Ankara'da ekonomi yönetiminde panik havası seziliyor. AKP'li milletvekilleri bile yaşanan gerilimin iyi yönetilemediğini söylüyor, ekonomik gelişmelere karşı hamasi sözler edilmesini, piyasaya aykırı tavır alınmasını özel sohbetlerde eleştiriyorlar.
Bu arada ekonomi yönetiminde bir dağınıklık olduğunu, bürokrasi ile işi olan özel sektör kuruluşlarının da bu dağınıklıktan şikayetçi olduklarını söylemeliyiz. Kimsenin inisiyatif alamadığını, bakanlıkların aynı konu ile ilgili bile olsa, birbirinden farklı tutum izlediklerini, koordinasyonun iyice zayıfladığını, çok sayıda özel sektör temsilcisinden duyuyoruz.
Mehmet Şimşek’in ilk sıralarda işlere daha fazla asıldığı ama son dönemde biraz küskün olduğu söylenenler arasında. Gidişattan, alınan önlemlerden Şimşek’in de rahatsız olduğu hem Ankara kulislerinde, hem de piyasa oyuncuları arasında çok yoğun konuşulur hale geldi.
Bununla birlikte Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin, “ekonominin patronluğu” pozisyonuna çok yaklaştığı belirtiliyor. Yapılan toplantılarla ilgili bilgi aldığımız kaynaklar, Şimşek’in kendisini geri çektiğini, Canikli’nin iyice ön plana çıktığını söylüyorlar. Diğer bazı bakanlar ile bazı AKP’li milletvekillerinin de bu durumdan şikayetçi oldukları konuşuluyor.
Canikli’nin eski kuşak Maliyeci olduğu, aksi görünüm vermeye çalışsa da, piyasaya inancının pek olmadığı zaten konuşuluyordu. Son dönemde yapılan kriz toplantılarında gündeme getirdiği piyasaya aykırı önerilerinden yakınıldığına şahit olduk.
Bu nedenle de önümüzdeki hafta alınacağı söylenen yeni tedbirler arasında piyasanın işleyişine aykırı kararlar olmasından, bunun piyasalardaki telaşı iyice büyütmesinden çekinildiğini söyleyebiliriz. Umarız; son Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantıları sonrası bu hafta açıklanacağı söylenen tedbirler arasında, piyasayı bozacak tedbirler yer almaz.
BABACAN SÖYLENTİLERİ
Bazı AKP’li milletvekilleri “ekonomi yönetiminin gerekli yetkinlikten uzak olduğunu” düşünüyor ve bunu eleştiriyor. AKP iktidarları dönemindeki en yetersiz bürokrat ekibinin görevde olduğu konusunda, çoğu kişi hemfikir gözüküyor. Yanı sıra, Ali Babacan’ın yokluğunda o görevi üstlenmesi beklenen Mehmet Şimşek’in de, yapılan hataları önlemekte yetersiz kaldığı eleştirisi yapılıyor. Yani bakanlar düzeyinde de yetersizlikten söz ediliyor.
Belki de bu nedenle, son günlerde Ali Babacan’ın, yeniden ekonomi yönetimi patronluğuna getirilmesi gerektiği söylenmeye başladı. Bu konuda bazı planların yapıldığı söylentileri de geçen hafta kulislerde konuşulmaya başladı.
Buna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Babacan’a sıcak bakmadığı, kendisiyle görüşüp brifing verme talebini danışmanlarına yönlendirdiği konuşuluyor. Dolayısıyla bu formülün gerçekleşmesi zor görünüyor.
Son dönemdeki hatalar arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve danışmanlarının krize karşı hamasi bir dil kullanması da sayılıyor. “Dolarları bozdurun altına yatırın” söylemi başta olmak üzere, Batı’ya karşı sert tavır da dahil, son dönemde yapılanların ekonomide işleri daha da zorlaştırdığı konuşuluyor. Ekonomik gerçeklere aykırı iç politikaya dönük hamasi söylemlerin krizin atlatılması ya da hafifletilmesine katkı sağlamadığı, aksine piyasalarda güvenin iyice yitirilmesi ve bu nedenle krizi alevlendirici rol oynadığı da konuşulanlar arasında. Tüm bu eleştirilerin AKP’li ekonomiden anlayan milletvekilleri ve AKP’li olduğu bilinen işadamları dahil, çok geniş bir kesimde konuşulduğuna son iki haftadır şahit oluyoruz. Ancak bu eleştirilerini kamuoyu önünde dile getirmeyi düşünmedikleri de çok açık..