Varlık yönetim şirketleri, geçtiğimiz 8,5 yılda 27 milyar TL tahsili gecikmiş alacağı topladı. Bugün ise 1,5 milyon borçlu onların takibinde. 2017’de bankaların 7-7,5 milyar TL tahsili gecikmiş alacak satışı yapacağı öngörülüyor. Finans sektöründeki toplam tahsili gecikmiş alacak tutarı ise 82 milyar TL’ye ulaşıyor. Uzmanlar, bankaların satışa çıkaracakları alacak tutarının her yıl artacağını öngörüyor. Sektörde büyüme planları da bunun üzerinden yapılıyor. Elektrik, su, telekom gibi farklı sektörlerde borç satın alma izninin alınmasıyla da sektörün sıçrama yapacağı düşünülüyor.
Elçin Cirik’in Capital dergisindeki haberine göre bankacılıkta son dönemin en büyük sorunlarından biri, oranı yüzde 3,2’lere kadar çıkan tahsili gecikmiş alacaklar. Bankalar, bilançolarını hafifletmek için kanuni takibe intikal eden kredilerinin önemli bölümünü varlık yönetim şirketlerine devrediyor.
İlk olarak 2008 yılında faaliyete geçen varlık yönetim şirketleri, 20l6’nın yarısından itibaren 1,5 milyona yakın kredi borçlusunun peşine düştü. Bugüne kadar 500 bin borçludan tahsilat gerçekleştirildi. Mevcut borçluların yüzde 90’ı bireysel borçlulardan oluşuyor. Eylül 2016 sonu itibariyle varlık yönetim şirketleri tarafından toplanan borç miktarı 27 milyar TL’yi buluyor. BDDK verilerine göre bankaların elindeki yaklaşık 55 milyar TL tahsili gecikmiş alacak tutarıyla birlikte finans sektöründeki toplam tahsili gecikmiş alacak tutarı 82 milyar TL’ye ulaşıyor.
Lider varlık yönetim şirketlerinin yöneticileri, önümüzdeki dönemde Türkiye’de bankaların satışa çıkaracakları alacak tutarının her yıl daha da artacağını öngörüyor. Büyüme planlarını da bu beklentiler üzerinden yapıyorlar.
EN ZOR TAHSİLAT
Aslında varlık yönetim şirketlerinin işleyişi basit. Bankalar ellerinden çıkarmak istedikleri tahsili gecikmiş alacakları için ihale düzenliyor ve varlık yönetim şirketleri bu dosyaları inceleyerek fiyat sunuyor. Yapılan ihale sonucu tahsili gecikmiş borcu satın alan varlık yönetim şirketi, bankanın borçlularıyla bağlantıya geçerek borcu tahsil etmeye çalışıyor.
“Borcu yapılandırılmış bir alacak bize satıldıysa borçlunun bankayla olan sözleşmesi neyse ona uyarız. Bankanın istediğinden bir kuruş fazla isteyemeyiz” diyen Varlık Yönetim Şirketleri Derneği Başkanı ve Güven Varlık Yönetim Kurulu Başkan Vekili Haşan Tengiz, 2008-2016 arasında bankaların 27 milyar TL’lik ana tahsili gecikmiş alacaklarını 3,3 milyar TL’ye satın aldıklarını açıklıyor.
Burada esas nokta, satın alınan alacakların ne kadarının tahsil edilebildiği. Bankaların ortalama 2-3 yıl boyunca yoğun tahsilat çabalarına rağmen alamadıkları borçları tahsil etmek çok kolay olmuyor. Haşan Tengiz, “Bu portföylerin kredi borçluları, ya işini kaybetmiş ya da gelirinin çok ötesinde kredi kullanmış kişi ve kuruluşlar. Biz borçluların bir kısmına hiçbir zaman ulaşamıyoruz” diyor.
