Başkbakan yardımcısı Mehmet Şimşek, Bloomberg TV'ye verdiği röportajda açıklamalarda bulundu.
Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek, Bloomberg TV'ye verdiği röportajda, Türkiye cari açığının %3, enflasyonun ise %5 seviyesinin altına çekilmesi gerektiğini belirtti ve kredibilitenin sadece söylemle değil, hedefleri tutturmakla da sağlanacağını vurguladı.
Şimşek, yaptığı açıklamada basın özgürlüğünün mutlak bir zorunluluk olduğunu dile getirdi. Ayrıca, Türkiye hükümetinin terör propagandasını önlemeye çalıştığından bahsetti.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Bu darbe girişiminin arkasında bu sapkın dini hareketin (FETÖ) olduğuna dair zihnimizde zerre kadar tereddüt, soru işareti yok. Ben inanıyorum ki, Amerikalılar bu konuyu iyi anladıklarında güçlü bir şekilde Türkiye'nin yanında duracaklar." dedi.
Şimşek, Bloomberg HT televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Washington'da düzenlenen ABD - Türkiye İlişkileri 35. Yıllık Konferansı'na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, toplantının 600'ün üzerinde katılımcı ile gerçekleştiğini, Türk-Amerikan ilişkileri açısından önemli bir platform olduğunu bildirdi.
Şimşek, 2009'dan bu yana Türkiye'nin ABD ile olan ticaret hacminin neredeyse ikiye katlandığını, muhtemelen bu sene 17 milyar dolar seviyesine çıkacağını belirterek, bu rakamın olması gerekenden çok daha düşük bir seviyede bulunduğuna işaret etti.
"Darbe girişiminin ardından bu girişimin arkasında kimin olduğu ve bununla ilgili ne yapılıp yapılmadığı konusunda Amerika'da hala kafaların karışık olduğunu gördünüz mü" sorusu üzerine Şimşek, "Doğrusu gelen sorulardan zaman zaman bu türden çıkarımlarda bulunmak, sonuçlara ulaşmak mümkün. Bu sanki darbe girişimi uzaktan bakınca çok iyi anlaşılmıyor. Aslında Türkiye'de hukuk devletini, Türkiye demokrasisini yok etmeye yönelik yapılabilecek en büyük terör eylemidir. Bunu görmek lazım. Bu darbe girişiminin arkasında bu sapkın dini hareketin olduğuna dair zihnimizde zerre kadar tereddüt, soru işareti yok Ben inanıyorum ki, Amerikalılar bu konuyu iyi anladıklarında güçlü bir şekilde Türkiye'nin yanında duracaklar." diye konuştu.
Türkiye ve Amerika'nın ortak menfaatleri olduğuna dikkati çeken Şimşek, küresel anlamda terörle mücadele, global enerji güvenliğinde, ekonomi açısından da Türkiye'nin çok önemli bir partner olduğunun altını çizdi.
Şimşek, iki ülke arasında anlaşmazlıklar da olduğuna işaret ederek, "Amerika'nın PYD/YPG ile Suriye'deki diyaloğu ciddi bir şekilde bizde rahatsızlık uyandırıyor. Bizim için PKK ve dolayısıyla Suriye'den gelen tehdit yaşamsal bir tehdittir. Ülke olarak biz gerekeni yapacağız, Amerika'nın bunu çok iyi anlaması lazım, bu konuda netiz." ifadesini kullandı.
DAEŞ ile mücadelede zerre kadar tereddütlerinin olmadığını vurgulayan Şimşek, Irak'ta peşmergenin DAEŞ'e karşı mücadelesinin en güçlü Türkiye'nin desteklediğini bildirdi.
Şimşek, Amerika'nın Türkiye'ye eskiden olduğu gibi stratejik bir perspektifte yaklaşması gerektiğinin altını çizdiklerini dile getirerek, Amerika seçimlerine 1 hafta kaldığını, bunu atlatınca tekrar diyalogları güçlü bir şekilde sağlayıp bazı ufak tefek anlaşmazlıklara son vermek gerektiğine değindi. Şimşek, Türkiye ile Amerika arasındaki ticaret ve ilişkilerle ilgili bir soru üzerine, şöyle konuştu:
"Uzun bir dönem bizim Suriye'ye ilişkin önerilerimiz ile Amerika'nın perspektifi pek uydu diyemem. Yazıldı, çizildi, onun için söylüyorum, FETÖ kaynaklı bir takım engellemeler de söz konusu. Amerika'nın bir süredir devam eden bir diyaloğu var PYD/YPG ile ama biz bu konuda çok netiz, bunlar esas itibarıyla PKK'nın kendisi veya bir kolu. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim için önemli. Bu konuda hem fikiriz. Suriye'de veya başka bir yerde etnik veya mezhep eksenli yeni küçük küçük devletçiklerin kurulması veya bunun çabası bölgeye hayır getirmez ve ülkemiz için önemli bir tehdit olarak ortaya çıkar. Bunu da çok iyi anladıklarına inanıyorum.Eninde sonunda doğruyu anlayacaklar ve Türkiye'ye bu anlamda güçlü destek vereceklerine inanıyorum. Çünkü ilişkiler çok güçlü çok köklü."
