Dün sabah tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, bugün İstanbul'da son yolculuğuna uğurlanacak. Süleymaniye Camii'nde öğle namazı sonrası kılınacak cenaze namazının ardından Unakıtan, Süleymaniye Külliyesi'nde toprağa verilecek. Neşe Karanfil ve Turan Yılmaz'ın Hürriyet'teki haberinde, 2002'den 2009 yılına kadar Maliye Bakanı olarak Türk siyasi tarihine damgasını vuran Kemal Unakıtan ile ilgili çok ilginç anekdotlar paylaşıldı. İşte o haber:
"Babalar gibi satarım” sözü ile akıllarda kalan bir dönemin en renkli Maliye Bakanı Kemal Unakıtan dün tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Geçmişte baypass ameliyatı geçiren daha sonra böbrek nakli olan olan Kemal Unakıtan bir süredir böbrek yetmezliğinden tedavi görüyordu. Hesap uzmanı kökenli Unakıtan 2002 yılında 58. hükümetle siyasete girdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘abi’ olarak seslendiği Unakıtan’la Erdoğan’ın yolu ise 2009 yılında ayrıldı. Önce bakanlığı bırakan Unakıtan, daha sonraki seçimlerde aday gösterilmedi. Yaptığı gafları, konuşmaları hep kamuoyunda gündem oldu.
ZARFTAN ÇIKAN SÜRPRİZ
1946 yılında Edirne’de doğan Unakıtan, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. Maliye Bakanlığı’nda hesap uzmanı olarak göreve başlayan Unakıtan, 1976-1978 yılları arasında SEKA Genel Müdürlüğü yaptı. Daha sonra özel sektöre geçen Unakıtan, Albaraka Türk ve Family Finans’ta çalıştı. AK Parti’nin katıldığı ilk seçim olan 2002 seçimlerinde, İstanbul 1. bölge 1. sıra adayı olan Genel Başkan Tayyip Erdoğan’a belediye başkanlığı döneminde aldığı ceza nedeniyle yasak gelince, Unakıtan son dakika sürprizi olarak Erdoğan’ın yerine aday gösterildi. Yüksek Seçim Kuruluna verilen listede son dakika sürpriziyle ortaya çıkan adaylığı parti içinde de büyük şaşkınlığa yol açtı. Çünkü, o günkü parti yönetiminin önemli bölümünün Unakıtan ile tanışıklığı yoktu. Milletvekili seçilir seçilmez Maliye Bakanı olarak kabinede de görev alan Unakıtan, bu sürpriz adaylığını o günlerde gazetecilere, “Hayatım boyunca unutamam o günü” diyerek şöyle anlatmıştı:
“O gün evde oturuyordum. Cep telefonum kapalıydı. Hatta bir ara ev telefonunun fişini de çekmeyi düşünmüştüm. Biriken işlerimi sessiz bir ortamda bitirmeyi planlamıştım. Tam ev telefonunu fişten çekmeye gidiyordum ki, telefon çalmaya başladı. Ahizeyi kaldırdım, partiden arıyorlardı. ‘Kemal bey cebiniz kapalı, neredesiniz? Tayyip bey çok acil sizinle görüşmek istiyor.’ Hemen cep telefonumu açtım. Açar açmaz çaldı telefon. Arayan Tayyip beydi. Sadece iki cümle söyledi kendileri, ‘Kemal bey sizi kendi yerime aday göstereceğim, hayırlı olsun.’ Ben bana hemen ulaşamadıkları için özür dilemeye hazırlanırken duyduğum sözlerle şaşkına döndüm. Benim için sürpriz bir durumdu bu.” Unakıtan, AK Parti iktidarının önemli sembollerinden biri haline getiren bu sürpriz adaylığının önünü açan Erdoğan ile tanışıklığını da, “Sayın Erdoğan’la SEKA Genel Müdürlüğüm sırasında tanıştım. Yaklaşık 25 yıllık bir dostluğumuz söz konusu” şeklinde açıklıyordu.
ÖZELLEŞTİRME BAĞLANDI
2002 yılında Abdullah Gül’ün başbakanlığı döneminde Maliye Bakanlığı görevine getirilen Unakıtan, 2003 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığının Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’den alınarak kendisine bağlanması ile özelleştirmenin patronu oldu. 2007 seçimlerinde Eskişehir’den milletvekili seçilen Unakıtan 60. hükümette de Maliye Bakanı oldu. Bakanlığı döneminde Ekim 2005, Şubat 2006 ve Mart 2006 tarihlerinde kendisiyle ilgili üç ayrı gensoru verildi. Unakıtan’ın kendisi ile ilgili iddiaların gündemde kalması ve yaptığı açıklamalar Ak Parti grubunda rahatsızlığa neden oldu. AK Partili vekillerin Unakıtan’ın açıklamalarıyla ilgili ‘gayriciddiliği şık değil’ şikâyetleri üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Unakıtan’ı uyaracağını söyledi. AK Parti’nin grup toplantısının basına kapalı bölümünde Hatay Milletvekili Fuat Geçen, “Mısır-tavuk örnekleri tartışma yarattı. Böyle yaklaşım tarzı olmaz. Şık bulmuyorum. Gayriciddi buluyorum. Bakanın esprili bir kişiliği olabilir ama bu da bir yere kadardır. İşi sulandırıyor” dedi. Başbakan Erdoğan’ın o dönem uyardığı Unakıtan, 1 Mayıs 2009 tarihindeki kabine değişikliği ile görevini Mehmet Şimşek’e devretti. Unakıtan, kimseye kırgın olmadığını açıklamıştı.
