Leasingciler, 2017’de, makine yatırımlarının finansmanına ağırlık verecek. Hali hazırda leasing şirketleri, Türkiye’deki toplam makine yatırımlarının yüzde 5’ini finanse ediyor. Yapılan her 20 adet makine-ekipman yatırımının bir tanesi leasing yoluyla yapılıyor. Ağırlıklı olarak da iş ve inşaat makineleri finansal kiralamaya konu oluyor.
Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Sektör Temsil Kurulu Başkanı ve İş Leasing Genel Müdürü Hasan K. Bolat, 2014 ve 2015’te, yıllık yaklaşık 17 milyar TL’lik makina yatırımının leasing ile finanse edildiğini, bu senenin 9 aylık döneminde 12.9 milyar TL’lik finansman sağlandığını belirterek, “Geçen seneye oranla TL bazında yüzde 1.4’lük bir artış var” dedi. Bolat, makine leasingini kullanan sektörlerin başında yüzde 11.8’lik pay ile inşaatın geldiğini; inşaatı sırasıyla yüzde 8.7 ve yüzde 5.9 pay ile tekstil ve metal işlemenin takip ettiğini kaydetti.
YATIRIMCI İÇİN CAZİP
Deniz Leasing Genel Müdürü Kahraman Günaydın, KDV avantajı, leasing firmalarının daha esnek kredi politikaları uygulayabilmesi gibi nedenlerle işletmelerin leasingi tercih ettiğini belirterek, şunları söyledi: “Leasingi yatırımcılar nezdinde daha cazip kılmak için yüzde 1 KDV oranına sahip ekipman grubunun yelpazesini genişletmek önemli bir etki yaratacak. Ayrıca, kaynak kullanımında KKDF oranının bankacılık sisteminde olduğu gibi sıfıra düşürülmesi fonlama maliyetleri üzerinde olumlu bir etki yaratır.”
KDV AVANTAJI VAR
Yapı Kredi Leasing Genel Müdürü Fatih Torun, makine leasinginin avantajları hakkında da şunları söyledi: “Ürün sahipliğinin leasing şirketinde olmasından dolayı, kredi süreçlerinde daha hızlı, esnek bir yapı ve daha uzun vade avantajı sunuluyor. Ayrıca bizler ithalat ve alım süreçlerini kendimiz gerçekleştirdiğimizden, mevzuata uygun, risksiz ve operasyonel kolaylık da sağlıyoruz. Belirli ekipmanlarda yüzde 1’lik KDV avantajı bulunuyor. Diğer ekipmanlarda ise KDV ve ödeme planına göre taksitle alınma imkanı sağlanıyor.”
YASAL DÜZENLEME GEREKİYOR
HASAN K. Bolat, makine yatırımlarının yüzde 5’inin leasing ile finanse edildiğini belirterek, şunları söyledi: “Hedefimiz uzun vadede bu oranın gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüzde 20’lere çıkartılması. Bunun için de leasingin tanınırlığının artırılması yönünde çaba gösterilmesinin yanında bir takım düzenlemelere de ihtiyaç duyulmakta. Bu düzenlemelerin başında yurtdışından kullanılan kredilerin KKDF’den muaf olması ve Karayolları Taşıma Yönetmeliği kapsamında edinilen araçların öz mal olarak kabul edilmesi konusu gelmekte.”
BANKA KREDİSİNE GÖRE AVANTAJLI
KAHRAMAN Günaydın, leasingin, banka kredisine göre avantajları hakkında şu açıklamaları yaptı: “Birçok ekipman grubunda sadece yüzde 1 KDV avantajı ile finansman yapmak mümkün. Yatırımlarda ithalat ve teşvik işlemleri de uzman kadrolar tarafından yürütülür, bu sayede müşteriye önemli bir operasyonel kolaylık sağlanıyor. Müşteri yatırımla ilgili her türlü vergi ve harçtan muaf tutuluyor; ayrıca tüm sabit kıymet yatırımlarında amortisman ayırma ve yeniden değerleme imkanına sahip oluyor. Leasing yoluyla satın alınan ekipmanların 2. el değeri de leasing firmaları tarafından teminat kapsamında değerlendirildiği için müşteriler genellikle ek bir teminat vermeden finansman sağlama avantajına da sahip oluyor.”
YENİ DÜZENLEME 1 OCAK’TA BAŞLIYOR
1 Ocak’ta başlayacak, taşınır varlıkların da teminat sayılmasını öngören uygulamanın etkilerini değerlendiren Fatih Torun, şunları söyledi: “Yapı Kredi Leasing olarak, teminat ihtiyacı olan firmaların, kanunun getirdiği bu imkanlardan yararlanmalarını sağlayacağız. Leasinge konu ürünlerin mülkiyeti kira süresince ilgili leasing firması üzerinde olacağından bu ürünler kapsam dışındadır. Bununla birlikte bizler, kirası devam etse dahi yeni işlem yaparken bu makinelerin mülkiyeti leasing firmasına ait olduğundan, bu ürünleri teminat olarak da değerlendiriyoruz. Bu bakış açısının da banka ile leasing arasında ve müşteri lehine olan önemli bir fark olarak söyleyebiliriz.”