Türk Telekom'la ilgili kredilerin geri ödenmesinde ortaya çıkan sorun, kamuoyuna yansıdığından daha karmaşık boyutlara sahip. Ankara'da bir süredir bu sorunun çözümü için Hükümetin devrede olduğunu biliyoruz.
Ödenmeyen kredi borcu toplamı 4.6 milyar dolar düzeyinde. Büyük özel bankaların başını çektiği, Telekom ve büyük ortağı Öger şirketine verilen krediler geri ödenemeyince hem şirket hem de bankalar sıkıntıya girdi.
Bizzat Başbakan Binali Yıldırım’ın konuyla ilgilendiği, kredilerin geri ödenmesi için hem bankalarla, hem Öger’in sahibi Hariri Grubuyla hem de Suudi yetkililer ile görüşmeler yapıldığı belirtiliyor.
BİR BÜYÜK ÖZEL BANKA BAŞI ÇEKİYOR
Konuyla ilgili konuştuğum bankacılar, 4.6 milyar dolarlık kredinin, Türk Telekom’un satıldığı 2005 yılındaki kredilerin, 2013’de yeniden finansmanı aşamasında verilen krediler olduğunu söylediler. 1.6 milyar dolarlık krediyle bir büyük özel bankanın başı çektiği, diğer bir özel bankanın daha yüklü kredisi bulunduğu, yanı sıra da küçük miktarlarda yaklaşık 20 banka bulunduğu belirtildi. Kredi veren ve geri alamayan 2 özel banka başta olmak üzere, bankalar birleşerek çözüm bulmaya çalışıyor, Hükümetle tek ağızdan konuşuyor.
“Peki, çözüm bulunamazsa ne olur?” diye sorduğumda bir özel banka yöneticisi, kendileri açısından fazla sorun olmayacağını. Çünkü şirket hisselerini rehin tuttuklarını söyledi. Ancak bunu garanti anlamında sorun olmadığı şeklinde okumak lazım, çünkü bu bankaların bilançolarında ciddi sıkıntı yaratması kaçınılmaz olabilir.
HAZİNE’NİN DEVREYE GİRMESİ İSTENİYOR
Çünkü bankalar, mali olmayan iştirakler konusunda çok ciddi sınırlara uymak zorundalar ve bankaların kredi geri ödenmediği takdirde bu şirkete ortak olma imkanları yok. Bunun yerine ancak kendilerinde rehin hisse senetlerini satma yoluna gidebilirler ki; bu da hem Hazine’nin ortak olduğu bir şirkette o kadar kolay değil, hem de satışta iyice düşecek değerler nedeniyle, tercih edilecek bir yöntem olmayacağı da açık.
Kısacası; bankalar doğal olarak kredi alanın, belli bir plana yayılsa da, geri ödemesini tercih ediyorlar. Bu nedenle de Hükümetin, ortak olan Hazine’nin de konumu nedeniyle, devreye girmesini istiyorlar. Bir bakıma bu da haklı bir talep çünkü herkes biliyor ki; satış aşamasında iktidar bu bankaların kredi vermesi için devreye girmişti.
TAHSİLİ GECİKMİŞ ALACAKLARA GİRMEDİ
Mevcut koşullarda en iyi çözüm; Öger yerine yeni bir büyük ortak bulunması, kredinin yeni ortak tarafından ödenmesi ya da yeniden çevrilmesi. Bunun için de en çok üzerinde durulan çözüm; Suudi yönetiminin Hariri Grubu yerine Saudi Telekom’u devreye sokup ortak olması. Yalnız düşen petrol fiyatları nedeniyle, Suudi yönetimi, Hariri Grubu dahil, büyük müteahhitlere borcunu zamanında ödeyemiyor. Bu sıkıntı nedeniyle 4-4,5 milyar dolarlık böyle bir operasyona pek yanaşmayacağı söylenenler arasında. Zor durumda olan Hariri Grubunun, artan dolar kurunun da etkisiyle, karlar azaldığı dolayısıyla temüttü geliri azaldığı için bu ödemeyi yapmasının neredeyse imkansız hale geldiği de ortada.
Son günlerde bankacılık kesiminde, Hükümetin 3-4 yerli grubu bir araya getirip Türk Telekom’a ortak olmasını sağlayabileceği, bu konuda kredi yardımında bulunabileceği de konuşulmaya başladı.
Bu arada bankaların bu kadar yüksek bir krediyi, zamanında geri ödenmediği halde, tahsili gecikmiş alacak kalemine henüz almadığını kayda geçirmek lazım. Yazdıkları takdirde bu kalemin ciddi oranlara ulaşması kaçınılmaz olacak. Bankalar bu ve benzer kredilerin geri ödenmesinden, artık daha fazla korkar oldular.