Yazdır

Vergi öncesi karda muhasebe kandırmaları!

Tarih: 15 Eylül 2016 - 09:53

Eskiden firma yöneticilerinin başarı göstergesi “âdil ve doğru olarak ölçülmüş vergi öncesi kâr” rakamı idi. Bunun içinde türlü sahtekârlıklar yapılırdı. Şimdi işler nasıl yürüyor? Sözcü yazarı Ege Cansen yazdı. İşte o yazı;

Uzun zamandır görüşmediğim, İsviçre'de hukuk doktorası yapmış çok değerli bir arkadaşımı telefonla aradım. Hal hatır sordum. Çok şükür iyiymiş.

Çalışmaya devam ediyormuş. Hem üniversitede ders veriyor, hem bir vakfı idare ediyormuş. Üstelik büyük bir sanayi kuruluşunun yönetim kurulu üyesi olmuş.

‘Firmanın işleri nasıl' dedim. ‘Nakit sıkıntısı çekiliyor, bu sebeple finansmanda zorlanıyoruz' dedi. Hemen uzmanlık refleksiyle “Nakitsizlik, kârsızlık demektir; kârlı firmanın nakit sıkıntısı olmaz. Dikkatinizi finansmana değil, kârlılığa yoğunlaştırın” dedim.

O da “Kârsızlık çekmiyoruz, EBİTDA'mız çok iyi, ancak alacaklarımızı tahsil edemiyoruz” diye cevap verdi.

Ben, “Teşhis yanlışsa, uygulanan tedavi yüz güldürmez; net satış rakamından fiyata gömdürülmüş vade farkını düşün, EBİTDA'yı ondan sonra hesaplayın, bakalım ne çıkacak” dedim.

İŞ İDARESİNDE PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ

Her ne kadar bu konu, ortalama gazete okurunu ilgilendirmiyorsa da ben yine de anlatmaya devam edeceğim. Umarım hoşunuza gidecektir.

Evvel zaman içinde firma yöneticilerinin başarı göstergesi “âdil ve doğru olarak ölçülmüş vergi öncesi kâr” rakamı idi. Pek tabii, bunun da olduğundan büyük veya küçük gösterilmesi için türlü sahtekârlıklar yapılırdı.

Ama tanım ve kavram önemliydi. Önemli olan “Vergi Öncesi Kâr” idi. Kâr, geliri yaratan tüm giderlerin, gelirden düşülmesi sonucunda elde kalan katma değerdir. Firmalar bu ilkeye göre yönetilirken 30 yıl kadar önce iş idaresinde “kârlılık mı, büyümesi mi” daha önemlidir sorusunun cevabı değişti ve “büyüme daha önemlidir” oldu.

Bu tercihi, büyüme şampiyonu General Electric'in efsane CEO'su Jack Welch, “Kârlı olmayan firma büyüyemez, büyümeyen firma kârlılığını sürdüremez“ önermesiyle düzeltti. Ama “kârı bırak; ciroyu büyüt ve firmayı sat” ekolü buna itibar etmedi. Çünkü firmanın satış bedeli üstünden yüklü prim aldılar.

EBİTDA, MEBİTDA, EBİTDAR

EBİTDA “faiz, amortisman, itfa payları ve vergi düşülmeden” hesaplanan firma kârı demektir.
Başına M gelirse, CEO'nun marifetine veya kusuruna bağlı olmaksızın ortaya çıkan kâr veya zarar hariç EBİTDA olur.

Sonuna R konursa, finansal ve sair kiralar da hariç EBİTDA demektir. EBİT babadan kalma ise bildiğimiz “Vergi Öncesi Kâr”ın alafranga adıdır.

EBİTDA KITIR, FÜLÜS MAFİŞ (KÂR ÇOK, PARA YOK)

Genel müdürün (CEO) performansı EBİTDA ile ölçülmeye başlanınca bakın neler oldu? Şirketler ciro büyütmeye kilitlendi. Bunun için yatırım yaptı, kapasite artırdı.

Vadeli ham madde aldı, satış hedefini tutturmak için “fiyat kırdı ve vade uzattı”. Riskli müşterilere bile mal verdi. Neticede, ciro arttı ama yatırım dolayısıyla “amortisman” ve vadeli satış dolayısıyla “faiz” büyüdü.
İmdada faiz ve amortismanı sıfır kabul eden EBİTDA yetişti. Firma ne kadar “kâr” etti dendikçe CEO, EBİTDA ile cevap verdi. Firma artık nakit yaratmıyor aksine sürekli borçlanıyordu.

Tek ümit firmayı olduğu gibi satmak veya alacak enayi çıkmazsa halka açmaktı. İkisi de olmazsa, fabrikayı yıkıp yerine apartman yapılacaktı. Mevzii İmar Durumu için Ankara'ya gidildi. Bakandan randevu alındı. (Devamı as sonra…)

Son söz: Ne ölçersen, onu biçersin

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/vergi-oncesi-karda-muhasebe-kandirmalari/1118346