Spor yazarları Gürcan Bilgiç ve Levent Tüzemen, Fenerbahçe-Galatasaray derbisini değerlendirdi. İşte Bilgiç ve Tüzemen'in beraberliği öngördüğü derbinin analizi:
Gürcan Bilgiç: "İki taraf da son yıllarda riskten uzak durmuş. Yenilgi travmasıyla uğraşmak yerine, puan kaybını tercih etmiş bir görüntüde..." Levent Tüzemen: "Derbinin havası "Birbirimizi üzmeyelim!" gibi görünüyor. Galatasaray'ın oyuncu grubu bu derbide daha tecrübeli..."
Sabah Spor'un iki usta yazarı hem Advocaat, hem Riekerink'in 1 puana razı olduğunda hemfikir.
SORULAR:
1) Kadıköy'de 17 yıldır süren bir yenilmezlik serisi var ama 5-6 yıldır Fenerbahçe'nin de Kadıköy'de kolay kazanamadığını görüyoruz. Sizce 'büyü' bozuldu mu, devam ediyor mu?
2) İki takımın da oyununda zaaf ve eksikleri var. Derbi özelinde bu eksikleri hangi hoca kapatmaya daha yakın, Advocaat mı, Riekerink mi?
3) Mehmet Topal'ın yokluğunda Advocaat sizce nasıl bir orta saha düzeni kuracak?
4) Bruma'ya önlem alındığında G.Saray hücumunun aksadığını gördük. Riekerink buna bir çözüm bulabilecek mi?
5) Lens yokken Fenerbahçe hücumunda sorumluluğu kim alır? Lens olmadan da başarılı bir Fenerbahçe hücum hattı mümkün mü?
6) G.Saray'ın orta sahada De Jong'un da gelişiyle üçlüye dönebileceği ya da De Jong için Selçuk'u kesilebileceği söyleniyor. Fikriniz nedir?
7) Derbinin hakemi Cüneyt Çakır'dan nasıl bir performans beklemeliyiz?
CEVAPLAR:
Gürcan BİLGİÇ:
1) Galatasaray beraberliğe geliyor
Detaylı bakılırsa, beraberliği hep Galatasaray'ın kurtardığını eklemek gerekir. Yani; Kadıköy'de Fenerbahçe, hep baskın taraf olmuş, skoru elde etmiş. Son seyircili karşılaşmada takım kaptanı Sabri, maç bittikten sonra seyircisiyle beraberliği kutlamıştı. Yine aynı şekilde, Fatih Hoca'nın son döneminde maç berabere bittiğinde Florya'ya on binlerce Galatasaraylı gelmiş, hatta antrenman sahasının zemini ağır hasar görmüştü. Yine Fenerbahçe kazanırsa, süre 18 yıla çıkacak ve "reşit" olacak. Ama son beş sene özelinde sahaya baktığımızda dokuz maçta atılan gol sayısı on bir. Bu durum, son maçlarda teknik adamların yenilmemek için sahaya çıktıklarını gösteriyor. İki taraf da riskten uzak durmuşlar, mağlubiyetin travması ile uğraşmak yerine, puan kaybını göze almış; herkes üzgün görünüp, mutlu olmuş. Pazar günü de çok farklı olacağını düşünmüyorum.
2) Bu maç Advocaat'ın maçı...
Abdullah Avcı, Galatasaray'ı nasıl yendiklerini anlattığında, aslında tüm rakiplerine de taktiği verdi. "Oyunu soldan kuruyorlardı. Carole, Sneijder ve Bruma ile etkili oluyorlar. Bu bölgeyi kapatıp, topu sağdan kullanmaları için onları zorladık. Böylece kalemize kaliteli ataklarla gelemediler" dedi. Advocaat ve ekibi de benzer analize elbette ulaşacaklar. Sonrasında devreye günün dinamikleri girecek. Riekerink, Fenerbahçe ile iki maç oynadı ve bir beraberlik, bir galibiyet aldı. Ama Kadıköy'e ilk defa geliyor. Benim açımdan bu maç Advocaat'ın performansıdır. Önemli oyuncuları yok ve teknik adamın bir şeyler yapması lazım. Aynı Abdullah Avcı gibi…
3) Ortada Neustadter oynar
Çok fazla seçeneği yok. Ozan'ı oynatacağını düşünmüyorum. Aatif ve Alper'i kullanacaktır. Çünkü evinde oynarken, rakibe tedirginlik vermesi, onları savunma yapmak zorunda hissettirmesi de gerekiyor. Souza ile birlikte Neustadter'i de oynatması, duran toplardaki boy avantajını da kendisine getirir.
