Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes, "AB ekonomi çerçevesi dışında kalan bir Türkiye'nin kalkınma hedefleri ciddi sekteye uğrayabilir. AB, iş dünyası olarak sahip çıkmamız gereken bir projedir." dedi.
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından düzenlenen toplantıda, Antalyalı iş adamları ile bir araya gelen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes, "Küresel Ekonomi ve Türkiye Ekonomisinin Dayanıklılığı" başlıklı bir konuşma yaptı, katılımcıların sorularını yanıtladı
Konuşmasına İstanbul'da gerçekleşen terör saldırısından duyduğu üzüntüyü dile getirerek başlayan Başaran-Symes, saldırıda hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi. Başaran-Symes, "Her seferinde lanetliyoruz ama pırıl pırıl hayatlar, umutlar sönüyor. Gerçekten yaşanan acıların tarifi hiç kolay değil." diye konuştu.
Dünyanın çalkantılı bir dönemden geçtiğini, içinde bulunulan çağı yeni bir sıcak dünya savaşı olarak gören yaklaşımların giderek arttığını kaydeden Başaran-Symes, sosyal refah mantığıyla yeterince bütünleşmeyen, rekabetçi ekonomi mantığının sonucunda ortaya çıkan krizlerin siyaset yelpazesinin sınırlarını genişletse de genel olarak kimlik siyasetini öne çıkartan popülist akımların güçlenmesine zemin oluşturduğunu söyledi.
2008 küresel krizinden bu yana dünya ekonomisinin tam olarak toparlanamadığını ve ekonominin hala çok yavaş büyüdüğünü ifade eden Başaran-Symes, bu durumun ekonomik açıdan pek çok sonuç içermesinin yanında siyasi anlamda da dünyayı sarstığını dile getirdi.
Başaran-Symes, gelişmiş ülkelerde küreselleşme ve göçmen karşıtlığının yükseldiğini, İngiltere'nin AB'den çıkma kararı alışı, ABD başkanlık seçimleri, İtalya'da ciddi reformlar içeren paketin referandumla reddedilişi, Çin'de siyasal sistemin tekrar içe kapanma eğilimi, radikal sağ partilerin bazı Avrupa ülkelerinde yükselmesinin dünyada önemli gelişmeler arasında yer aldığını kaydetti.
AB konusu
AB'nin ciddi bir kimlik krizi yaşaması, dünya siyasetinde ekonomik gücü oranında ağırlık gösterememesinin AB'nin önemini azaltmayacağını belirten Başaran-Symes, şöyle konuştu:
"Maalesef AB ile ilişkilerimizin giderek yıprandığı bir süreç içindeyiz. Burada tek tarafı haklı ya da haksız görmek mümkün değil. Karşılıklı olarak üyelik müzakerelerindeki süreçte iki taraf da üzerine düşeni tam olarak yapmıştır diyemeyiz. Bunun sonucunda üyelik sürecindeki ivme her iki taraftan kaynaklanan nedenlerle önce kaybedildi, sonrasında da geriye gidişler oldu. Avrupa ekonomisinin bizim için olan önemini sizler çok iyi biliyorsunuz. AB ekonomi çerçevesi dışında kalan bir Türkiye'nin kalkınma hedefleri ciddi sekteye uğrayabilir. Türkiye'ye giren doğrudan yatırımların yüzde 70'i Avrupa ülkelerinden geliyor. İhracatımızın yarıya yakınını Avrupa'ya yapıyoruz. Türkiye'ye gelen turistlerin yüzde 45'i Avrupa ülkelerinden. Avrupa ekonomisinin bir an önce daha sağlıklı bir yapıya kavuşması Türkiye ekonomisi için kritik öneme sahip. Türkiye'nin AB ile ilişkileri ve üyelik müzakere sürecinin sağlıklı bir şekilde yürümesi de karşılıklı işbirliği ve güvenin devamı için şart. AB, iş dünyası olarak sahip çıkmamız gereken bir projedir."
Büyüme rakamları
Üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Başaran-Symes, 2 yıldır yaşanan terör olayları ve siyasi belirsizliklere rağmen Türkiye ekonomisinin yavaş da olsa büyüdüğünü, son açıklanan rakamların yılın 3'üncü çeyreğinde ekonominin yüzde 1,8 daraldığını gösterdiğini söyledi.
Başaran-Symes, "Bu, süratle tedbir almamız gereken bir alan. Zira işsizliğin artmaması, iş gücüne giren gençlerimize yeni istihdam yaratabilmemiz için Türkiye'nin en az yüzde 5 büyümeye ihtiyacı var." değerlendirmesinde bulundu.
Temmuz ayında yaşanan hain darbe girişimi ve sonrasında artan güvenlik kaygılarıyla OHAL sürecinin ekonomiyi etkilediğini vurgulayan TÜSİAD Başkanı, ekonomik gelişmenin hep birlikte sağlanabileceğini, bunun için ekonomik reformların mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin son derece hızlı aktığını, önümüzdeki döneme, iletişim teknolojileriyle birlikte yapay zeka, biyoteknoloji, nanoteknolojinin damga vuracağını ifade eden Başaran-Symes, gelecekte sanayi 4.0'a uyum kabiliyeti ve dijitalleşmenin tüm kurumlarda en üst seviyede sahiplenilmesinin rekabetin en temel belirleyicisi olacağına dikkati çekti.
Turizmdeki gelişmeler hakkında bilgi veren Başaran-Symes, misafirlerin destinasyon tercihinde en önemli koşullardan birinin, o ülkenin güvenliği, ülkelerin politik imajları ve hatta dış politika tercihleri olduğunu söyledi. Başaran-Symes, "2016'da ülkemizde turizmi olumsuz etkileyen en önemli iki sorun terör ve Türkiye'nin imaj problemi oldu. Ankara'da yaptığımız toplantılarda tüm yetkililerden de bunu duyuyoruz. Her zaman hassasiyetle vurguladığımız temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, güvenilir bir hukuk ve yargı sistemi ile hukukun üstünlüğünün egemen olduğu, laik ve demokratik Türkiye ile bunlardan uzaklaşmış bir Türkiye'nin algısı aynı olmayacaktır." diye konuştu.
Yeni cumhurbaşkanlığı sistemi
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili sorular üzerine, TÜSİAD olarak kapsamlı bir çalışma yapmadan bir görüş vermek istemediklerini ifade eden Başaran-Symes, "Ama şöyle söyleyeyim, biliyorsunuz başkanlık konusu Türkiye'nin gündemine ilk defa girmiyor. Yeni tasarıyı bekledik. Tasarı öncesinde Anayasa Komisyonu Başkanı ile kapsamlı görüşmelerimiz oldu. Kendisi TÜSİAD'a geldi, bizi ziyaret etti, yapılan çalışmaları izah etti. Dolayısıyla diyaloğumuz zaten vardı ama bu çalışmayı kapsamlı bir şekilde değerlendirdikten sonra TÜSİAD'ın görüşünü vermeyi tercih ederim." dedi.