Varlık yönetim şirketlerinin bugüne kadar gerçekleştirdikleri tahsilat rakamı 2,8 milyar TL’ye ulaşıyor. İstanbul Varlık Genel Müdürü Selçuk Tuncalı, sektör olarak bu yılın ilk 6 ayında toplam 600 milyon TL tahsilat yaptıklarını açıklıyor.
KÂRLILIK NE DÜZEYDE?
Peki bu alan kârlı mı? Selçuk Tuncalı, bankanın borçlularından ancak yüzde 30’una direkt olarak ulaşabildiğini, ardından ulaşabilme oranım artırmak için yüksek iletişim ve istihbarat yatırımı yaptıklarını belirtiyor. Tuncalı, “Bu nedenle operasyonel giderlerimiz her yıl artıyor. Bugün tahsil edilen her 100 TL için 35 TL operasyonel harcama yapıyoruz. Tabii bir de başlangıçta yüzde 10-15 gibi borçları satın alma maliyetimiz var. Yani kâr dışarıdan görüldüğü kadar cazip değil” diyor.
Sektörün bir diğer gerçeği de alman tahsili gecikmiş alacak portföylerinin uzun vadeli yatırım olması. Bu durumda bir portföyün gerçek kârlılığı ancak 7-8 yılın sonunda görülebiliyor. Haşan Tengiz, “Yıllara yayılan bir kârlılığımız var o nedenle net bir kâr oranı vermek mümkün değil. Ama sektörde kârlılık yüzde 15’lerde, daha fazla değildir” diye konuşuyor.
Tabii kârlılığı, bankaların tahsili gecikmiş alacaklarını satma iştahına devam etmeleri de direkt olarak etkiliyor. Örneğin 2015 yılında yaşanan iki seçim nedeniyle bankalar Türkiye’de sadece 1 milyar 950 milyon TL borç satışı gerçekleştirdi. 20l4’te ise bu rakam 6 milyar TL seviyesindeydi. 20l6’da ise ilk 6 ayda satılan borç miktarı 3 milyar TL’yi geçti.
Sektörün yıllık ortalama yüzde 35 büyüdüğünü ak-taran Final Varlık Genel Müdürü Fahrettin Özyapar, bu yılın sonunda bankaların alacak satışının 6 milyar TL’ye ulaşacağını öngörüyor.
Varlık yönetim şirketleri yöneticileri, 2017 yılı için de bankaların en az 6 milyar TL’lik gecikmiş tahsil alacağı yapacağı konusunda hemfikir.
HACİM BÜYÜYECEK Mİ?
Sektörün uzun vadede büyümesi için farklı görüşler mevcut. Dernek başkanı Tengiz, önümüzdeki 5 yılda takibi gecikmiş alacak satışının yıllık 4-4,5 milyar TL’nin altına düşmeyeceğini ve konjonktürel artışlarla 5-6 milyar TL’yi bulabileceğini tahmin ediyor.
Selçuk Tuncalı ise bugün bankaların izlemeye aldıkları alacakların çok arttığına dikkat çekerek bu yüz-dürülen kredilerin takibe düşmesiyle bankaların daha yüksek miktarlarda satış yapabileceğinin altını çiziyor.
Varlık yönetim şirketlerinin artan alacak tutarını satın almaya isteği de var. Fahrettin Özyapar, “Varlık yönetim şirketlerinin her yıl 6-8 milyar TL borç satın alacak ve işleyecek kapasitesi var” diyor.
“Biz bankacılık sektörünün egzozuyuz, motor çalış-maya devam ettiği sürece borçları almaya devam edeceğiz” diyen TurkAsset Yatırımlar Direktörü Serhan Akça, kredi kartları ve tüketici kredilerinde alınan son değişikliklerin kredi kalitesini bozacağını ve sorunlu kredi oranının artıracağını tahmin ediyor. Akça,“2017’de satışa çıkan tahsili gecikmiş alacak, 7-7,5 milyar TL’ye çıkacak. Sonraki yıllarda giderek hacim büyüyecek” diyor.