4) Çözüm üretemez
Aslında Bruma'ya önlem almak çok mümkün değil, rakipler Sneijder'e markaj yaparak, genç futbolcunun topla buluşmasını engelliyorlar. Bu ikili, Galatasaray'ın gollerindeki en önemli etkenler. Riekerink'in Sinan, Podolski ve Yasin üçlüsünden verim alamadığı da bir gerçek. Yani; o gün hangisine şans verirse, hangi performansta oynayacağını bilemeyecek. Bu duruma karşı bir çözümü yok elinde...
5) Tek hücum silahı Volkan Şen
Jeremain Lens olmadan maç kazandılar ama nasıl? Hollandalı'nın hem skor yapması, hem de gol pası üretmesi takım için çok önemliydi. Çünkü orta sahasının üretken olmadığını düşünürsek, Fenerbahçe'nin elindeki tek etkili silah Volkan Şen gibi görünüyor. Rakibi baskı altına aldıklarında bile kaçırdıkları gol sayısı o kadar az ki, derbide yakaladıklarını, atmak zorundalar. Yoksa kazanamazlar.
6) De Jong tercihi anlamsız olur
Daha dirençli bir orta saha bu maç için yanlış değil. Ama Selçuk İnan'ı De Jong'a tercih etmesinin anlamı yok. Selçuk'un yapamadığı neyi yapacak ki De Jong? Riekerink, kendinden önceki teknik adamların yaşadığı sorunları çözemedi. Ön tarafındaki dörtlüyü geriye koşturamadı, topun arkasına geçiremedi. Bu yüzden defansı beşik gibi sallanıyor ve Muslera her maçın kahramanı oluyor.
7) Şu anda Çakır'dan iyisi yok!
Şu anda Türkiye'nin futboldaki en kariyerli ismi maçı yönetecek. Ne sahada, ne de tribünde Cüneyt Çakır'dan iyisi yok. Çok koşacağını, pozisyonlara da çok yakın olacağını biliyoruz. Şu da bir gerçek; oyuncular da Çakır'a saygı duyuyor ve kararlarına fazla itiraz etmiyorlar. Bu avantajını iyi değerlendirmeli. Bugüne kadar yönettiği derbilerde risk almak yerine, idare etmek istediğini gördük. Nasıl ki kenar yönetim önce yenilmemeyi düşünüyorsa, Çakır'da, "Başıma bela almayayım" demeyi tercih ediyor. Kendini yere atana faul çalmazsa, iyi bir hakemlik yapacaktır.
***
Levent TÜZEMEN:
1) 'Birbirimizi üzmeyelim' havası
Derbinin havası "Birbirimizi üzmeyelim!" gibi görünüyor. Fenerbahçe, iki önemli eksiğine rağmen seyircisine güveniyor. Galatasaraylı oyuncular ise son dönemlerde Kadıköy'de ve TT Arena'da kaybetmemenin psikolojik üstünlüğünü elinde tutuyor. Sürekli "17 yıldır Kadıköy'de Galatasaray kazanamıyor" diyerek, algı operasyonu yapılıyor. Galatasaray, son 4 sezonda Fenerbahçe ile oynadığı kupa finallerinin 3'ünü yenerek kazanmış, birini penaltılar sonucu kaybetmiş. Son 7 derbide Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye karşı 3 galibiyeti, 3 beraberliği ve 1 yenilgisi var. Bu seriyi yaşamış oyuncu grubunun hala Galatasaray'da oynuyor olması ciddi bir özgüven ve psikolojik üstünlük yaratır. Muslera, Selçuk İnan ve Sneijder başta olmak üzere çok oyuncu, derbi atmosferini ve psikolojik yönünü çok iyi biliyorlar.
