TBMM Genel Kurulunda, 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kabul edildi.
KHK görüşmelerinde AK Parti Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Hurşit Yıldırım, Avrupa'dan yapılan açıklamalarda, Türkiye'nin demokrasiye davet edildiğini ve kaygı duyulduğunun ifade edildiğini aktardı.
"Bizim kimsenin kaygısına ihtiyacımız yok. Kimin ne niyetle ne yaptığını çok iyi biliyoruz." diyen Yıldırım, Batılı ülkelerin demokrasiye değil, kendi adamlarına sahip çıktığını söyledi.
Geçen hafta İspanya'daki bir belediye başkanının ifade vermeye gitmediği için tutuklandığını hatırlatan Yıldırım, Fransa'nın da güvenlik gerekçesiyle 3 Kasım'da 4 camiyi kapattığını belirtti. Yıldırım, "Türkiye'ye karşı açıklama yapan Avrupa ülkelerinin benzer konularda açıklama yapmamasını ikircikli yapısıyla anlayabiliriz." diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP PM bildirisinin müspet ve menfi oldukça yoğun ilgi gördüğünü kaydetti.
"Bu, PM çalışmalarımızın ve oradan çıkan bildirinin ne kadar doğru, meşru ve haklı olduğunun açık bir göstergesidir." diyen Altay, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın da vatana ihanet edenlerin yargılanmasını istediğini bu tepkisiyle öğrenmekten büyük bir memnuniyet duyduk. Bu bildiriyle ilgili suç duyurusu yapılmasını istemesi, bir sayın milletvekilimizin bu talimat doğrultusunda suç duyurusunda bulunmasından fevkalade memnunuz. Yıllardır söyleyegeldiğimiz, vatana ihanet, kimi terör örgütleriyle ilişki, ilinti eleştirilerimizin yargı önünde somutlaşması ve bizim ispat hakkımızı kullanabilecek olmamızdan dolayı CHP olarak son derece memnunuz. Sayın Cumhurbaşkanı'na teşekkür ediyorum.
Hesaplaşacağız. PKK'ya, FETÖ'ye, IŞİD'e kim yardım etti, kim yataklık etti, kim destekledi, hesaplaşacağız.
HDP'lileri aldınız içeri. Peki, o hendekleri kazanları, kazanlara göz yumanları niye yargılat mıyorsunuz?"
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, "Sayın Altay'ın konuşmasından benim anladığım şu: 'Niçin yargıya talimat vererek filan filan konularda da yargılamanın önünü açmıyorsunuz?' diyor. Eğer olursa, bir ihtimal CHP iktidara gelirse, yargıya talimat vererek bazı yargılamaların önünü mü açmak istiyorlar diye insan doğrusu tereddütte kalıyor." dedi.
Yeniden söz alan Altay, "Yargıya talimat vermeyeceğiz, içiniz rahat olsun. Türkiye'de bağımsız, özgür bir yargının tesis edilmesi için her şeyi yapacağız." karşılığını verdi.
"FİİLİ DURUM"
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, içinden geçilen hassas dönemde KHK'larla ilgili gerekli düzenlemelerin süratle yapılması gerektiğini söyledi.
KHK'larda OHAL kapsamında değerlendirilmesi mümkün görünmeyen düzenlemelerin bulunduğunu savunan Akçay, "Örneğin rektör atamalarını, sözleşmeli öğretmen atamalarını OHAL düzenlemeleriyle tevil etmek mümkün değil. Devleti dizayn eden, devlet kurumlarının yapısını kökten değiştiren düzenlemeler OHAL'in konu ve amacının dışındadır. KHK'lar fiili bir duruma yol açmamalıdır. Fiili durum, Anayasa ve hukuk dışına çıkmaktır. Fiili durumlar, aynı zamanda devlet yönetimini de çivisinden çıkarmaktadır." diye konuştu.
YSK'dan bugüne kadar hiçbir FETÖ'cünün çıkmamasının izahının zor olacağını ifade eden Akçay, "FETÖ, her kurum ve kuruluşa sızmış, her il ve ilçede yapılanmış fakat siyaset kurumu ve YSK bu süreçten muaf mı kalmış?" diye sordu.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da AK Parti'nin DAEŞ'e ve FETÖ'ye destek verdiğini iddia etti.
Tanal'ın sözleri üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, AK Parti'nin kurulduğu günden itibaren terör örgütleriyle sürekli mücadele ettiğini ve dünyada Türkiye kadar terör örgütleriyle mücadele eden başka bir ülke gösterilemeyeceğini söyledi.
Muş, "DEAŞ nasıl zalimse, PKK da zalim bir terör örgütüdür. FETÖ de bir terör örgütüdür. Birileri FETÖ'nün kanallarına çıkıp, 30 Mart seçimlerinden önce, 'Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu ülkeden kaçacak' derken 'Acaba ben kimin kanalına çıktım, kimin değirmenine su taşıyordum' diye düşünmek zorundadır." diye konuştu.
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın da bütün terör örgütlerinin lanetlenmesi gerektiğini vurgulayarak, Parlamentodaki bütün milletvekillerinin tüm terör örgütlerine karşı ortak tavır alması ve milletin yanında yer alması gerektiğini söyledi.
AK Parti'li milletvekillerinin tepkileri üzerine söz isteyen Tanal, "FETÖ'ye, IŞİD'e destek veren, imkan veren, büyümesine kol kanat gerenlerin nesli kurusun mu? Kurusun. 'IŞİD'e, FETÖ'ye arsa tahsis eden, üniversitelerini açan, para imkanlarını sağlayan şerefsizdir, haysiyetsizdir' diyebilir miyiz? FETÖ'ye 'ne istediniz de vermedik' diyenlere, 'hayır devleti' diyebiliyor muyuz? FETÖ'nün lideriyle ben fotoğraf çekilmedim, sizin grup başkanvekilleriniz, 12 milletvekiliniz fotoğraf çekildi. İnsanlar hacca, umreye giderken örtünüyor, sizin vekilleriniz oraya giderken örtündü." dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise DEAŞ'ı resmi kararnameyle terör örgütü ilan eden ilk ülkenin Türkiye olduğunu anımsatarak, "IŞİD ile sahada en etkin mücadele veren ülke biziz. IŞİD'in şehir efsanesine son veren ülke biziz. PKK ile hiçbir dönemde olmadığı kadar mücadele eden iktidar biziz. Terörün iyisi, kötüsü olmaz, hükümetimizin tavrı açık, nettir. Siyaset yapılır ama terör üzerinden, hele bizim tavrımızın açık ve net olduğu bir konuda bu kadar da ithamda bulunulmaz. Terör nereden gelirse gelsin, hangi etnik, mezhep eksenli olursa olsun terör terördür. Terörle mücadeleye güçlü şekilde devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
668 sayılı KHK'ya, daha sonra çıkarılan KHK'larla yapılan değişiklikler, önergelerle yansıtıldı.
KHK'nın kabul edilmesinin ardından, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.