Himmet adı altında hayırseverleri sömüren FETÖ’nün, mafyavari yöntemler kullanarak, adliyedeki uzantıları aracılığıyla işadamlarının mallarına çöktüğü ortaya çıktı. FETÖ mağdurları arasında yer alan Ankaralı işadamı Zihni Çakır, Star’a yaptığı açıklamada, örgütün emlak imamı, Adli Tıp uzmanları ve yargıdaki hakimleri aracılığıyla kurduğu kumpasla, adeta tüm varlığını kaybettiğini anlattı. FETÖ’nün mafyatik yöntemlerle 2.5 milyon dolar parasına el koyduğunu dile getiren Çakır, “Hakkımı aramak için yargıya başvurdum, üstüne bir de hapis cezası aldım. Tarafsız, adil bir yargılamayla yaşadığım mağduriyetlerin giderilmesini istiyorum” dedi
BORÇ KARŞILIĞI SENET
Çakır yaşanan süreci şöyle anlattı: “Daha önce Siteler’de tanıdığım inşaatçı Vehbi Yüksel, Macunköy’deki inşaatı sırasında benden borç istedi. Önce 1 milyon doları peyderpey verdim. Sonra kendisi bana diğer arsalardaki inşaatlara yüzde 50 ortaklık önerdi. Bu şekilde 1.5 milyon doları da çuval içinde nakit teslim ettim. 2008’de inşaat sektöründe yaşanan sıkıntı sebebiyle ortaklıktan vazgeçti. Bena olan borcuna karşılık senet verdi, ancak ödeyemedi. Akabinde iki adet cirolu senet ile borcuna mukabil verdiğine dair bir de senet alındı belgesi verdi. Senetlerin içeriği bu alındı belgesinde yazıldı. Bu senetlerin ilkinin vadesi geldiğinde yine ödenmedi. Ben de icra takibi başlattım. Evine icraya gittiğimde hem borcu hem de imzaları inkar etti. Beni ‘sahte senet imzalamak’ suçlamasıyla mahkemeye verdiler. İcrayı da teminat yatırıp durdurdular. Karşılıklı davalar açıldı.”
İŞİN İÇİNE ÖRGÜT GİRDİ
Vehbi Yüksel’in, bu sırada vefat ettiğini anlatan işadamı Çakır sözlerini şöyle sürdürdü: “Yakınları Turgut Özal Üniversitesi’nin yakınındaki bir arsaya ücretsiz yurt yapılacağı taahhüdünde bulunarak, benimle yaşadıkları sıkıntıya örgütü dahil ettiler. Bir süre sonra FETÖ’den Turgut Özal Üniversitesi’nden iki yönetici ve imam olduğunu söyledikleri Abdullah Çakar “hizmetten geliyoruz” deyip evime geldi. Davamı geri çekersem Vehbi Yüksel’in borcunun kendileri tarafından ödeneceğini, paranın karşılığının kendilerinde olduğunu, bana da peyderpey ödeyeceklerini taahhüt ettiler. Ben de paranın bütün olarak ödenmesini istedim. Bu sefer ‘hizmet’e bağış yapmam karşılığında paranın tamamını ödeyeceklerini söylediler. 50 bin dolar verebileceğimi söyledim. Sonra 250 bin dolara kadar çıktım. Bu teklifi üniversitenin mütevelli heyetini götüreceklerini söylediler ve ayrıldılar.”
Abdullah Çakar’ın daha sonra kendisini aradığını belirten Zihni Çakır, “Bu konunun mütevelli heyetine götürülmeden örgütün Bahçelievler emlak sorumlusu ile beni buluşturacağını söyledi. Kendini emlak imamı olarak tanıtan Ahmet Aksoy ile buluştuk. Bana mahkemeye sunduğum evrakın Adli Tıp’a gidip gitmediğini sordular. Daha gitmediğini anlattım. Sonra ayrıldılar. Evrak Adli Tıp’a gittikten sonra bir daha benimle görüşmediler” diye konuştu.
HAPİS VE PARA CEZASI
FETÖ’cülerin açtığı karşı davada sahtecilik ve dolandırıcılık iddiasıyla 4 yıl 7 ay hapis, 3 milyon TL adli para cezası ile cezalandırıldığını belirten işadamı Zihni Çakır, “Bana ceza veren hakim sonradan Yargıtay üyesi oldu. Davamın savcısı Kenan Koçer örgüt üyeliğinden tutuklandı. Bütün mal varlığımı kaybettim. Ben yeniden adil yargılama istiyorum. Tarafsız, adil bir yargılamayla yaşadığım mağduriyetlerin giderilmesini istiyorum” diye konuştu.
RAPORU HAZIRLAYANLAR TUTUKLU
Adli Tıp’ın imzaların Vehbi Yüksel’e ait olup olmadığının tespit edilemediği kararı verdiğini söyleyen Zihni Çakır, “İcra mahkemesi davayı reddetti. Benimle ilgili olumsuz rapor veren Adli Tıp heyeti şu anda FETÖ’den tutuklandı. Emlak imamları, icra mahkemesini baskılayarak davanın aleyhime sonuçlanmasını sağladı. Yaklaşık 6 yıldır kapı kapı dolaşıp mağduriyetimi anlatıyorum. Ama sorunum çözülmedi” dedi.