2) Galatasaray kompakt oynar
Advocaat'ın Fenerbahçe'ye aşıladığı ve kazanma duygusunu ön plana çıkardığı bir takım oyunu var. Riekerink, Beşiktaş'ın Napoli maçlarında oynadığı oyunu gözden geçirmeli. Şenol Güneş'in öğrencileri, Napoli'nin hızlı oyuncularının cirit atacağı geniş alanları bırakmadı. Galatasaray'ın en büyük eksiği fizik gücünün yetersizliğine rağmen oyunun boyutunu uzatarak oynamasıdır. Bazı otoriteler, "Galatasaray'ın yapısı kompakt oyuna uygun değil" diyorlar. Bu yoruma gülerim. Çünkü Riekerink, Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe'yi yenerken Süper Kupa'da ise Beşiktaş'ı geçerken takım savunmasını "kompakt" şekilde yaptı.
3) Mehmet ciddi katkı veriyordu
Fenerbahçe hücum zenginliği yaşarken savunma becerisini de iyi yapıyor. Fenerbahçe, golü atıp öne geçtiğinde takım savunmasını "kompakt futbol" anlayışı içinde sahaya mükemmel yansıtıyor. Orta sahayı tutan ve savunmaya ciddi katkı sağlayan Mehmet Topal'ın eksikliğini Fenerbahçe hissedecektir.
4) Bruma'ya ayak uydurmalılar!
Bruma'yı Başakşehir de Trabzon da aslında durduramadı. En büyük zafiyet Bruma'ya arkadaşlarının ayak uyduramamasıdır. Portekizli yıldızın hızına, çabukluğuna Sneijder, Eren, Carole bazen de Selçuk yetişemiyor. Son Başakşehir maçında Bruma Galatasaray'ın girdiği tüm pozisyonların yaratıcısıydı. Eren zaten Bruma'nın "Al da at" diye kestiği topları gol yapsaydı Galatasaray kaybetmezdi. Ayrıca, Sneijder sola yaslanarak oynadığı ve ısrarla top kullanmak istediği için Bruma'nın hızını kesiyor. Riekerink, Sneijder'e, "Sola yaslanma. Forvet arkası oyna" talimatını vermeli.
5) Lens çok büyük bir kayıp
Mehmet Topal'dan ziyade en büyük kayıp Lens. Çünkü Lens, Fenerbahçe'yi sadece hızlı hücuma taşımıyor hem gol atıyor hem de gol pası veriyor. Fenerbahçe'nin Lens'in oynadığı ve oynamadığı maçlarını kıyaslarsak farkı görürüz. Lens'in yerine Advocaat'ın 2 farklı hamlesi olur. 1- Emenike forvet, arkasında Van Persie, kanatlarda da Aatif-Volkan Şen oynar. 2- Van Persie forvet, kanatlarda Volkan Şen-Alper Potuk ikilisi görev yapar. Aatif 10 numara gibi oynar.
6) De Jong hem ağır, hem kilolu...
Ho llandalı hocaların 4-3- 3'ü oynama takıntısına ben de takıntılıyım. Galatasaray'ın oyun anlamında bir hafızası var. Selçuk-Tolga ikilisinin uyumunu bozmak, üçlü orta sahaya geçmek, Riekerink adına intihar olur. Bunu Kayseri'de denedi ve olmadığını gördü. Üstelik De Jong ağır ve kilolu. Derbiden çıkacak bir beraberlik Hollandalı iki teknik adamı çok memnun eder. Ancak Beşiktaş ve Başakşehir maçlarını kazanırsa olası beraberlik Fenerbahçe ve Galatasaray'ı zirve takibinde yaralar. İki takım da öncelikle kazanmak isteyecektir fakat kontrollü oynayacaktır.
7) Cüneyt Çakır doğru bir atama
MHK derbiye Cüneyt Çakır'ı atayarak doğru yaptı. Çakır ve ekibi, Türk hakemliğinin gurur kaynağıdır. Özellikle Tarık Ongun ve Bahattin Duran, baş aktör Cüneyt Çakır'la mükemmel bir uyum sergiliyorlar. Bu üçlünün Avrupa'da Şampiyonlar Ligi Finali'ni yönettiğini hatırlarsak Cüneyt Çakır'a yapılan eleştirileri haksız buluyorum. Gözlerini kıskançlık bürümüş eski hakemlerin eleştirilerinde haklı olabilmeleri için Çakır düzeyinde final yönetmeleri gerekirdi. Eleştiri hakkını final yönetmiş Ahmet Çakar hak ediyor.