TBMM'nin ev sahipliğinde Hilton İstanbul Bomonti Otel'de düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesi (NATO PA) 62. Genel Kurulu kapsamında Bilim ve Teknoloji Komitesi'nin "Türkiye'nin Savunma, Araştırma ve Geliştirme Programları ve Savunma Sanayi" başlıklı oturumda konuşan Özlü, daha sonra delegelerin sorularını yanıtladı.
Özlü'nün konuşması sonrası Hollandalı heyetten Maria Martens, kendi ülkelerinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmadığını ve bu kurumun başındaki kişiyi aralarında görmekten mutluluk duyduklarını kaydederek, Özlü'ye şu soruları yöneltti:
"Bizim çok iyi bir işbirliğimiz var. 3 sorum olacak. Bir tanesi DAEŞ ve terörle mücadeleyle ilgili. Siz de bahsettiniz. Türkiye'de bir mükemmeliyet merkezi olduğunu terörle mücadele çerçevesinde... Biz bugün bir rapor inceleyeceğiz. Kısaca KBRN dediğimiz, Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer
Terörizm raporu. Siz görüşlerini aktarabilir misiniz? DAEŞ ile mücadelede nasıl bir iş birliği yapabiliriz? Biliyorum tabii ki bu KBRN silahlarını elde etmek... Ancak gittikçe kolaylaşıyor bunları elde etmek. Bu tehditle ilgili görüşünüz ne? Bir diğer soru siber güvenlik meselesi. Sizin sözlerinizden çok etkilendim. Birlikte NATO olarak neler yapabiliriz?" Özlü ise Suriye'de ve Irak'ta DAEŞ'e karşı bir mücadele yürütüldüğünü ifade ederek, DAEŞ'e karşı kurulan ittifakın mücadelesine Türkiye'nin de destek verdiğini bildirdi.
"Biz aynı zamanda Türkiye olarak müttefiklerin DAEŞ ile mücadele çerçevesinde daha aktif bir rol üstlenmesini istiyoruz." diyen Özlü, DAEŞ'in kimyasal veya biyolojik silahlara sahip olup olmadığı konusunda bilgisinin bulunmadığını aktardı.
Özlü, NATO üyeleri arasında teknoloji paylaşımının yeterli olmadığını ifade ederek, bütün NATO ülkelerinin karşılaştığı siber güvenliğin küresel bir tehdit olduğunu vurguladı.
Bakan Özlü, "NATO üyelerinin siber güvenlik alanı da dahil olmak üzere teknoloji paylaşması gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
'SORUNUZU REDDEDİYORUM, ÇOK YAZIK'
Özlü, Kanadalı delegenin, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) şifreli haberleşme programı "ByLock" ile ilgili, "Bazı tutuklamalarda kanıt WhatsApp gibi bir aplikasyonun cep telefonlarında kullanılmış olması. Merak edip indiren ile darbe girişiminde haberleşmek için bu uygulamayı kullananları nasıl ayırt ediyorsunuz?" sorusu üzerine, bunun, istihbarat birimlerinin ve polisin bir meselesi olduğunu bildirdi.
ERMENİSTAN'DAN GELEN DELEGEYE TEPKİ
Ermenistan gelen delegenin sözde Ermeni soykırımı konusunda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun sözlerine katılmadığını söylemesi ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in talimatıyla iki ülke sınırları arasında askeri operasyon başlatıldığı ve burada bazı sivillerin mağdur olduğu ayrıca Türkiye'nin DAEŞ'i finanse ettiği iddialarına yönelik soruları üzerine Özlü, bu soruların kabul edilebilir olmadığını, soykırımın çok büyük bir yalan olduğunu, komitenin ve toplantının konusu olmadığını vurguladı. Özlü, "Sorunuzu kesinlikle reddediyorum. Çok yazık." dedi.
Bu arada söz alan NATO PA Türk Delegasyonu Başkanı Osman Aşkın Bak da Ermeni delegeye yönelik olarak, "Dışişleri Bakanımızın dün söylediği üzere 3 bin 500 DAEŞ militanını öldürdük Suriye'de. Siz ne gibi bir çaba sarf ettiniz acaba DAEŞ ile mücadele çerçevesinde. Burası bunları konuşacak ve tartışacak mecra değil. Türkiye'nin DAEŞ'e destek verdiği çok büyük bir yalandır. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz askeri ve teknolojik ilerlemeyi, bu konudaki geleceği konuşmak için buradayız." diye konuştu.
- "Türkiye'nin A400M uçağına katkısı"
Bakan Özlü, İtalyan delegenin Türkiye'nin çok eskiden beri ortağı olduğu A400M ulaştırma uçağı projesinde kamu yatırımı ile özel ve yabancı yatırımların oranına ilişkin sorusuna karşılık, şunları söyledi:
"Bu programa bildiğiniz gibi Türkiye ortak 4 ülke arasında yer alıyor. 10 adet A400M uçak satın alımı yapacağız. Ve ulusal uçak şirketimiz TAI de burada hissedar, Airbus askeri grubu içerisinde. Ana tedarikçi olarak değil ama alt tedarikçisi olarak özel şirket bulunmakta. Ama temel tedarikçi TAI. Şirketin yüzde 45'i devlete ait. Savunma Sanayi Müsteşarlığına ait. Yüzde 55'i de Türk Silahlı Kuvvetleri Vakfı'na ait. Ve özel sanayi bu programda alt yüklenici olarak yer aldı. TAI'nin alt yüklenicisi olarak. Onların yüzdesi de bu program içerisinde yüzde 30-35. Diğer kısım da TAI'ye ait."