17/25 Aralık'tan sonra Bank Asya'yı kurtarmak için her türlü usulsüzlüğü deneyen Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) üyelerinin, bankanın kurucu sahipliğinde de hileler yaptığı ortaya çıktı. Bankayı kurtarmak için paralarını çekmeyen, hesaplarını faal hale getirip işlem hacmini arttıran ve öğretmen, ev hanımı ve öğrencilere binlerce hesap açtırıp himmet paralarını aktaran FETÖ'nün, bankanın kurucu hissedarlardan ilginç bir yazı aldığı tespit edildi.
YENİ ÜYELER TESPİT ETTİ
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından 3 Şubat 2015 tarihinde Bank Asya'ya atanan yönetim kurulu üyeleri, ertesi gün Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Birgili'nin odasında çoğunluğu bankanın nitelikli pay grubu olan A grubu hisselerine ait olmak üzere, tarihsiz ve devralan kısmı boş bırakılmış çok sayıda ıslak imzalı hisse devir sözleşmesi ele geçirdi. Sözleşmelerin içeriği incelendiğinde 19 tanesinin bankanın nitelikli pay ortaklığına ait A grubu hisselerin, 10 tanesinin B grubu hisselerin, 1 tanesinin ise Asya Finans Kurumu'nun hisselerinin devrine yönelik olduğu belirlendi.
ISLAK İMZALI SÖZLEŞMELER
Bank Asya'nın yüzde 41,94'ünü oluşturan ve tamamının 'ağabey'lerin elinde olduğu tespit edilen A grubu hissedarların 19 kişisinden ıslak imzalı, “Banka Asya'da sahip olduğum şu kadar nominal bedelli, şu kadar hisseyi sattım, paramı aldım, herhangi bir alacağım kalmamıştır” şeklinde yazı alındığı saptandı. Sözleşmelerin içeriğindeki tekdüzelik; sözleşmelerin tek bir elden kaleme alındığını ortaya koydu. Sözleşmelerin aynı yerde toplu olarak muhafaza edilmelerinin de yine tek bir merkeze teslim edildiklerini gösterdi. Bulunan sözleşmelerin bankada gerçekleştirilen hisse devirlerinde kullanılan sözleşmelerle gerek içerik, gerekse şekil yönünden aynı olduğu tespit edildi.
TARİH KISMI BOŞ BIRAKILDI
Islak imzalı 'adıma kayıtlı şu kadar hisseyi şu kadar nominal bedelle sattım' yazısında ise tarih kısmı boş bırakıldı. Bu işlemin amacının, A grubu hisse sahibinin, Fetullah Gülen ve örgütüyle arası bozulduğunda hukuki olarak kendisinde görünen hisseleri götürüp başkasına satmasını engellemek olduğu” belirtildi. Bu durum aynı zamanda bankanın sahibi konumunda olan A grubu hissedarların da bankanın gerçek sahibi olmadığını ortaya çıkardı. İşlem, A grubu kurucu hissedarların aslında 'emanetçi' olduklarını gösterdi. Ortaya çıkarılan belgeler bankanın sahibinin aslında bu örgüt olduğunu belgeledi.
RAPORDA ANLATILDI
Bu durum ise raporlara şöyle yansıdı: “Pay sahiplerinin, hisselerinin önceden haberdar olmadıkları bir zamanda, bilmedikleri bir alıcıya devrini peşinen kabul etmek suretiyle ortaklık haklarına ilişkin en temel hak olan sahiplik hakkını bir başka iradenin tasarrufuna terk etmiş olmalarının, bankanın ortaklık haklarını gerçekte kullanan ile görünürdeki kullananın farklı olduğunun sarih bir göstergesidir. Bu şekilde bir işleme imza atmak suretiyle banka ortaklığı üzerinde muvazaa yaratan ortakların, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun öngördüğü dürüstlük ve yeterlilik ilkelerini ihlal eden bir tutum içerisine girmişlerdir.”
ŞEFFAFLIK YOK
“Ayrıca, iradesini başka kişi ya da grupların ipoteği altına sokmuş kişilerin mali güç ve itibarından bahsedilemeyeceği gibi, bankanın ortaklık yapısının şeffaflığından bahsetmek mümkün değildir. Ortaya çıkan bu durumun kanunun kurucu ve nitelikli pay sahibi ortaklar için öngördüğü mali güç ve itibara ilişkin hükümleri ile banka için ön görülen ortaklık yapısının şeffaflığına ilişkin hükümlerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Ortaklık yapısı şeffaf ve açık olmayan bir bankada ise kanunun öngördüğü şekilde etkin bir denetimin kamu otoritelerince gerçekleştirilemeyeceği muhakkaktır.”
Yeni Şafak