Kozmik Oda savcısı Mustafa Bilgili, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak ve Başsavcıvekili Hakan Pektaş koordinesinde yürütülen soruşturmada 3 gün süreyle ifade verdi. Bilgili, Konya Karapınar Atış Poligon Grup Komutanlığında telefonlarının dinlemeye alındığıyla ilgili şunları söyledi:“Araçlardan birisinde (Kozmik Oda soruşturmasındaki şüphelilerden biri kast ediliyor) 12 ya da 13 kişilik asker olan keskin nişancı listesi çıktı. Bu listede şahsın adı, soyadı, devre ve dönemi, telefon numaraları, görev yaptığı yerleri içeren bilgiler söylendi. Soruşturmayı yürüttüğüm sırada başlangıçta şüpheli olarak tespit edilen 8 kişi, sonrasında yine dosyayla ilgileri olabileceği değerlendirilen keskin nişancı oldukları saptanan Konya Karapınar Atış Poligon Grup Komutanlığı’nda görevli 12 ya da 13 civarında askeri personel ile yine TEM şube tarafından tespit edilen bir kısım şüpheli hakkında dosyada teknik takip ve dinleme işlemleri gerçekleştirildi. Tam olarak hatırlamıyorum ancak Seferberlik Bölge Başkanlığı’nın telefonu. Burada çalışan 8 personelin de şüpheli olarak dosyada isimlerinin olması sebebiyle dinlenilmiş olabilir.”
KELİMELERİ BEN VERDİM
FETÖ soruşturması kapsamında aranan hâkim Kadir Kayan’ın Kozmik Oda’da arama yaparken kullandığı kelimelerle ilgili olarak da Bilgili, “Hâkim Kadir Kayan tarafından yapılan arama işlemleri sırasında bir kısım kelimelerin özellikle arama sırasında sorgulanmasını istediğim hususu doğrudur. Bu kelimeleri ifadeleri alırken şüphelilere de bizzat sormuştum” açıklamasını yaptı.
SIRRI SIZDIRDINIZ
Savcının, “Devlet sırrı niteliği taşıyan belgelerin FETÖ’nün eline geçmesini sağladığınız yönünde kuvvetli şüphe bulunduğu” sorusuna da Bilgili şu yanıtı verdi: “Devlet sırrı olan belgelere Cumhuriyet Savcısı bakamaz dediğimizde iddianame nasıl düzenlenecektir? Ayrıca Seferberlik Bölge Başkanlığı’nın lağvedilmiş olması, görevlerinin yeniden tanımlanmış olması, faaliyet ve raporlarının tüm belgeleriyle yeniden düzenlenmesi sebebiyle söz konusu harddiskin Genelkurmay’ın 6 Kasım 2015 ve 30 Aralık 2015 tarihli raporlarında belirtildiği üzere devlet sırrı niteliğini yitirdiğinin bildirildiği de göz önüne alındığında ayrıca Genelkurmay’ın bu harddiski bize gönderdiği yazı içeriğinde kesin olarak harddiskin içerisindeki bilgilerin devlet sırrı olduğu denilmediği, devlet sırrı olabilecek bilgiler ihtiva edebileceği hususunun belirtilmesi üzerine TMK 10 ve CMK 250’deki mutad uygulama gereği belgenin devlet sırrı olup olmadığı hususunda Cumhuriyet savcısının bilirkişi raporu alması gerektiği görüşündeyim.
600 BİN LİRALIK ARSA ALMIŞ
Savcı Bilgili’ye MASAK raporunda 3 Haziran 2013 tarihinde kendisine “Buğday Avansı İadesi” olarak gönderilen para hareketi de soruldu. Bilgili, 2013 yılında İstanbul Arnavutköy’de 16 dönüm tarla satın aldığını, bu tarlayı aldığı gün 300 bin TL paraya ihtiyacı olduğunu ve bu parayı arkadaşı ve kardeşlerinin ortağı olan M.İ.’den istediğini anlattı. Bilgili, “Bunun üzerine M.İ. bana 300 bin TL para gönderdi. 30 Haziran 2013 tarihinde bana gönderilen parayı M.İ.’nin hesabına iade ettim. Arnavutköy’de aldığım tarlayı 600 bin TL karşılığında almıştım. Mal beyanında da vardır” dedi. 22 Mayıs 2014 tarihinde firari savcı Şadan Sakınan’ın, Bilgili’nin hesabına yatırdığı 209 bin TL nedenin sorulması üzerine de Bilgili, “Şadan Sakınan daha önce bir arsa satın almak istediğini dile getirmişti.
O tarihte benim nakit param yoktu. Durumu Ahmet abime aktardım, ağabeyim alınacak arsa için bir miktar para verdi. Alınan parayı Şadan Sakınan daha sonra satınca benim hesabıma bu parayı yatırdı” dedi. Hürriyet