Yazdır
ABD'de başkanlık için yarışan Hillary Clinton Seçiciler Kurulu adı verilen seçim sistemi nedeniyle oyların çoğunluğunu almasına rağmen seçimi rakibi Donald Trump'a kaybetti. Bu durum ABD seçim tarihinde bir ilk değil. Daha önce dört farklı aday sandıktan zaferle ayrılmasına rağmen seçimi kaybetmişti.
Yani eyaletlere bölünen ülkede bir aday o eyalette daha fazla oy alırsa, rakibinin aldığı yüzdeye bakılmadan oradaki bütün delegeleri kazanıyor. Söz konusu böyle bir sistem olunca daha fazla oy almak seçimi kazanmak için tek başına yeterli olmuyor.
Amerikan İç Savaşı'ndan önce ülkenin başkanlık koltuğuna oturmak için yarışan Andrew Jackson rakibi John Quincy Adams'tan daha fazla oy almasına rağmen seçimi kaybetmişti. Adams oyların yüzde 30,9'unu alırken Andrew Jackson yüzde 41,4 oy oranına sahipti.
İç savaşın ardından 1876'da yapılan seçimlerde Demokrat aday Samuel Tilden, Cumhuriyetçi rakibi Rutherford Hayes'ten daha fazla oy almasına rağmen bir delege farkla başkanlığı kaçırmıştı.
Samuel Tilden'in seçimi kaybetmesinden 12 yıl sonra 1888'de bir başka Demokrat aday Grover Cleveland, Cumhuriyetçi aday Benjamin Harrison'dan daha fazla oy almasına rağmen seçimi kaybeden başkan adaylarından biri oldu.
Hillary Clinton'dan önce oyların çoğunu almasına rağmen seçimi kaybeden son aday da yine Demokrat Parti'den çıktı. 2000 yılında yapılan seçimde Al Gore, Cumhuriyetçi rakibi George W. Bush'tan daha fazla oy almasına rağmen Florida eyaletinde galip gelemediği için seçimi kaybetmişti.
DUKAKIS, "SEÇİÇİLER KURULU SİSTEMİ KALDIRILMALI"
Demokrat Parti'nin eski başkan adaylarından Michael Dukakis daha önce yaptığı seçim sisteminin değiştirilmesi çağrısını yineledi. 1988 yılında George H. W. Bush'a karşı seçim yarışını kaybeden Dukakis, "Hillary bu seçimi kazandı. Oyların tamamı sayıldığında ortaya bir milyondan fazla bir fark çıkacak. Bu durumda nasıl oluyor da Hillary Clinton Beyaz Saray'ı yönetemiyor. Bunun tek sebebi 150 yıl önce vazgeçilmesi gereken çağdışı Seçiçiler Kurulu sistemidir" açıklamasını yaptı.
Mevcut sistemin Amerikan demokrasisi için bir felaket olduğunu savunan Dukakis, Demokrat Parti'nin yapacağı ilk işin bu sistemin kaldırılması için çalışmak olduğunu belirtti.