"Uzaktan bizimle ilişkili dedikodu yapmaları doğru değil"
Şu anda Türkiye'nin çok büyük bir terör tehdidi ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Şimşek, "Bizim ortaklarımızın da bunu çok iyi anlaması lazım. Avrupa'nın da Amerikanın da... Uzaktan bizimle ilişkili dedikodu yapmaları doğru değil. Ben hep söylüyorum, konuşalım, diyalog kuralım, birbirimizi daha iyi anlayalım." dedi.
Şimşek, Türkiye'deki basın özgürlüğüne ve bir gazeteye yapılan operasyona ilişkin soru üzerine, ülkelerin, terörün ciddi bir şekilde popüler destek almasını sağlayan kanallara izin vermediğine işaret etti.
Şimşek, şöyle devam etti:
"Tabii ki basın özgürlüğü bütün demokrasiler için olmazsa olmazdır. Gerçek anlamda demokrasinin en önemli bileşenidir. Bu konuda tereddüt yoktur. Ama şu da bir gerçek, terörün propagandası dünyada artık tolere edilen bir şey değildir. Bunu artık görelim. Ben herhangi spesifik bir konuda söylemiyorum bunu genel anlamda konuşuyorum. Biz FETÖ'yü terör örgütü olarak görüyoruz. Çünkü nasıl vahşi bir darbe girişimi olduğunu gördük. PKK'yı benim anlatmama gerek yok bütün ülke biliyor bölücü terör örgütünü. Bunun propagandası kabul edilebilir bir şey değil. Vatandaşlarımızın zehirlenmesi kabul edilebilir bir şey değil. Bunun için Türkiye'nin mücadelesi kolay değil. Gerçekten burada amaç özgür basının susturulması değil, burada amaç terörün propagandasının önüne geçmek veya varsa kriminal suç örgütlerinin parçası olan üyeler hakkında gerekenin yargı tarafından yapılmasıdır. Şu anda da Türkiye'de bir yargı süreci işliyor."
"Türkiye'nin reform dışında hiç bir seçeneği yok"
Amerika ile AB arasında konu olan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması ve Türkiye'nin bundan nasıl etkileneceğinin sorulması üzerine Şimşek, Amerika'daki ve gelecek sene yapılacak Avrupa seçimleri nedeniyle TTIP'in muhtemelen biraz gecikeceğini belirtti.
Şimşek, AB ile yeni nesil bir ticaret anlaşmasını imzalama ve Gümrük Birliği'ni daha ileriye taşımak için süreci başlattıklarına dikkati çekerek, 2017'de Türkiye ile AB arasında bu müzakerelerin hızla başlayacağını bildirdi. Şimşek, "Böylece Türkiye AB ile içinde sadece sanayi ürünlerinin değil, kamu alımlarının, hizmetlerin ve tarımın da olduğu daha kapsamlı yeni nesil bir ticaret anlaşması imzalayabilirse, Türkiye'yi zaten Avrupa'nın ABD ile yapacağı anlaşmaya hazır hale ve bir parçası haline getirir." ifadesini kullandı.
Önümüzdeki dönemde kur ve faiz gibi parametrelerin seyrine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Şimşek, Türkiye'nin başından bir sürü felaket geçtiğini, ekonominin buna büyük bir direnç gösterdiğini vurguladı.
Şimşek, bu sorunları aşmanın yolunun temelleri güçlendirmek olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin reform dışında hiç bir seçeneğinin olmadığını söyledi.
Hızla yapısal reformları hayata geçirmek gerektiğini ifade eden Şimşek, Türkiye'de stres testlerinden geçmiş, ciddi birikimi olan güçlü bir özel sektör bulunduğunu, genç nüfusu olduğunu, yakın coğrafya şu anda yük gibi görünse de ileride bu coğrafyanın büyük fırsatlar barındırdığını anlattı.
Şimşek, Türkiye bu perspektifle güçlü bir şekilde yeni bir hikaye üretirse piyasalardaki oynaklığın azalacağını ve hatta tersine döneceğini bildirdi.
Türkiye'deki ekonomi paydaşlarının doğru çalışıp çalışmadığı yönündeki soruya Şimşek, kolay olmayan dönemde işlerin algılarla yürüdüğünü, iletişimin, kredibilitenin çok önemli olduğu yanıtı verdi. Şimşek, düşük tasarruflar gibi esas sorunların köküne inerek bunların çözülmesi gerektiğini dile getirdi.
Şimşek, Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltmak gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin sihirli bir değneği yok, geleceği çok parlak bir ülke, büyük potansiyeli olan bir ülke, dışarısı da insanımız da buna inanıyor. Algı önemlidir. Maalesef algı son bir kaç yıl içerisinde gerek terör gerek de FETÖ nedeniyle, gerekse bir takım faktörler nedeniyle algıda bir miktar bozulma olduğunu herkes biliyor. Bizim konumuz şu; yeni bir hikaye, yeni bir reform seferberliği bu hikayeyi destekleyecek. Türkiye, tekrar Avrupa ile dünya ile entegrasyonuna, çok yönlü politikalarına çok güçlü bir şekilde devam edecek."