Yazdır
Odeabank yılın ikinci çeyreğinde net kârını geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre sektör ortalamasının çok üzerinde, %196 oranında artırarak hızlı ve kârlı büyüme performansını sürdürdü.
Lübnan merkezli Bank Audi’nin Türkiye’deki iştiraki Odeabank, döviz kurunda yaşanan dalgalanmalara ve küresel piyasalardaki belirsizliğin yarattığı ekonomik durgunluğa karşın 2016 yılının ikinci çeyreğinde net kârını geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %196 artırarak 60.3 milyon TL’ye yükseltti. Bu yılın ikinci çeyreğinde
Odeabank’ın aktifleri 31 milyar TL’ye yükselirken, mevduatları 24.3 milyar TL, toplam kredileri ise 21.9 milyar TL’ye ulaştı.
Yılın ikinci çeyreğine ilişkin finansal sonuçların bankanın performans göstergelerindeki hızlı ve kârlı büyümeyi ortaya koyduğunu belirten Odeabank Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hüseyin Özkaya, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, “Çok genç ve sıfırdan kurulmuş bir banka olarak yüksek seviyedeki yatırım harcamalarımıza ve ekonomik belirsizliklere karşın kârlı bir şekilde büyümeye devam ediyoruz.
Yılın ikinci çeyreğinde elde etmiş olduğumuz finansal başarılar müşterilerimizin bize duymuş olduğu güvenin sonucudur” dedi.
‘ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE BANKACILIK SEKTÖRÜNDE BÜYÜME VE KARLILIK DAHA
DA İYİLEŞEBİLİR’
Türk bankacılık sektörünün ikinci çeyrek performansını da değerlendiren Özkaya, bankacılık sektöründeki büyüme eğiliminin halen ılımlı bir şekilde yavaşladığına dikkat çekerek, “BDDK aylık verilerine göre, 2016 Mart sonunda %14,2 olan kredilerin yıllık büyüme hızı Haziran sonunda %12,3 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde mevduatların büyüme hızı da %14,2’den %12,3’e geriledi. Böylece mevduatın krediye dönüşüm oranı %118,6’dan %119,7’ye yükseldi. Bu dönemde takibe düşen alacakların toplam kredilere oranı %3,28’den %3,30’a hafif yükseldi. Sektörün karlılığının ise ikinci çeyrekte daha iyi bir görünüme sahip olduğunu söyleyebiliriz. BDDK aylık verilerine göre, Haziran itibarıyla bankacılık sektörünün net altı aylık kârı geçen yılın aynı dönemine göre %39,6 artışla 19,0 milyar TL olarak gerçekleşti” dedi ve ekledi:
“Finansal piyasalarda görülen toparlanmanın reel ekonomiye yansımaya başlaması ile önümüzdeki
günlerde bankacılık sektörünün de büyüme ve kârlılık performansının daha da iyileşeceğini düşünüyoruz. 2013 yılının ortasından beri Türkiye ekonomisinde ana sorunun yatırımcı algısının kalıcı olarak iyileşememesinden kaynaklandığını düşünüyor ve bunun sonucu yüksek seyreden risk primleri nedeniyle olumlu küresel fiyat gelişmelerinin yurt içinde enflasyon ve dolayısıyla faizlere yeterince yansımamasına neden olduğunu gözlemliyoruz. Bu bağlamda Türkiye’nin yeni bir hikâyeye sahip olması açısından yapısal reformların hayata geçirilmesi halinde, ülkemize yönelik sermaye akımlarının kalıcı olarak canlanacağını ve finansal varlıklarımızın fiyatlarının da ekonomik temellerimizle uyumlu seviyelere gelebileceğini tahmin ediyoruz.”