Yazdır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Avrupa Birliği'ne değil Arap dünyasına bakan bir lider ve bunu çok önemli buluyoruz. Mülteci politikasını takdir ediyorum." Bu sözler, Audi Bank ve Blom Bank'tan sonra Lübnan'ın 3'üncü büyük bankası olan Fransabank'ın kurucusu ve ülkenin önde gelen işadamlarından biri olan Adnan Kasser'a ait.
Kasser, aynı zamanda 24 Arap ülkesinin üye olduğu Arap Odalar Birliği'nin de onursal başkanı.
Türkiye'nin Beyrut Büyükelçisi Çağatay Erciyes, DEİK Türk-Lübnan İş Konseyi Başkanı Rona Yırcalı ve bir önceki başkan Mehmet Habbab ile CEO'luğu bırakıp Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde tarih doktorasına başlayan Mehmet Ali Neyzi'nin de aralarında olduğu heyetle Beyrut'ta bir dizi görüşme gerçekleştirmiştik.
Adnan Kasser, Türk heyetini Fransabank'ın merkezinde kardeşi ve ortağı Adel Kasser ile birlikte konuk etti.
Eşi de Türk olan, her yıl tatillerini güney sahillerinde geçiren Kasser'in Türkiye'ye ilgisi çok. Birkaç kez banka satın almak için girişimlerde de bulunmuş (Adabank, Denizbank, Alternatif Bank, Tekstilbank) ancak şu ana kadar Türkiye'de gerçekleşen bir yatırımı olmamıştı.
Girdiği birçok işten başarıyla çıktığını anlatınca, kendisine "Türkiye'de banka satın alma işinde neden başarılı olamadınız o halde" diye sordum. Gülümseyerek, "Hayatımda ilk defa başarısız oldum.
Denedim fakat rakipler çok kuvvetliydi.
Benim sayemde fiyat yükseldi ama, bu da bir şeydir" diye cevap verdi.
Dolar kurunun Türkiye'de hızlı arttığı günlere denk gelmişti ziyaretimiz ve sabit kur politikasının uygulandığı Lübnan'ın en büyük bankacılarından birinin ne düşündüğü de önemliydi. Kasser, "Problemi olmayan ülke mi var? Para politikalarıyla ilgili yaşanan sorunlar geçici. Tarih zikzaklarla dolu ve bunlar bana göre küçük sorunlar" diyor. Kasser, Türkiye için yatırım vakti olduğuna inanıyor ancak yine de yatırım için gidip bunu sahada görmenin en doğrusu olduğunu düşünüyor ve bu görüşlerini de en son katıldığı Boğaçi Zirvesi'nde de dile getirdiğini öğreniyoruz. İstanbul'un finans merkezi olması konusunda ise Kasser, en önemli konunun istikrar ve güven olduğu görüşünde. Yatırımcıların iklimden korkmaması için kuralların değiştirilmemesi gerektiğini söylüyor.
Soldan sağa: Mehmet Habbab, Çağatay Erciyes, Adnan Kasser, Rona Yırcalı ve Wacih Bizri
Biz 40 yıldır krizdeyiz, sizinki ne ki?
Doların en oynak olduğu günlerde DEİK Türk-Lübnan İş Konseyi Başkanı Rona Yırcalı'nın liderlik ettiği heyetle birlikte, Beyrut'un önde gelen işadamlarıyla bir araya gelmiştik. İşte o toplantılarda en doğru tespitlerden birini Lübnan Ticaret Odası Başkanı MohamedChoucair yaptı. Dedi ki biz 40 yıldır bir krizin içindeyiz. O yüzden Türkiye'ye bakınca sizin yaşadığınız kriz ne ki...
Öncesinde Rona Yırcalı, 15 Temmuz'da girişilen hain darbe girişiminden hemen sonra kahraman Türk halkının demokrasiye nasıl sahip çıktığını, devletin ve milletin birlikte verdiği mücadeleyi detaylı bir şekilde anlatmıştı. Yırcalı takip eden günlerde finansal sistemin düzgün bir şekilde çalıştığını, 14 yıldır ülkenin yüzde 4'ten az büyümediğini ve 2016'da bile yüzde 3'ü geçen bir büyüme gerçekleştiğini belirterek, enflasyon biraz yükselse de onca badireye rağmen ekonominin iyi durumda olduğundan söz etmiş ve Lünanlı işadamlarını Türkiye'de yatırıma davet etmişti. Öyle görünüyor ki Hariri'nin hükümeti kurma girişimi tamamlanınca, Türkiye ve Lübnan ilişkileri de yeni bir döneme girecek. Vizeler zaten kaldırılmıştı, serbest ticaret anlaşması da imzalanınca iki ülke arasındaki ticaret de artacak. (Şelale Kadak / Sabah)