Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, şirketlerin ticaret sicilde karşılaştıkları sıkıntıları ve şüpheleri giderici genelge yayımladıklarını belirterek, "Örneğin kayyum atanmamış ama şirket sahibi hakkında soruşturma ve tutuklama olan küçük hissedarlarla ilgili hangi yöntemler izlenecek bunları açıklığa kavuşturduk. Bankaların TMSF’ye ve kayyuma devredilen şirketlere yeniden kredi verme konusu da dahil olmak üzere birtakım kolaylaştırıcı düzenlemeler yaptık." ifadelerini kullandı. Tüfenkci, bu hususta piyasanın biraz rahatlayacağını söyledi.
Bakan Tüfenkci, Bahreyn'in başkenti Manama'da düzenlenen "TOBB-Körfez İşbirliği Konseyi 2'nci İş ve Yatırım Forumu"nun ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.
FETÖ/PDY ile mücadele kapsamında yürütülen şirket soruşturmalarına ilişkin bir soru üzerine, Tüfenkci, Bakanlığın çıkardığı bir genelge ile şirketlerin ticaret sicilde karşılaştıkları sıkıntıları ve şüpheleri giderici adımlar attıklarını bildirdi.
Genelge ile bazı konuları açıklığa kavuşturduklarını anlatan Tüfenkci, "Örneğin küçük hissedarlarının işlemlerinin yapılması noktasında hangi yol izlenecek veya kayyum atanmamış ama şirket sahibi hakkında soruşturma ve tutuklama olan küçük hissedarlarla ilgili hangi yöntemler izlenecek, bunları açıklığa kavuşturduk." dedi.
Amaçlarının şirketleri yaşatmak olduğunu vurgulayan Tüfenkci, mahkemenin işine karışmadıklarını, mahkeme bir şirket hakkında karar vermişse bu kararın uygulandığını söyledi.
Tüfenkci, "Mahkeme bir şirket hakkında karar vermemiş veya vermiş küçük hissesini kayyuma atamış. Zaten kayyum onun adına Genel Kurul'da da oy kullanabiliyor, işlem de yapabiliyor. El koymuş ama kayyum tayin etmemiş öyle şirketler de var. Ne olacağı belirsiz, onların bir anlamıyla önünü açan bir genelge." şeklinde konuştu.
Bankaların özellikle TMSF'ye veya kayyuma devredilen şirketlere yeniden kredi vermeleri dahil, birtakım kolaylaştırıcı düzenlemeler de yaptıklarını dile getiren Tüfenkci, piyasanın da bu anlamıyla biraz daha rahatlayacağını belirtti.
'TMSF için yeni bir kanuna ihtiyaç yok'
TMSF'ye devredilen şirketlerin durumuna ilişkin olarak da Tüfenkci, bu durumun şirketlerin kayyumlarla yönetilmesinden biraz daha iyi olduğunu, fonun profesyonel çalıştığını söyledi.
TMSF'nin en önemli görevinin kendine devredilen şirketleri iyi bir şekilde yönetmek, ekonominin içerisinde tutabilmek olduğunu vurgulayan Tüfenkci, "Ama iflas eden, gerçekten içi boşaltılmış şirketleri şu anda TMSF'nin çok fazla elinde tutması doğru değil diye düşünüyorum." dedi.
TMSF'deki şirketlere yönelik ayrı bir düzenleme yapılıp yapılmayacağına yönelik soru üzerine Tüfenkci, "Daha önce TMSF'ye devredilen şirketler vardı, onların akıbetleri belli. Telsim, CİNE 5 gibi şirketler, metal sektöründeki şirketler vardı. Dolayısıyla TMSF bu anlamda deneyimli, tecrübeli. Bir çoğu mahkeme kararıyla devredildiği için bir kere mahkemelerin sonucunu beklemek zorunda. İktisadi anlamda varlığı artık yük oluyorsa da onu bir an evvel tasfiye edip artan parayı bir yerde bloke etmesi lazım. TMSF'nin bu anlamda yeni bir kanuna ihtiyacı olacağını zannetmiyorum." diye konuştu.