Akça, TBB Risk Merkezi’ne göre bireysel borçlu sayısının 3 milyonu bulduğuna ve bu sayının yarısının varlık şirketlerinin müşterisi olduğuna da dikkat çekiyor. Bireysel tarafta ortalama borç büyüme trendinde. Bireylerin ortalama borçları, son 5 yılda 5 milyar TL’den 7-8 bin TL’ye çıkıyor. Yalnız varlık yönetim şirketleri burada da önemli bir değişim bekliyor. Bugün borçlar içinde yüzde 40 payı olan KOBİ ve kurumsal kredilerin, yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle önümüzdeki 5 yıl içinde toplam borçlardaki payım 5-10 puan artırması öngörülüyor.
PAYI KORUMA YARIŞI
Bugün BDDK verilerine göre 16 varlık yönetimi şirketi mevcut. Bunların bir kısmı, örneğin Deutschebank’ın sermayedarı olduğu Bebek Varlık, Denizbank’a ait Destek Varlık ve Anadolu Holding’e ait Artı Varlık, aktif olarak çalışmıyor. Sektörde konsolidasyonlar da yaşanıyor. Örneğin Birleşim Varlık ve RTC Varlık ile birleşti. Tabii bir de Mega Varlık, Hedef Varlık gibi bu yıl yeni kurulan varlık yönetimi şirketleri var.
Bu ortamda sektörde ilk 4 oyuncu pazarın yüzde 81’ine hakim. Actera Fonu’nun sahibi olduğu TurkAsset ve Fiba Holding’in şirketi Güven Varlık lider ve ikisinin yüzde 30’larda pazar payı mevcut. Ardından yüzde 14 pazar payıyla İmam Altınbaş ve Hüseyin Altınbaş’ın sahibi olduğu Final Varlık geliyor. Ünlü&Co’nun sermayedarı olduğu İstanbul Varlık ise yüzde 7 paya sahip.
Güven Varlık Yönetim Kurulu Üyesi Haşan Tengiz, 9 milyar TL’lik portföy ve 1,1 milyon borçlu müşteriye sahip olduklarını açıklayarak, “Sektörde mevcut pazar payımızı düşürmeyecek şekilde borç satın almaya devam etmek istiyoruz” diyor. 9,2 milyar TL portföy büyüklüğüne sahip Turkasset de yüzde 30’u geçen pazar payını koruma hedefinde. Ancak daha seçici borç almalarında bulunmak istiyor.
Final Varlık ve İstanbul Varlık ise pazar paylarını, kârlılıklarını korudukları müddetçe artırmaktan yana bir strateji izliyor.
Bu lider şirketlerin yöneticilerine göre, sektörde fazla sayıda varlık şirketi bulunuyor ve konsolidasyonlar kapıda. Haşan Tengiz, “Bunların bir kısmının elenmesi kaçınılmaz. Mevcut şirketler ya butik özel borçlularla çalışacak ya da sadece bireysel veya kurumsal borçlular gibi segmentasyona gidecekler” diyor.
YENİ ALANLAR GELEBİLİR
Aslında varlık yönetimi sektörü, yeni alanlara girerek önemli bir büyüme potansiyeline sahip. Bugün varlık yönetimi şirketleri, BDDK’ya bağlı olarak faaliyet gösterebiliyor. Ancak dünyada işleyiş farklı, varlık yönetimi şirketleri pek çok farklı alanlarda çalışabiliyor.
“Türkiye dışındaki tüm ülkelerde, tüketicilerin telekom, elektrik, su, doğalgaz ya da iletişim gibi aklınıza gelen tüm borçları varlık yönetim şirketleri tarafından alınıp tahsil edilebiliyor” diyen Fahrettin Özyapar, Türkiye’de kanunun izin vermesi halinde bu alanlara girebileceklerini vurguluyor. Yönetici, “Bu, tıkanmış borçluluk yapısına da çözüm olur” diyor.
Mantıken kredi tarafındaki borçlularla bu tip doğalgaz, su, elektrik gibi faturalarını da ödeyemeyen müşteriler aynı kişiler olacağından varlık yönetimlerinin bu kesime ulaşması ve tüm borçları için bir ortak yapılandırma yapması çok kolay ve mümkün görünüyor.
