"Bir adam sebebi ne olursa olsun olağanüstü bir hayat yaşama şansına sahip olmuşsa, onu kendine saklama hakkı yok" demiş ünlü Fransız deniz kaşifi Jacques Yves Cousteau.
Elimde tuttuğum, Assouline imzalı "Silent Wold Mustafa V. Koç" isimli kitabın ilk sayfası bu cümleyle başlıyor.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, bu yılın başında, 21 Ocak'ta ansızın hayata veda etmişti. Eşi Caroline Koç ve iki kızı Esra ve Aylin, Koç'un en büyük hayallerinden birini ölümünün birinci yılında hayata geçirdi.
Dalmaya ve olağanüstü güzellikteki deniz canlılarının fotoğraflarını çekmeye olan tutkusuyla tanıdığımız Mustafa Koç'un hep planladığı ancak ömrü yetmediği için yapamadığı dalış hikâyelerine ve çektiği enfes fotoğraflara ait güzel bir kitabın çıkmasına ailesi ön ayak oldu.
17 yaşında, o zamanlar yakın arkadaşı Kaya Ersu ile Türkiye'nin denizlerinde dalış yapan Mustafa Koç'a, evlendikten sonra Caroline Koç da zaman zaman eşlik etmeye başlamış ve önceleri dalış lisanssız, ardından ABD'de aldıkları lisansla dünyanın dört bir tarafına dalış turlarına çıkmışlar ve bu seyahatlerden müthiş güzellikte denizaltı fotoğrafları biriktirmişler.
İşte başta yakın arkadaşlarından Stefano Kaslowski olmak üzere Koç'un yakın çevresiyle de görüşülerek, tüm fotoğrafların bu eşsiz güzellikteki kitaba girmesi sağlanmış.
Caroline Koç, kitabın girişinde eşi Mustafa Koç'un bu derin tutkusunu anlatırken, "Eşim Mustafa dalmaya aşıktı. Dalmak ona dış dünyadaki her şeyi unutturur ve tanıklık ettiği deniz altındaki eşsiz doğanın mutluluğunu yaşatırdı" diyor.
Caroline Koç'tan öğreniyoruz ki Mustafa Koç, deniz altında kullandığı kameralar, fotoğraf makinelerini özenle seçer, tamirini kendisi yapmaya çalışır, çektiği fotoğrafların üzerinde saatlerce çalışırmış. Koç'un en büyük hayali de sonunda tüm çektiği deniz altı fotoğraflarını bir kitapta toplamakmış.
Ancak genç yaşta hayata veda eden Koç'un ömrü bu hayalini gerçekleştirmeye yetmedi.
Babalarının dalma hikâyesi, Esra ve Aylin için ise aslında ailenin birlikte zaman geçirmesi ve en güzel anıları paylaşması anlamına geliyor. Yine kitabın girişi için bir yazı kaleme alan Esra ve Aylin'in Mustafa Koç'u en çok bu dalış seyahatlerindeki anılarla hatırladıkları anlaşılıyor.
Aylin kitap için annesi ve kardeşiyle birlikte yazdığı önsözde, "Babamın iş hayatı çok katıydı. Tüm saatleri önceden planlanmıştı.
O nedenle bir telefonla ya da toplantıyla kesilmeyecek olan deniz altındaki özgür dünyayı çok severdi" diyor.