Önce kredi kartlarına taksit sayısında artışlar öngören düzenleme getirildi. Ardından da mortgage kredilerinde zorunlu peşinat oranı yüzde 25'ten yüzde 20'ye düşürüldü. Bireysel krediler için de vade süresi 12 ay daha uzatıldı.
İkinci hamlede Kredi Garanti Fonunun mali gücü artırıldı. Yeni eklenen sermaye ile Kredi Garanti Fonu'ndan yararlanabilecek KOBİ sınıfına giren şirket sayısının artması hedefleniyor. Bankacılar, yeni düzenlemelerin özellikle KOBİ'lerin krediye ulaşmalarını kolaylaştıracağını ve mevcut sıkıntılarını bir miktar azaltabileceğini söylüyor.
Son olarak da kredi teminatı olarak tarladaki ürünün, patent hakkı gibi telif haklarının kabul edilmesine ilişkin düzenleme yapıldı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bu düzenleme için “Reform” tanımlaması yaptı.
Bankacılar ise aynı fikirde değil.
Bir bankanın genel müdürü, "Söz konusu düzenlemelerin yapılmasını olumlu buluyoruz ama reform demekte zorlanıyorum" diyor. Teminatlar önemli olsa da şirketin bilançosunun daha önemli olduğunu belirten aynı bankacı, "Şirketin bilançosu iyi değilse, tarladaki ürüne güvenerek kim kredi açabilir ki?" sorusunu yöneltiyor.
Bir başka bankacı da reform konusunda benzer fikirleri savunuyor. Adını vermek istemeyen bankacıya göre, reform olabilmesi için yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Nasıl mı? Birinci koşul, lisanslı depoculuk uygulamasının yaygınlaşması. Bankacı, "0 malın satılabilir, teminat olabilecek bir değere sahip, güvenli bir yerde olması gerekiyor, ikincisi de bir sorun oluşur ve o teminatı nakit hale getirmek gerekirse, bunun sürecinin kısaltılması gerekiyor" diyerek koşullarını sıralıyor. (Ekonomist Dergisi)