Varlık yönetim şirketleri yöneticileri, hükümetten böyle bir talepte bulunduklarını ve yasa değişikliği beklediklerini de aktarıyor. Bu durumda bu alanın cazibesi de hem yerli hem yabancı yatırımcı açısından artacak. Sistema Genel Müdürü Ali Tolga Moral, “Yurt dışında da risk iştahı yüksek olan varlık yönetim şirketleri ve hedge fonlar sorunlu varlıklara yatırım yapı-yor. Gerekli regülatif düzenlemelerin de yapılmasıyla bu şirketlere daha çok yabancı yatırımı yapılabilecek” diyor.
‘İKİ ÜLKEDE BORÇ BİRİKİMİ VAR’
SERHAN AKÇA / TURKASSET YATIRIMLAR DİREKTÖRÜ
Dünyada tablo nasıl?
Özellikle Avrupa ve İskandinav ülkeleri, İngiltere ve ABD’de çok gelişmiş bir pazar var. Almanya ve Fransa’da da satışlar var ama çok yüksek seviyelere çıkamıyor. İngiltere ve ABD’de varlık şirketleri bizimki gibi bir regülatöre bağlı çalışmıyor, ancak tüketiciyi koruma ve benzeri pek çok yasaya bağlılar.
Pazar küçülüyor
İngiltere ve ABD de pazar küçülüyor çünkü bankalar giderek büyük ve hata yapmayan varlık yönetimi şirketleriyle çalışmayı seçiyor. Ancak çok iyi uyum sağlayan 3-5 şirket büyüyor, sektörde konsolidasyon var. Gelişmiş ülkelerde bankalar tahsili gecikmiş alacakları hiç üzerlerinde taşımadan ve artık piyasada oturmuş fiyatlardan satıyor.
Daha karlı
Bu nedenle kârlılık Türkiye’ye göre daha yüksek, yüzde 20-25 oranlarıyla çalışıyorlar. Dünyada son dönemde İtalya ve Yunanistan’da ciddi borç birikimini mevcut. Büyük yabancı varlık şirketleri, bu iki ülkenin etrafını sarmış durumda. Satış olduğu takdirde alım yapacaklar.”
“BORÇ MİKTARI YÜZDE 20 ARTACAK”
ALİ TOLGA MORAL / SİSTEMA GENEL MÜDÜRÜ
Yeniler yolda
Önümüzdeki dönemde, varlık yönetimine devredilen borç miktarının ve dosya sayısının önemli ölçüde artacağını, bugün sayıları 10’un üzerinde olan varlık yönetimi şirketlerine de yenilerinin ekleneceğini düşünüyoruz. Özellikle bankaların, hem personel motivasyonunu azaltan hem her kademedeki çalışanın ciddi zamanını alan alacak takip işlerinden mümkün olduğunca kurtulmaya çalışacakları bir gerçek. Bankalar, takipteki alacak dosyalarının mümkün olduğunca fazlasını devretme eğiliminde olacak.
Miktar artacak
2016'nın yarısı itibariyle varlık yönetimi şirketlerine devredilen borç miktarı 25 milyar TL'yi geçmiş durumda. Özellikle banka bilançolarındaki takipteki alacaklar kalemindeki büyümenin, varlık yönetimi şirketlerine devredilecek borç miktarını doğrudan etkileyeceğini düşünüyoruz. Buna göre mevcut trendlerde büyümeye devam etmesi durumunda, devredilecek borç miktarının en az yüzde 20 artacağını ve 30 milyar TL'yi geçeceğini öngörüyoruz. İleride leasing, faktoring, telekom, elektrik, doğalgaz ve su gibi kronik tahsilat problemi yaşayan sektörlerde hem bireysel hem kurumsal- ticari kanallar için vadesi geçmiş alacakların tahsilatında varlık yönetimi şirketlerinin rolü olabilir.