Musul'a ilerleyen Irak tank ve zırhlı araçlarının fotoğraflarına hiç dikkat ettiniz mi?
Bir dahaki sefere edersiniz, bizim haber merkezinin sayılı mevzuları arasında yer alır.
Son model Amerikan Abrams tanklarının, Hummerlerin kenarına köşesine dürülüp bağlanmış allı güllü sünger şilteler vardır, bunlar askerlerin gece serip üzerinde uyuyacakları yataklarıdır. Sonra, postallar görürsünüz, çünkü alışmadık ayakta postal durmamakta, askerler ayaklarında plastik terliklerle cepheye ilerlemektedir. Sonra plastik ibrikler, ister su iç ister apdest al.. Ve bir de Hazreti Ali bayrağı, çoğu zaman Irak bayrağı olmasa da...
İşte böyle bir tank birliğini Irak Kürt peşmergeleri dün Musul yolunda durdurmuş. "Madem bizden Irak bayrağı takmamızı istiyorsunuz" demişler, "Madem Irak asker ve polisi dışında kimse Musul'un IŞİD'den alınması sürecinde şehre girmeyecek, siz de Ali bayrağıyla, Şii bi güç olarak şehre giremezsiniz".
Çünkü dün sabaha karşı açıklama yapan Irak Başbakanı Haydar el-İbadi peşmergelerin şehre 5 kilometreden fazla yaklaşmayacaktı, bir kısmı Başika'da eğitilen Ninova Gönüllüleri ise 2 km.
Gerisini ABD önderliğindeki koalisyon uçakları, topçusu ve Irak ordusu ve polis yapacaktı.
Tabii 10 Haziran 2014'te 1100 kadar IŞİD militanı Musul'a ilerliyor diye silah, araç, gereç ve herşeyi bırakıp kaçan toplamda 40 bin kişilik bir güçten söz ediyoruz.
Üstelik şimdi durum farklı. Artık sadece dışarıdan gelenler değil, Musul halkından IŞİD'e katılanlar var, 1,5 milyon nüfuslu, Irak'ın ikinci büyük şehri. ABD'nin hava desteğiyle PKK/YPG'nin Münbiç'i alması 3 ay sürmüştü. Musul'un ne kadar sürebileceğini tahmin etmek zor.
Asıl mesele ise Musul'un alınmasından sonra, elde nasıl tutulacağı üzerine kopacak, herkes bunun farkında.
Belki de bu yüzden İbadi, Başika'daki Türk askerinin bir kaç yüzü geçmeyen eğitmen ve kamp koruma birliğinden oluştuğunu bildiği halde Cumhurbaşkanı Tayyip Eroğan'dan askerini Musul'a karıştırmaması çağrısı yapıp duruyor.
Türkler katılmayacak diye ekliyor.
Açıkça Tahran'a çiçek atıyor, kendince Türkleri dize getirdiğini gösteriyor.
Belki Erdoğan da Amerikalılar ile Başika'daki kalmak karşılığında, ama dışarı çıkmama konusunda anlayış birliğine vardığı halde "çıkmayacağız" diyor.
ABD ise onlara Suriye'de Rakka harekatında ihtiyacı olduğu için "PKK ve bağlantıları" Musul'da olmayacak diye açıklamalar yapıyor. Ama böylelikle sadece Türklerin değil mesela İran yanlısı milislerin de bu vesileyle Musul'a girmesinin düşünüldüğü görünüyor.
İşte Rusya da tam bu noktada devreye girdi, saniyede kendine geldi. Başkan Vladimir Putin, Halep ile Musul'u karşılaştırdı, kendisini haklı göstermeye çalıştı.
Musul hassas bir harekat, hem Irak, hem de bölgenin geleceği bakımından.
Tabii başta Amerikalılar olmak üzere Afganistan'dan bu yana yaşananlardan ders alamıyor Batılılar.
Ülke yönetimine Batı desteğiyle gelen hükümetler yolsuzluk, kayırmacılık, zorbalık sarmalına girdikçe daha keskin terörist hareketler ortaya çıkıyor.
O nedenle Musul'un İŞİD'ten alınması kadar tutulması da zor. Ama başka çare de yok. Zor günler.