OFER, GALATAPORT GÜNDEMDE KALDI
KEMAL Unakıtan Maliye Bakanlığı görevine geldikten sonra ilk uygulamaları vergi barışı, varlık barışı oldu. Tek tek tutulup daha sonra iadesi alınan vergi iadesi uygulamasını kaldırdı, asgari geçim indirimini getirdi. Faize stopaj uygulaması da Unakıtan döneminde geldi. Unakıtan 2003 yılında Abdüllatif Şener’den devraldığı özelleştirme ile kamuoyunun gündeminde kaldı. Tüpraş’ın yüzde 14.7’sinin Sami Ofer’e satılması uzun süre tartışıldı. Yine Galataport’un 49 yıllığına Ofer grubuna verilmesi muhalefetin uzun bir süre gündeminde yer aldı. Türk Telekom da Unakıtan döneminde Oger grubuna satıldı. Unakıtan’la özdeşleşen “Babalar gibi satarım” sözünü ilk olarak Petkim ihalesi için söyledi. Ancak bu söz Tekel’in özelleştirmesi döneminde ünlendi. Unakıtan, Tekel’in içki ve sigara bölümünü özelleştirdi. Unakıtan hakkında gensoru verilen gündem maddeleri ise şöyle: “Galataport, 2B arazisine villa, oğlu Abdullah Unakıtan’ın şirketi ile ilgili likit ve pastorize yumurtaya uygulanan KDV oranın indirilmesi, yine oğlunun mısır ithalatında vergilerin artırılmasından önce yaptığı ithalatla kazanç sağlaması, Tüpraş ihalesi sürecinde Sami Ofer’le gizli görüşme yapması, kızına ait şirketin GSM şirketleri ile ilişkileri...” Bu konularda Meclis’te sert tartışmalar yapıldı. Unakıtan’ın her alanda isminin geçmesi üzerine Eurovision’a genç bir şarkıcının katılması gündeme geldiğinde bile, “Unakıtan’ın tanıdığıymış” lafının çıkmasına neden oldu.
‘RABBİM CLEVELAND’ DEDİ
2009 yılında Ahsen Unakıtan da eşi Keman Unakıtan’ın ABD’deki tedavi sürecini esprili bir dille anlatmıştı. Ahsen Unakıtan basın toplantısında, “Açtım ellerimi dedim ki; Ya Rabbi bu nerede olursa iyi olur? Ben şu anda hiçbir şey düşünemiyorum. Sen bana doğru yolu, bizim için hayırlı olacak yolu lütfen göster ve beni oraya yönelt diye dua ettim. Ve kendisine de dedim ki benim içime Amerika’da Cleveland yazıyor. Eğer oraya giderse önce Rabbime sonra oraya... ‘Peki’ dedi o zaman, o şekilde Amerika yolculuğum başladı” sözleri uzun süre gazetelere haber olmuştu.
İŞTE KEMAL UNAKITAN’IN EFSANE SÖZLERİ:
- Yaşça büyük olduğu için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine “abi” diye hitap ettiğini belirten Unakıtan, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın kendisine bağlanışını, “Başbakan çağırdı; ‘Bunu sana bağladım Abi’ dedi” sözleriyle anlattı.
- Unakıtan, Tekel’in özelleştirme ihalesinin haziran ayında sigara ve içki olarak iki ayrı blok halinde gerçekleşeceğini açıkladıktan sonra, “Babalar gibi satarız” diyerek gündem yaratmıştı.
- Unakıtan, CHP’nin hızlı trenin Atatürk Orman Çiftliği’ndeki geçişiyle ilgili Danıştay’a yaptığı itirazı eleştirerek, “Mübarekler nerede memlekete faydalı bir iş var, ona itiraz ediyorlar. CHP’nin engeli bugünlük değil ki, yıllardan beri var bu engel anasını...” dedi.
- Unakıtan, 3. Türk-Arap Ekonomik Forumu’ndaki konuşmasında “Bizim bölgemizdeki sorunları kendimiz çözmeliyiz. Başkaları karışınca işler arapsaçına döner” ifadesini kullandı. Unakıtan’ın bu gafı salonda gülüşmelere neden oldu. Kendisi de gülen Unakıtan, “Bu bir deyimdir, Arap’ın saçı gürdür o manada söyledim. Bakın bende yok” diyerek kendini savundu.
