Fed’in çeyrek puanlık faiz artışından öte, asıl ‘tüneldeki ışığı’ öne çıktı; bu da gelecekteki potansiyel faiz adımları idi. Bugünkü görünümde Fed, 2017’de 0.25’lik en az 3 faiz artışı yapacak görünüyor.
17 kişiden oluşan Fed başkan ve Açık Piyasa Komitesi üyelerinin 2017 faiz tahminlerinin özeti şöyle: 4 üye 0.50’lik artış, 6 üye 0.75 puanlık artış, 5 üye ise 0.75 puanı aşan faiz artışı öngörüyor. Bu da, 2017 yılsonuna Fed faizinin en düşük yüzde 1.50’ye gelmesi demek. Fed’in ekonomik tahminleri de, bu potansiyel faiz görünümünü destekleyen biçimde oldukça güçlü görünüyor; neredeyse tam istihdam seviyesinde. Öyle ise faiz artışları güçlü gelebilir.
2017’ye dair faiz artış görünümünün bu biçimde değişmesi, ABD’deki yüksek getirili tahvil piyasasına kötü haber demek. Aynı zamanda, bizim gibi gelişen ülkelere de. Çünkü bu tablo, ABD 10 yıllık devlet tahvili faizlerinin yüzde 3’ün üzerine doğru hareket etmesine dair beklentileri güçlendirdi.
Öyle görünüyor ki; Fed, Trump’ın potansiyel ekonomi politikasına bağlı hemen bir kalibrasyon ayarı yapmaktan çok, piyasanın bu politikalara dair hızlı değişen beklentilerine tepki veriyor. Nitekim Yellen de, Fed üyelerinin tamamının olmasa da bazı üyelerinin maliye politikasında Trump sonrası olası değişikliği hesaba kattığını söylüyor. Öyle ya da böyle, Fed piyasalara ‘aba altından sopayı’ göstermiş oldu; hızlanabiliriz.
ABD’de 10 yıllık faizler temmuz ayında yüzde 1.5 iken, şimdi yüzde 2.5’ta. Bu tablo ileriye dönük yükselişi de güçlendirdi. Yüzde 3-3.5’luk bir patikaya hareketlenmesi, Türkiye’de de faizlere en azından aynı oranda yukarı yönlü baskı getirecek. Portföy yatırımlarından oluşan sermaye akımlarında da tersine akışı. Eşlik eden ekonomik durgunlukta bu, eldeki yatırım sınıfı kredi notuna tehdit demek.