Çorum'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantısı sebebiyle kayyum atanan iki şirket bünyesinde bulunan ve piyasa değeri yaklaşık 90 milyon lira olan gayrimenkullerin 1 Kasım 2015'teki seçimlerin ardından yaklaşık 2 milyon 700 bin liraya satıldığı ortaya çıktı.
Çorum'da faaliyet gösteren Özel Çorum Eğitim Hizmetleri AŞ ile Murathan Özel Eğitim Hizmetleri AŞ'ye, FETÖ ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle Çorum Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla nisan ayında kayyum atandı.
Bir idareci, bir mali müşavir ve bir avukattan oluşan kayyum heyeti, 26 Nisan'dan itibaren söz konusu şirketlerin bünyesindeki özel okul, yurt ve dershanelere yönelik yönetim, muhasebe ve tapu kayıtları başta olmak üzere çeşitli konularda inceleme ve araştırma yaptı.
Kayyum Heyeti Üyesi Derya Öztekin, yaptığı açıklamada, kayyum heyeti olarak göreve başladıkları ilk gün söz konusu şirketlere gittiklerini, örgüt mensupları tarafından şirketlere kayyum atanacağının önceden bilindiğini fark ettiklerini söyledi.
Şirketlere ait evrakın ayıklanarak kendilerine teslim edilmek üzere hazır bekletildiğini gördüklerini belirten Öztekin, "Evrakın ayıklandığını, kendileri için önemli olan ve örgüt sırlarının bulunanların yok edildiğini, geri kalanların da poşetlenerek kayyuma verilmek üzere hazırlandığını gördük. Bu da bize, FETÖ'nün devlet içerisindeki yapılanmanın müthiş bir hale geldiğini, kayyum atanacağını dahi bildiklerini ve ona karşı hazırlık yapıldığını gösterdi." dedi.
Şirket evraklarını çöp bidonlarında yakmışlar
Kayyum heyeti olarak şirket bünyesindeki kurumlarda çalışanlarla görüşmeler yaptıklarını anlatan Öztekin, şirkete ait bir kısım evrakın kayyum atanmadan bir süre önce çöp bidonlarında yakılarak imha edildiğini öğrendiklerine dikkati çekti.
Örgütün Çorum'da faaliyet gösteren 2 okul ve 10 yurdu bulunduğunu, söz konusu kurumlarla ilgili tapu kayıtlarını da incelediklerini dile getiren Öztekin, şunları kaydetti:
"Şirketlere ilk girdiğimizde büyük bir şok yaşadık. Tapu kayıtlarına baktığımızda okul ve yurt binalarının gayrimenkullerinin şirketler üzerine olmadığını gördük. Tapu müdürlüğünden aktif ve pasif olarak geçmişe dönük tapu kayıtlarını istedik. Yaptığımız incelemede, 1 Kasım 2015'teki seçimlerin ardından gayrimenkulleri kasıtlı olarak yoğun şekilde ellerinden çıkardıklarını tespit ettik. Biz de bunun üzerine 10 civarındaki gayrimenkul için iptal ve tescil davası açtık ve mahkeme kararıyla bu yerlere tedbir koydurduk. Şu anda 150 milyon lira civarında bir meblağ devletin kasasına girmiş oldu. Terör örgütüne aktarılacak bu para, şu anda devlet kasasına geldi. Tapudaki iptal ve tescil davalarını açarken de 17-25 Aralık sürecini, 1 Kasım'daki seçimlerini baz aldık. 1 Kasım seçimlerinden itibaren gayrimenkul satışlarının iptali için açtığımız dava sanıyorum Türkiye'de tektir. Diğer illerde bu kadar kapsamlı ve geriye dönük bir dava açılmadı."
30 milyon liralık gayrimenkulü 700 bin liraya satmışlar
Öztekin, şirketler bünyesindeki Binevler mevkisinde bulunan Özel İlkadım Okulu'nun örgütün Çorum'daki en büyük okulu olduğuna işaret ederek, "Sadece arsa değeri 13 milyon lira olan ve üzerindeki binayla değeri 60 milyon lirayı aşan gayrimenkulün 2 milyon liralık komik bir bedel ve 18 taksitle bir başka şahsa satıldığını belirledik. Yine Bayat mevkisinde bulunan ve yaklaşık 25-30 milyon lira değeri bulunan okulun da 700 bin lira gibi çok komik bir rakama yine bir başka şahsa satıldığını tespit ettik." diye konuştu.
Kentin değişik yerlerindeki yurtların da benzer şekilde örgüt mensubu olan şahıslara satış gibi gösterildiğini tespit ettiklerini dile getiren Öztekin, "Satış işlemlerinin kasıtlı olarak yapıldığını fark ettik. Alan şahıslarla görüşmek istedik ancak bu insanlarla bağ kurmamız engellendi. Alan şahısların da 1 Kasım'daki seçimlerin ardından kasıtlı olarak, kendilerini koruyabilmek adına buraları üçüncü şahıslara devrettiklerini belirledik. Zaten bu insanların çoğu hakkında soruşturma vardı, bazıları tutuklandı. Bir kısmı da halen aranmakta." ifadesini kullandı.
"Tüm bunlar, FETÖ'nün ne kadar biatçı bir örgüt olduğunu ortaya koydu" diyen Öztekin, bu kişilerin hiçbir sorgu ve sual yapılmaksızın bedelini ödemedikleri bir malı devlete karşı suç işlemeyi bile göze alarak devraldıklarını vurguladı.
Binevler mevkisindeki Özel İlkadım Okulu'nun arsasının 2013 yılında iş adamı Ahmet Hamoğlu'ndan satın alındığını anımsatan Öztekin, "Fakat arsanın nasıl alındığı, o dönemde devlet kurumlarında yetkili olan insanların bunu teşvik edip etmediği hep meçhul kalmış. Arsanın alınması sırasında FETÖ tarafından iş adamı Ahmet Hamoğlu'na bir baskı yapılarak arsayı vermek zorunda mı bırakıldı ya da kendi rızasıyla mı vermiş, orası tespit edilemedi ancak bu konuda araştırmamızı sürdürüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
İşçilere kıdem tazminatları ödenmiş gibi gösterilmiş
Öztekin, inceleme ve araştırmalarda daha önce şirketlerin bünyesindeki kurumlarda çalışan ve ayrılan işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmiş gibi gösterildiğini ortaya çıkardıklarını vurgulayarak, hatta halen çalışan işçilerin bile kıdem tazminatlarının verildiğinin gösterildiğini anlattı.
Söz konusu işçilerle yaptıkları görüşmede kıdem tazminatlarını almadıklarını öğrendiklerini belirten Öztekin, "Personelden alınan dilekçelere göre yaklaşık 500 bin lira gibi bir miktarın kıdem tazminatı olarak dağıtıldığı gösterilmiş ancak bu parayı almadıklarını öğrendik. Bu para da yüksek ihtimalle FETÖ'nün üst makamlarına ve Pensilvanya'ya gönderildi." diye konuştu.
Öztekin, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından kayyum olarak atandıkları şirket bünyesindeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin velilerinin okullara gelerek kendileriyle görüştüğünü bildirerek, "Veliler, bu ihanetin nasıl yapıldığı sorguladıklarını, ağlayarak çocuklarını teröristlere emanet ettiklerini bizlere söyledi." dedi.