İnşaat maliyetleri yükselirken gayrimenkul firmaları da çeşitli formüllerle bu maliyetleri indirecek modelleri daha fazla dile getirmeye başladı. Özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük metropollerde temel girdi haline gelen ve maliyetin yüzde 50- 55’’ini oluşturan arsa da bankalardan destek bekliyor. İnşat üreticileri arsa kredilerinin üretici finansmanı kapsamında değerlendirilmesi halinde arsanın konut içindeki maliyet payının yüzde 30’lara kadar düşebileceğine dikkat çekiyorlar. Böylesi bir uygulamanın konut fiyatlarını da aşağı çekmesinin de mümkün olabileceği üzerinde duruyorlar.
Markalı konutta stok eritilebilir
Metropollerde arsaya yönelik çözümlerin yanı sıra, tüm Türkiye’de geçerli olacak uygulamaların da yapılmasının önemine işaret ediyorlar. Örneğin Almanya’daki gibi 30 yıla varan mortgage kredisi ile sektörün tüm Türkiye’de sağlıklı büyümesinin önü açılabileceği dile getiriliyor. Bir diğer öneride gayrimenkul geliştirip yurtdışına satan firmaların ihracatçı kapsamına alınması. Böylesi bir çözümün ise markalı konutta oluşan stoku eritebileceğine işaret ediyorlar.
Bankalar, gayrimenkulcüyü ‘üretici’ olarak finanse etsin
Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay’ın bu konuda iki önerisi var. Okay, bankaların inşaat sektörünü ‘üretici’ olarak finanse etmesi gerektiğini düşünüyor. Tüketiciye yapılan konut kredisi faiz indirimi, KDV düzenlemesinin çok önemli adımlar olduğunu belirten Okay, sektörde fiyatın daha makul seviyelere düşmesi için en önemli maliyet kalemi arsa fiyatlarının düşmesi gerektiğini söylüyor. Bu nedenle de bankaların gayrimenkul sektöründe konut üreticilerini üretici finansmanı ile kredilendirip arsa alımında elini rahatlaması gerektiğinin altını çiziyor. Böylece inşaat maliyetinin yüzde 50-55’lerinde seyreden arsa maliyetinin yüzde 30’lara çekileceğine inanıyor. Mehmet Okay, “Sektör olarak üretemediğimiz tek kalemimiz var o da arsa. Bankalar gayrimenkul sektörüne artık kredileri üretim finansmanı olarak görürse ve arsaları biz bu kredi ile alırsak fiyatı otomatikman daha aşağıya çekebilme kabiliyetine sahip oluruz. Böylece sadece tüketici değil üretici de daha ucuz maliyetle finansman imkanına kavuşur” dedi. Babacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan, arsa alımında bir avantajdan yararlanamadıklarını belirterek, “Normal ticari krediler kullanıyoruz. Ticari kredilerde faiz oranları çok yüksek bu da bizim maliyetimize yansıyor. Eğer tedarik ettiğimiz kredilerde böyle bir finansman avantajımız olursa, mobilyada, beyaz eşyada olduğu gibi konut alan tüketici de bundan yararlanmış olacak” yorumunu yaptı. Devletin bu konuda bankalara bir katkı payı vermesinin de sözkonusu olabileceğini kaydeden Babacan, “Devlet konutta başlattığı kampanyada Emlak Konutla çalışan müteahhitlere ayrıcalık sağladı. Bizim gibi Emlak Konut’la çalışmayan müteahhitlere ise arsa kredisinde sübvansiyon sağlayarak bu kredilerin bir kısmını üstlenebilir” talebinde bulundu.
Fuzul Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Eyüp Akbal ise sektöre asıl canlanmayı getirecek unsur olarak Almanya’daki gibi 30 yıllara varan vadelendirme imkanları olduğunu söyledi. Arsa sıkıntısının genellikle büyük metropollerde yaşandığını kaydederek, “Bu açıdan bakıldığından arsa için üretici finansmanı İstanbul, İzmir ve Ankara için bir model olabilir ama Anadolu için böyle bir durum sözkonusu değil, dolayısıyla çıkacak olan kanun tüm Türkiye’yi ilgilendirmeli” dedi. Devletin çıkaracağı bu sistemin faizsiz mortgage üzerine olması gerektiğini belirten Akbal, “Örneğin ödeme vadeleri de Almanya gibi 30 yıla varan uzun vadelere çıkarılırsa ve bunun bir kısmını devlet finanse ederse vatandaş daha fazla yeni bina alacak ve eski binalarını değiştirecek. Bu tarz alımını kolaylaştıracak çözümler sektörde satışları arttıracak. Ancak arsanın finanse edilmesi belli bir bölgeyi ilgilendirecek” diye konuştu. Kentsel dönüşümde devletin bürokratik sıkıntıları çözmesinin gerekli olduğunu vurgulayan Akbal, bu açıdan OHAL ‘in bir fırsat olduğunu belirtti. Akbal, “Çünkü OHAL kapsamında kanun hükmünde kararname ile bu süreç hızlandırılabilir” diye konuştu.
Yabancıya konut satan ihracatçı sınıfına alınmalı
Konut üreticilerinin yabancılara da satış yaptığını ifade eden Eyüp Akbal, bu noktada konut üreticisinin ihracatçı kapsamına alınması gerektiğine dikkat çekerek,”Biz ürünü sattığımız halde ürün yine yurtiçinde kalıyor. Ayrıca konutu sattığınızda alan kişi burada yaşayacak. Ekonomiye iki anlamda fayda sağlıyor. Bugün özellikle markalı konutta konut stokundan bahsediyorlar ve markalı konutların alıcıları da daha çok büyük firmalar ve yurtdışı bağlantılı firmalar. Dolayısıyla burada inşaat üreticileri ihracatı teşvik edici bir pozisyona getirilirse sektör için önemli bir adım atılmış olacak” dedi.
İnşaatçının bir notu olsun
Mehmet Okay, gayrimenkul sektöründe çok adı duyulmuş bazı projelerde bile aidattan yönetime, hatta tapu sorunlarına kadar pek çok sorun yaşanabildiğine de işaret ederek “İnşaatçının da bir notu olsun. Aynı Kredi Kayıt Bürosu nasıl vatandaşın çekine kredisine not veriyorsa biz inşaatçıların da notu olsun, gerekirse konut kredisi kullananın da ayrı notu olsun. Vatandaş projesinden satın alım yaptığı inşaatçının notunu görsün, kararını ona göre versin” diye konuştu.