Yazdır
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) askeri liseden harp okullarına geçen öğrencileri işkence ve asılsız soruşturmalarla tasfiye etmesiyle mağdur olanlardan biri de 27 yaşındaki Harun Güngör… 2003 yılında askeri lise sınavını Türkiye birincisi olarak kazanan Güngör, sonrasında yaşadıklarını Sözcü'ye anlattı. 13 yıl önce tüm liselere giriş sınavlarını kazanan Güngör tercihini Maltepe Askeri Lisesi'nden yana kullandı. Mersin Silifke'deki Atatürk İlköğretim Okulu'ndan mezun olan ve askeri liseyi birincilikle kazanan Güngör'e o dönem Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından plaket de verildi.
“HAYALİM SUBAY OLMAKTI”
Lise sınavlarındaki başarılarından dolayı özel kolejlerden burslu okuması yönünde teklifler aldığını söyleyen Güngör, “Ankara Fen Lisesi'ni de kazandım ama benim tercihim askeri lise oldu” dedi. Güngör'ün hayallerinde Türk subayı olarak vatana hizmet etmek varken lise mezuniyetinden sonra tüm hayatı ve hayalleri değişti. 4 yıl boyunca Maltepe Askeri Lisesi'nde okuyan Güngör, mezuniyet tarihi yaklaştıkça kendisine karşı tavrın değişmeye başladığını anlattı.
O KİŞİ DARBECİLERDEN ÇIKTI
Güngör, “İkinci sınıftayken 80 kişiyi bir salonda topladılar. Şimdi FETÖ üyesi olduğu için ihraç olan darbeci Havacı Tuğgeneral Recep Sami Özatak, 2006 yılında İzmir Maltepe Askeri Lisesi'ne Hava Harp Okulu tanıtımı için geldi. Bu toplantıda, bu kişi askeri lise öğrencilerini harp okullarında istemediklerini, sivil liselerden gelen öğrencileri alarak kendilerinin yetiştireceğini anlattı. O zaman anlam verememiştik. Harp okuluna gittiğimizde neden bize böyle denildiğini anladık. Çünkü harp okulundan içeriye girdiğimiz ilk andan itibaren işkence ve kötü muameleyle karşılaştık. Ben 20 gün dayanabildim ve ayrılmak zorunda kaldım” diye konuştu.
“ÜNİVERSİTE BİLE OKUYAMADIM”
Okuldan ayrıldıktan sonra daha kötü bir sürece girdiğini belirten mağdur Harun Güngör, şöyle devam etti:
“O günden sonra hayatım tamamen değişti. Ailem, akrabalarım, arkadaşlarım kimse bana inanmadı. Ailemle ilişkilerim bozuldu. Okuldan kendi isteğimle ayrıldığım için de tazminat ödeyecektim. 55 bin lira ödemek için tekrar üniversite sınavına giremedim. Her işi yaptım. Tarlada, lokantada çalıştım. Yük taşıdım, simit sattım. 2008 yılında da lise mezunu olarak bir bankanın açtığı sınava girdim. Şimdi halen Konya'da işçi statüsünde bu bankada 2 bin lira maaşla görev yapıyorum.”
Can Özçelik - Sözcü