Döviz kurlarının Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde emperyalist bir baskı aracına döndürülmesine itiraz sürüyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ABD'nin faiz artışı beklentileriyle birlikte çok sert yükselen dolar, gündemin ana maddelerinden biri haline geldi. Vatandaş, hain kalkışmadan bu yana 19 milyarlık döviz satışı yaparak ülkesine sahip çıksa da, bu direniş Türkiye'yi ekonomik çıkmaza sürüklemek isteyen odakların kriz beklentilerini bertaraf etmeye şimdilik yetmiyor. Küresel gelişmelerin de etkisiyle tansiyonu iyice yükselen piyasalarda dolar 3.5 TL'yi görürken, avro da 3.71 TL'ye dayandı.
HESAPLARDA 150 MİLYAR $
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün de birikimlerini dolar ve Avro olarak tutan yatırımcılara “TL'ye geçin" çağrısında bulundu. Erdoğan'ın çağrı yaptığı vatandaşlar ile şirketlerin, bankalardaki mevduatının 539 milyar lirasını dolar ve avro gibi yabancı para cinsinden tuttuğu anlaşıldı. Bu da vatandaşın bankalarda yaklaşık 150 milyar doları olduğunu gösteriyor. Yurt içinde yaşayan Türk vatandaşları ile bu kişilere ait şirketlerin bankalardaki yabancı para toplamı 150 milyar doları aşıyor.
TL'YE GEÇEN KAZANÇLI ÇIKAR
Merkez Bankası'nın güncel verilerine göre; Türkiye'de yerleşiklerin 1 trilyon 436 milyar liralık mevduatı var. 25 Kasım itibariyle mudilerin mevduatının 539 milyar 373 milyon lirası yabancı para cinsinden. Söz konusu rakam Türkiye'deki vatandaşların ve tüzel kişiliklerin en az 150 milyar dolar kadar bir kaynağı bankalarda yabancı para cinsinden tuttuğunu gösteriyor. Bu da bankalardaki mevduatın yaklaşık yüzde 42'sinin yabancı para cinsinden olduğu anlamına geliyor.
Dolar ve Avro'nun bugün itibariyle geldiği noktayı göz önünde bulunduran uzmanlar, mevcut seviyeden elindeki dövizi satıp TL'ye geçmeyi düşünecek yatırımcının kazançlı çıkacağını söylüyor. Ekonomistler ve piyasa uzmanları; vatandaşların başlattığı, “Dövizini Bozdur, Oyunu Boz" hareketiyle dolardan TL'ye dönüşlerin hızlanacağına, bunun da kuru aşağı çekeceğine vurgu yapıyor.
% 40'IN ALTINA DÜŞÜRÜLMELİ
Kapital FX Araştırma Uzmanı Enver Erkan ise güçlü TL için döviz tevdiat hesaplarının (DTH) toplam mevduatlar içindeki payının düşmesinin iyi olacağını söyledi. Döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlar içindeki payının yüzde 42 olduğunu belirten Erkan, bu oranın yüzde 40'ın altına indirilmesinin TL'yi güçlendireceğine dikkat çekti. Türkiye'nin dolarizasyona dönmemesi gerektiğini vurgulayan Erkan, “Son 10-15 yıldır kiralamalar ve sözleşmelerde de dövize endeksli. Dolarizasyona dönmek istemiyorsak bunların döviz yerine TL ile yapılması gerekiyor" dedi. Türkiye'nin sürekli para girişini sağlayacak hikayeyi de oluşturmasının önemine değinen Erkan, şöyle konuştu: “Hükümetin ve ekonomi yönetiminin yapısal reformlara ağırlık vererek ekonomik dinamikleri güçlendirmesi kısa vadeli dış finansman ihtiyacını azaltacak ve Türkiye sıcak para girişi konusunda sorun yaşamayacaktır."
- Vatandaşın bankalarda 150 milyar doları var
- Döviz kurlarının Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde emperyalist bir baskı aracına döndürülmesine itiraz sürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün de birikimlerini dolar ve Avro olarak tutan yatırımcılara “TL'ye geçin" çağrısı yaptı. Erdoğan'ın çağrı yaptığı vatandaşlar ile şirketlerin, bankalardaki mevduatının 539 milyar lirasını dolar ve avro gibi yabancı para cinsinden tuttuğu anlaşıldı. Bu da vatandaşın bankalarda yaklaşık 150 milyar doları olduğunu gösteriyor.
DOLARI AŞAĞIYA ÇEKER
İstanbul Ticaret Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Hasan Eken, mudilerin bankalardaki 150 milyar dolarlık mevduatını TL'ye çevirmesinin kur üzerinde aşağı yönlü bir etkisinin olacağını ifade eden isimlerden biri. Eken, “Eğer bu yerleşiklerin hepsi dolarlarını satarsa, elbette bunun kur üzerinde aşağı yönlü bir etkisi olacaktır. Ama bu etki kısa vadede bir çözüm olacak" dedi. Döviz bozdurmanın iyi niyetli bir girişim olduğunu belirten Eken, uzun zamanlı olarak da yapısal reformlar yaparak TL'nin değerinin korunabileceğini kaydetti.
Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunda yapılan açıklamaların güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Eken, şöyle devam etti: “Uzun vadede ise yapısal reformlar şart. Üretimi teşvik eden lokal kaynaklara ağırlık verilmelidir. Yapısal çözümlerin uzun vadeli getirisi olur."
EKK toplandı, karar haftaya
Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) dün Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında toplanarak ekonomideki gelişmeleri masaya yatırdı. Çankaya Köşkü'ndeki gelişme yaklaşık 5 saat sürdü. Görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: Toplantıda kamu maliyesi, bankacılık ve finans sektörü, reel sektör ve işgücü piyasasına yönelik olarak alınması gereken tedbirler kararlaştırılmış olup, teknik çalışmaların tamamlanmasını müteakip hafta içinde kamuoyu ile paylaşılacaktır. Avrupa Birliği ile görüşmeleri devam eden Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi ile ilgili devam eden olumlu süreç hakkında ilgili bakanlar tarafından EKK bilgilendirilmiş ve aynı doğrultuda çalışmaların hızlandırılmasına karar verilmiştir. 5 Aralık Pazartesi günü TBMM Genel Kurulunda görüşmelerine başlanacak olan 2017 Bütçesi ile ilgili hazırlıklar gözden geçirilmiştir.
Turkcell'den 'döviz' dayanışmasına destek
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yine teğet geçecek