Aydın Valisi Ömer Faruk Koçak'ı makamında ziyaret eden Zeybekci, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Zeybekci, bir gazetecinin, "dün yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı sonrası bazı kesimlerin dövize müdahale beklentisi içine girdiğini, bir müdahalenin olup olmayacağı" yönündeki sorusu üzerine Türkiye ekonomisinin borç çevirme kapasitesi, finansal verileri ve bankacılık sistemine ait verilerinin ortada olduğunu söyledi.
Toplam dış borca bakarak dolardaki yükselişin ülkeye zarar verdiğini yorumlamanın hatalı olduğunu vurgulayan Zeybekci, şöyle konuştu:
"Bir müdahale yok, biz müdahale edilmesini istemiyoruz. Türkiye’nin dövize müdahale edecek bir ekonomik endişesi yok. 'TL’nin her değer kaybının 600 milyar dolar seviyesindeki borca zararı var' demek milletin aklını zorlamak, karıştırmak demektir. Borcun hepsini kapattık da bu kadar zarar mı oluştu ? Türkiye’nin borç çevirme anlamındaki kapasitesi, ithalatı, ihracatı belli, bunlarla ilgili henüz oluşmuş bir şey yok. Şu kadar zarar oluştu demek son derece yanlış olur.
Onun için Merkez Bankası veya benzer kurumlar ne zaman müdahale etmeli, durum sıkıntılı, ülke borç çevrilemez hale gelirse. Böyle bir sıkıntımız yok. Türk ekonomisinin, finans sisteminin yüzde 2’nin altında bütçe açığıyla, sürekli gerileyen cari açığıyla böyle bir müdahaleye ihtiyacı yoktur, olmayacaktır. Olmayacaktır derken yanlış anlaşılır. Merkez Bankasına bu şekilde bir karar dikte etmek gibi anlaşılabilir. Asla öyle bir şey yok. Biz görüşümüzü siyasi olarak söylüyoruz. Merkez Bankasının fiili müdahalelerden kaçınması. Bankacılık sistemi içinde bankalara Türkiye’deki dövizle ilgili kullanım dışı duran bazı alanlarda harekete geçirebileceği şeyler varsa onu önce değerlendirmek lazım. Bildiğimiz klasik Merkez Bankasının döviz satarak müdahalesinin doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum."
ABD Merkez Bankası'nın faiz kararı
Bakan Zeybekci, ABD Merkez Bankasının faiz artışını daha kısa vadede uygulamaya sokacağı yönündeki beklentilerle ilgili soru üzerine ise bu durumun Türkiye ekonomisi için çok önemli olmadığını dile getirdi.
"Artırsınlar. Türkiye olarak bizim 'ABD Merkez Bankası faiz artıracak mı artırmayacak mı' sorusunu Brezilya, Arjantin, Güney Afrika, Hindistan veya Şili kadar umursamamamız lazım." diyen Zeybekci, Türkiye'nin ihracatının yüzde 49,5’ini AB’ye yaptığını, doğrudan yatırımların yüzde 75’ini de AB’den aldığını, AB Merkez Bankasının da ABD'nin tersine faizleri eksiye götürdüğünü aktardı.
Zeybekci, AB ile Gümrük Birliği güncellenmesi gibi çok önemli bir sürece girdiklerini, AB'den çıkma kararı alan İngiltere'nin de Türkiye ile benzer statüye geleceğini belirterek, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ekonominin, özel sektörün içinden gelmesinin de avantaj olacağının altını çizdi.
Türkiye'nin 15 Temmuz'da önemli bir stres testinden geçtiğini, "artık üflemeyle, masaya vurmakla, bağırmakla çağırmakla sarsılacak bir ekonomi" olmadığına işaret eden Nihat Zeybekci, şunları kaydetti:
"Ekonomimiz kendi gücüyle, dinamizmiyle kendi dengelerine oturtacak güçtedir. Şu anda Türk ekonomisiyle ilgili birilerinin algı yönetimiyle ilgili yapmaya çalıştıkları şeyler olabilir ama ben gelecek süreci çok daha sağlıklı görüyorum. Faiz oranlarını, enflasyonu görüyoruz. Önümüzdeki sene özel sektör yatırımlarında, ihracatta da büyümeye katkı vermeye başladığımızda işsizlikle ilgili rakamları da biraz daha iyi göreceğiz."