konu kim haklı onlara girmek istemeyiz ama bugün dünyada iki küresel aktör olan ülke arasında gerginlik arzu etmeyiz. NATO içindeki tüm ülkeler de uçak düşürme hadisesinden sonra, bize Rusya ile Türkiye arasındaki gerginliği gidermemiz için yapıcı tavsiyelerde bulundular. Biz de kendilerine ilişkilerimizi normalleştirmek istiyoruz demiştik. Şimdi aynı şeyi bu ülkeler için de söyleyebiliriz. Gerginliğin iki ülkeye de hiç kimseye de bölgeye de faydası olmaz. Biz tekrar bir Soğuk Savaş dönemine girmek istemiyoruz.