Yazdır
Kar yağıyor üstümüze inceden,
Kardır yağan üstümüze geceden.
Ahmet Muhip Dıranas’ın kaleminden.
Üstadın aklına nerede düştü bu satırlar meçhul ama;
Dıranas sanki bir çoğumuzun hiç karşılaşmadığı bir dramı da yazıyor.
Geceden, inceden üstlerine düşen karla üşüyen çocuklar...
Kar söz dinlemiyor!
Daha çok minikler. Elleri ayakları buz kesmiş. Her yer beyaz, her yer ayaz. Hepsi de kuş gibi, özgürce titriyorlar! Tek sıcaklık ateş gibi gözlerde. Pırıl pırıl bakıyor, yüreğinizi delip, geçiyor.
Burası Başkale. Van’a 120 kilometre. Dağlardan gidiyorsunuz. Döne döne, kıvrıla kıvrıla. Zamanı salın, 2 saat rahat yetiyor. Ama güzel havalarda. Oysa bu aylarda, buralarda, onlarca hatta yüzlerce yıldır kışın esareti geçerli. Bir yağdı mı kar, teslim oluyorsunuz. Söz dinlemiyor. Allah’a emanet, kaç gün sürer bilenmez, kıpırdayamıyorsunuz. Gözünüzü her saat, her dakika, her saniye beyaz örtüye dikiyorsunuz. Manzaranız acımasız, uçsuz bucaksız bir gök kubbenin altında, bembeyaz bir deniz.
İki kıtayı derin suların altından, karanın üstünden birbirine bağlayan teknoloji, şimdilik Başkale’nin içlerine uzak. Karayolu şık, düzgün ama ilçeden gelip geçiyor. Köyler ise kilometrelerce ötede, kaderine mahkum yine. İsteseniz de ulaşamıyorsunuz. Kar süpürenler kazıyor, giderken arkası yine kapanıyor. Tam bir kısır döngü.
Ama çok ‘hava’lı. Fiyakadan değil tabi ki! Tertemiz, her çekişte ciğerleriniz bayram ediyor. Bir de soğuk olmasa!? Nefesiniz buz tutuyor. Kirpikleriniz birbirine yapışıyor. İnanamazsınız ıslak mendiliniz kaskatı kesiliyor. Yüzünüz geriliyor.
Her gece eksi 30’la, 35’le yatmak, sabah eksi 25’e uyanmak ne demek bilir misiniz? Yazın terden sırılsıklam bırakan güneşin bile çaresiz kaldığı bir doğada.
Bir de küçükseniz..
Bir mesaj, belki de bir çığlık!
Kutsal bir mesleğin, meslek adına edilen yeminin omuzlarına yüklediği sorumluluğa, bir de şefkat eklemiş bir grup genç doktor, sosyal medya üzerinden bir çağrı atıyor. Belki de bir çığlık. Arkasında kalpten kalbe en uzak kente uzanan bir kampanya yatıyor. Haber veriyorlar.
“Bazı okullarda üstü başı olmayan çocuklarımız var. Okuyorlar ama nasıl? Gelin onları bir tanıyın, içlerindeki, içimizdeki sızıya siz de şahit olun” diye yazmıyorlar. Ancak iması bile yetiyor. Karla döşeli yolların köylere mahkum ettiği ‘hayatcık’ları tarif ediyorlar.
Kar ince, dert keskin! Bu mesajı alıp da karın yaktığı minik tenlerin nasıl için için donduğunu anlamayan çıkar mı? Kim seyirici kalır? Vicdan mı dayanır?
Duyan,okuyan, ülkesini seven, medeniyet çıtası yüksek bir geleceği düşünen her kes koşuyor, koşacaktır. Tıpkı bizim gibi.
Ustası olduğu ekonomi gazeteciliğinde Türkiye’nin yarınları adına eğitim meşalesini yakarak bilinçli yatırımcı seferberliği başlatan Gündem Medya Grubu, kendine şiar edindiği sosyal sorumluluk bilinciyle bu kez de ‘doğunun yıldızları’ için İstanbul’dan vatanın en uzak noktasına uzanıyor. Van Başkale’ye.
Dünyanın en büyük armağanı
İpekyolu Toplum Sağlığı Merkezi ile Başkale Toplum Sağlığı Merkezi doktorlarının ortak çabası kampanyaya katkı amacıyla 150 kız ve 150 erkek çocuğa giydirilmesi için gönderdiğimiz mont ve botlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Dağıtımları bizzat Başkale’den Dr. Mehmet Akif Yarar ve Dr. Büşra Aydur yapıyor. Kar fırtınasına inat, çocuklar daha fazla üşümesin diye gözlerini kırpmadan cesaretle yola düşen iki genç sağlık neferi, mahsur kalsalar da yılmıyor. Azmin zaferi, 4 köy okulunun öğrencileri uzun bir aradan sonra yeniden sıcağa sarınmanın keyfini çıkarıyor. Gündem Medya Grubu hediyesi botu, montu giyen çocukların yüzündeki sevinç emin olun dünyanın en büyük armağanı.
Edirne’den Van’a kaderimiz aynı
Doğu’nun yıldızları güldükçe, Türkiye’nin geleceği daha da aydınlık olacak. O rengarenk çiçekler ‘kara’kışların üzerini örtecek, baharlar erken gelecek.
Ülkemiz daha da büyük refahlara kavuşacaksa bunda sadece Batı, Kuzey, Güney değil, Doğu’dan doğacak beyinler de söz sahibi olacak. Ama önce eğitim şart. Sıcak bir yuvada, sımsıcak sınıflarda. Üşümeden. Kıvanç duyarız, ufacık da olsa bir katkımız olduysa.
Edirne’den Van’a aynı kaderi paylaşıyoruz, kaygı da hepimizin, mutluluk da...
El ele, kardeşçe, hep birlikte...
Bu yazıyı, sağa sola caka satmak için değil, yaşadığımız bir gururu paylaşmak, Doğu’nun yıldızlarına başka merhametli, memleket sevdalısı ellerin de uzanması için yazdık. Mangalda kül bırakmayanlara selam; el ele, kardeşçe, hep birlikte büyük ve huzurlu bir Türkiye için yola devam.
Yardımların İstanbul’dan Van Başkale’ye hızlı ve güvenli şekilde ulaşması adına gösterdiği duyarlılık ve destek için Aras Kargo Harbiye Şubesi Müdürü Alev Gök’e de teşekkürler.