Gelişmekte olan ülke yatırımcılarını 2017’de son 12 aydan daha iyi bir görünüm bekliyor. Bu yıla başlarken Çin ekonomisindeki kaygılar, petrol fiyatlarındaki sert gerileme ve siyasi belirsizlikler gelişen piyasalarda havayı bozmuştu. Zor bir yıl geçiren gelişen piyasalar 2017’ye hala birçok endişeyle giriyor fakat bu kez işlerin 2016’dan daha iyi gitmesi bekleniyor.
Dünya'nın haberine göre, yeni yılın arifesinde gelişmekte olan piyasalar için en büyük endişe kaynağı ABD’de faizlerin hızlı artacak olması ve buna bağlı olarak güçlenen bir dolar. Ayrıca ABD’nin 45. başkanı seçilen Donald Trump’ın koruyucu politikaları da soru işaretleri doğmasına neden oluyor. Pozitif görünümü destekleyen faktörler de var. Analistelere göre gelişen ülkelerde ekonomik büyümenin sürmesi, emtia fiyatlarının yükselmesi, bazı ülkelerde hızlanan yapısal reformlar, gelişen ülke şirketlerinin gelirlerinde beklenen artış ve hisselerdeki düşük değerlemeler yatırımcıyı cesaretlendirecek. Bank of America Merrill Lynch’e göre gelişen ülkelerde beklenen yüzde 4.7’lik büyüme iyimser olmak için iyi bir neden. JP Morgan Portföy Yönetimi analistleri de güçlü doların gelişen ülke borç getirilerini vuracağına inanmıyor. JPMorgan gelişen ülke tahvil endeksi bu yıl yüzde 9’a yakın yükseldi. Analistler, bu tahvil piyasasının 2013’teki varlık alımlarını sonlandırma sürecine göre daha iyi prim yaptığını ve yapısal olarak daha iyi durumda olduğunu söylüyorlar.
Değerlemeler hala düşük
UBS Wealt Management de gelişen piyasalar için iyi konuşan tarafta. CIO Mark Haefele, emtia fiyatlarının istikrar kazanmasının, gelişen ülke şirketlerindeki gelir artışının hisse senedi piyasalarına olumlu yansıyacağını belirtiyor.
Pictet Portföy Yönetim şirketinin baş stratejisti Luca Paolini, cazip değerlemeler, yapısal reformlar ve sermaye akışındaki iyileşme nedeniyle uzun vadede gelişen piyasalar için boğa eğilimlerini koruduklarını kaydediyor. Özellikle Doğu Avrupa’nın ve Asya’nın ucuz olduğunu işaret eden Paolini, yeni yılda gelişen hisse senedi piyasalarının daha iyi performans göstereceğini ifade ediyor.
İsviçreli yatırım bankası Credit Suisse de yatırım adresleri arasında gelişen ülke piyasalarını gösteriyor. 2017 yatırım görünümü konusundaki medya açıklamasında banka, gelişmekte olan ülkelerin Avrupa’daki siyesi gelişmeler ve Trump’ın ABD’nin ticari politikalarını baştan yazma planları gibi uluslararası gelişmelere karşı son on yılda daha dayanıklı hale geldiğini belirtti. Credit Suisse yatırım stratejisi küresel başkanı Nannette Hechler Fayd’herbe, gelişen piyasaların sanıldığının aksine ihracata dayalı büyüme modeli risklerinin azaldığını kaydederek, bu ülkelerde artık daha dengeli bir büyüme modeli görüldüğünü dile getirdi. Hechler Fayd’herbe, gelişen ülkelerin büyük bir kısmında GSYH’nin sadece üçte birinin uluslararası ticarete bağımlı olduğunu ekledi.
Credit Suisse’e göre bu piyasalarda 2017’de üç yatırım teması öne çıkıyor; siyesi ve ekonomik risklerin az olduğu ülkelerde yeril ve döviz cinsinden tahviller, Çin hisse senedi piyasaları ve foreks piyasalarında petrol işlemleri.
Türkiye'nin işi zor!
Her ne kadar gelişen piyasaların cazibesi 2017’de artsa da Türkiye’nin işi zor görünüyor. BofA Merrill Lynch’e göre bu yıl ortaya yeni bir ‘kırılgan üçlü’ çıktı. Yabancı sermayeye diğerlerinden daha bağımlı olan Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye bu kulübün üyeleri ve gelişen ülkelerin cazibesini yitirmesi halinde ilk etkilenecek ülkeler olarak gösteriliyorlar. Brezilya cari açığını iyileştirmeye başladı ama Türkiye ve Güney Afrika hala risk altında. Türkiye, geçtiğimiz hafta itibariyle yaklaşık yüzde 17 ile 2016’da parası en çok değer kaybeden ülkeler arasında. Öte yandan analistlere göre Venezuela bir diğer endişe kaynağı. Standard Chartered tarafından hazırlanan endekse göre Venezuela bir borç krizine sürüklenmesi en muhtemel ülke. Listede Ürdün, Arjantin ve Yunanistan da var.