Ticari siciller noktasında TMSF’ye devredilen şirketlerde bir sıkıntı bulunmadığını, normal iş ve işlemlerinin devam ettiğini, bu anlamda da önlerini açtıklarını ifade eden Tüfenkci, şöyle devam etti:
"Bu şirketler kendi ticari döngüsü içerisinde. Bunlar ham madde alıyorlar yani üretiyorlar, dolayısıyla tekrar pazarlayıp satıyorlar. Borçları varsa ham madde borçlarını piyasada çalışabilmeleri için ödüyorlar. Bunu yaparken TMSF şunu yapıyor, bu şirketler üzerinden kara para aklanmış mı aklanmamış mı, bir yandan da bunun incelemesini yapıyorlar. Çünkü bu inceleme önemli. Birinci derecede o şirketlerle ilgili ve sahipleriyle ilgili cezai soruşturma var. Bunun mali boyutunu da ortaya çıkarmak kayyumların görevi. Dolayısıyla bir yandan ticari faaliyetlerini yaptırırken, bir yandan da cezai anlamda inceleme yapıyorlar kara para noktasında."
Genelgede açıklık getirilen hususlar
Öte yandan Gümrük Bakanlığınca FETÖ/PDY ile mücadele kapsamında yürütülen soruşturmalar kapsamında, mahkemelerce el koyma kararı verilmesi durumunda, ortaklarının paylarına el konulan şirketlerin yetki ve tapu belgesi gibi belge talepleri ile tescil taleplerinin karşılanıp karşılanmayacağı, ortaklık paylarına el konulan ortakların veya tutuklu bulunan ortakların hangi işlemlere katılıp katılamayacağı ile bu şahısların aynı zamanda şirket yöneticisi olması durumunda nasıl hareket edileceği hususlarında talep edilen görüşler üzerine genelge yayımlandı.
Genelgede, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili maddesince, el konulan taşınmaz, hak ve alacakların idaresi için gerektiğinde bu mal varlığı değerlerinin yönetimi amacıyla kayyum atanabileceği hükme bağlandığı hatırlatılırken, bu kapsamda, şirket nezdindeki paylarına el koyma tedbiri uygulanan ve paylarını temsil etmek üzere kayyum atanan ortakların kayyum tarafından temsil edilmediği, genel kurul toplantılarında alınan kararlara ilişkin tescil taleplerinin karşılanmayacağı belirtildi.
Genelgede, şirket nezdindeki paylarına el koyma tedbiri uygulanan ortağın el konulan paylarından doğan hakları kendisi veya yetkilendireceği şahıs aracılığıyla kullanılamayacağından, paylarını idare etmek üzere henüz kayyum atanmayan ortağın katılımı ile alınmış genel kurul kararlarının tescili talepleri ile şirket nezdindeki paylarına el konulan ortak tarafından gerçekleştirilen hisse devirlerine ilişkin tescil taleplerinin de karşılanmayacağı ifade edildi.
Genelgede şunlar kaydedildi:
"FETÖ/PDY soruşturma veya kovuşturmaları kapsamında adli makamlarca hakkında bilgi talep edilmiş olsa bile, hakkında verilmiş bir tedbir kararı bulunmayan ticaret şirketleri ile şirket ortaklarının Türk Ticaret Kanunu'na uygun başvurularının karşılanması, bununla birlikte, işlem yapıldıktan sonra tedbir uygulanması bildirilen şahıs veya şirketler hakkında, gerçekleştirilen tescil, tadil ve terkin işlemlerinin ivedilikle ilgili soruşturma makamına bildirilmesi kararlaştırılmıştır.
Söz konusu soruşturmalar kapsamında ortakları tutuklu bulunan ancak şirket veya ortakları hakkında herhangi bir tedbir kararı bulunmayan şirketlerin kanuna aykırı olmayan taleplerinin karşılanması uygun bulunmuştur.
Şirketin iş ve işlemlerini kısıtlayan, şirket yöneticisinin yöneticilik yetkisini kısıtlayan veya kaldıran bir tedbir kararı bulunmadıkça, ortaklık payı hakkında tedbir uygulanan ve şirket yöneticisi konumunda bulunan ortağın yönetim organında görev yapmasına engel bir hal bulunmadığından, bunların belirtilen hususlar çerçevesinde söz konusu kanuna uygun taleplerinin karşılanması, tutuklu bulunan şirket yöneticisi adına yapılan başvurularda kanunda devredilemeyeceği belirtilen görev ve yetkilere ilişkin hususlarda alınan organ kararlarında mutlaka şirket yöneticisinin imzasının aranması, OHAL KHK'ları uyarınca kapatılan ticaret şirketlerinin Müdürlükte kayıtlı iştirak ettiği şirketlerin bulunması halinde, bunların ilgili defterdarlığa bildirilmesi doğrultusunda işlem tesis edilecektir."