Bugün başta Ankara olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında kutlanacak 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü binlerce eğitimci buruk karşılıyor. Eğitim-İş’in Öğretmenler Günü nedeniyle yaptığı anketten çıkan çarpıcı tablo şöyle:
HERKESE BORÇLULAR
Öğretmenlerin yüzde 36’sı kendisine ait evi yok.
Yüzde 36’sı ev kredisi ödüyor.
Yüzde 32’si kirada oturuyor.
Yüzde 21’i çocuklarının eğitimi için kredi çekti.
Yüzde 25’i ek iş yapıyor.
Yüzde 47’si ikiden fazla kredi kartı kullanıyor.
Öğretmenlerin yüzde 22’sinin esnafa, yüzde 25’inin şahıslara nakit, yüzde 52’sinin herhangi bir bankaya, yüzde 52’sinin kredi kartı borcu var.
TATİLLER EVDE
Yüzde 30’u kredi kartının sadece asgari borcunu ödeyebiliyor.
Yüzde 4’ü maaşında icra olduğunu, yüzde 8’i maaşına en az bir kez icra geldiğini belirtiyor.
Yüzde 24’ü borçla geçiniyor, yüzde 32’si maddi yardım alıyor.
Yüzde 61’i son bir yıldır tiyatroya, yüzde 35’i sinemaya gitemiyor.
Yüzde 70’i tatilini evinde ya da köyünde geçiriyor.
Yüzde 80’i her gün bir gazete, yüzde 62’si her ay bir kitap alamıyor.
FİKİRLERİNİ AÇIKLAYAMIYORLAR
Öğretmenlerin yüzde 60’ı gelecekten ümitli değil.
Öğretmenlerin yüzde 64’ü özgürce fikirlerini açıklayamıyor.
Öğretmenlerin yüzde 24’ü okul yöneticileri tarafından siyasi baskı yapıldığını belirtirken, yüzde 69’u okul yöneticilerinin siyasi iktidarın etkisi ile atandığını düşünüyor.
MAAŞ YOKSULLUK SINIRININ 'YARISI'
Araştırmanın sonuçları öğretmenlerin ekonomik açıdan çok zor günler geçirdiğini ortaya koydu. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) bin 509 TL, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 6 bin 192 TL. Öğretmenler yoksulluk sınırının neredeyse yarısı kadar maaş alıyor.
ÇOĞU ÖĞRETMEN ÇOCUĞU ÖĞRETMEN OLSUN İSTEMİYOR
TÜRK Eğitim-Sen ve Eğitim Bir-Sen’in yaklaşık 26 bin öğretmenle yaptıkları anketler de, neredeyse Eğitim-İş’in sonuçlarıyla aynı ‘kara tabloyu’ ortaya koyuyor. Bu iki sendikanın anketlerinde farklı olarak, şu tablo ortaya çıkıyor:
Yüzde 31.3’ü puanı öğretmenlik programlarına yettiği için bu mesleği seçmiş.
Katılımcıların yüzde 42.3’ü, çocuğunun öğretmen olmasını desteklemeyeceğini ifade ediyor.
Yüzde 38.9’u, öğretmenliğin itibar ve imajının düzelmeyecek kadar yıprandığı görüşünde.
Yüzde 65.7’si, toplumsal statülerinin gittikçe düştüğü kanaatinde.