-Unakıtan’ın oğlu Abdullah Unakıtan, sahip olduğu AB Gıda Sanayii aracılığıyla 2003 Ağustos ayında 4 bin ton çerezlik mısırı ithal etti. Unakıtan gazetecilerin bu konuyla ilgili sorusuna “Herkes gibi benim oğlumun da işi var. Yüz binlerce tavuğu var. Mısırı içeriden de alır dışarıdan da alır. Tavukları mısırsız bırakamayız, sürekli yiyorlar” esprisini yaptı.
İKİ YAZARIN KALEMİNDEN UNAKITAN
MUNYAR YAZMASIN ÖNCE BANA GELİN
Vahap MUNYAR-ANALİZ
YIL 2007... Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, odasında dönemin Şarap Üreticileri Derneği Başkanı Coşkun Güner ve yönetim kurulu üyelerinin taleplerini dinlemeden önce söze girdi:
- Şarap üzerindeki vergi yükü konusunu Vahap Munyar’a yazdırıp durmayın. O yazmasın. Önce bana gelin, derdiniz neyse anlatın.
Şarap Üreticileri Derneği’nin derdi belliydi, Güner yineledi:
- Şarap üzerindeki vergi yükü bizi çok zorluyor. Bu yük sadece bizi değil, üzüm üreten çiftçiyi de olumsuz etkiliyor.
Şarap Üreticileri Derneği, Unakıtan’ın kapısını açık buldukça sıklıkla aşındırdı, karar 2008 yılı şubat ayında çıktı:
- Özellikle sofra şarabında vergiler indi.
Unakıtan, bu kararı verirken şarap üreticilerinden kesin söz aldı:
- Ürettiğiniz şarabın 3’te biri kayıtlı. Eğer kayıtlı şarap satışı ikiye katlanmazsa vergi indirimini geri çeker, daha da yükseltirim.
Bari Bakan iken yumurtamı soyun
2008 Kasım ayı, bir pazar sabahı İstanbul’da 5 yıldızlı otellerden birinde Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la kahvaltıdayız...
Unakıtan, haşlanmış yumurta istedi, garson anında servisi yaptı. Unakıtan, yumurtayı garsona iade etti:
- Evladım, bari Bakan iken yumurtamızı soyulmuş getirin. Bakanlık bitince yine kendim soyarım...
Unakıtan, renkli kişiği ile zihinlere yerleşti...
Elbette eleştirilen yönleri vardı ama Maliye Bakanlığı’na damgasını vuran isimler arasında yerini aldı...
Allah rahmet eylesin...
MEDENİ BİR BAKANI KAYBETTİK
Erdal SAĞLAM-ANALİZ
ANKARA’daki ekonomi gazetecileri olarak Kemal Unakıtan’ı ilk AKP iktidarında Maliye Bakanı olarak tanıdık, daha önce tanımazdık. Göreve gelir gelmez de renkli kişiliği ile hem anılarımıza hem haberlerimize, yazılarımıza giriverdi. Unakıtan’a göre her şeyin bir çözümü vardı, çünkü pragmatist yanı öne çıkan biriydi. Ayrıca, içinden geldiği Maliye Bakanlığı’nı çok iyi tanıması, pratik bir uygulamacı olmasında en önemli rolü oynuyordu.
2003 yılı başlarında kendisiyle yaptığımız yoğun sohbetlerde sık sık da tartıştık. Abdullah Gül’ün başbakanlığı dönemiydi; Gül, Unakıtan ve Ali Babacan IMF anlaşmasının devam etmesinden yanaydı, çünkü ciddi sorun yaşayacağımızı, yeni krizler gelme ihtimalini görüyorlardı. Ancak o dönem milletvekili olmayan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan anlaşmayı istemiyordu. O nedenle çok sıkıntılı bir dönem yaşandı; Unakıtan’la o dönem sohbetlerimizde “Sayın bakanım ağır kriz yaşadık, ‘yeni krizler olursa ülke batar, IMF anlaşması olmazsa tüm yapılanlar boşa gitmiş olur’ şeklinde endişeler var” diyince, Unakıtan “sakin ol, yapılır” diyordu.
Başbakan Gül, büyük işadamları ile yapılan toplantının ardından IMF’le anlaşmanın sürmesine karar verildiğini bir hafta sonu Başbakanlıkta açıklayacaktı ve toplantıya gelmemi özel olarak istemişti. Toplantı bittikten sonra Unakıtan yanıma geldi, “Tamam mı, bak tansiyonunu çıkartma hallolur diyordum sana, sonunda oldu” dedi, gülerek…
Sonradan tartışmalı kararları ile ilgili de haberler, yazılar yazdım, tepkisini bile güler yüzle, medeni şekilde dile getirirdi.
Özellikle medeni bir AKP Bakanı olarak hatırlayacağız Unakıtan’ı.
Maliye ve ekonomi yönetimi tarihine geçen bir bakan oldu, nur içinde yatsın…