İzmir'de düzenlenen Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi'nde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe girişimi sonrası medya özgürlüğünün öneminin ortaya çıktığını belirterek, "Size buradan bir sır vereyim; ben de 6 yıl sonra benim vergilerimle çalışan TRT'ye konuk oldum" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası İzmir'de düzenlenen Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi'nde konuştu. Darbe girişiminini, medya özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bir gerçek daha ortaya çıktı. Medya özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu öğretti. Eğer insanlar tankların üstüne çıkıp demokrasiyi savundularsa özgür medyanın sayesinde oldu. Medyaya baskı yapıyorlardı, gazetecileri hapse atıyorlardı ama bugün medya özgürlüğünün ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Size buradan bir sır vereyim; ben de 6 yıl sonra benim vergilerimle çalışan TRT'ye konuk oldum. ‘Efendim deniyor ki FETÖ terör örgütü var ya efendim bunlar devlete sızmışlar deniyor.' Hayır sızmadılar adım adım planlı şekilde devlete yerleştirildiler bu gerçeği bilmemiz lazım. Siyaset kurumunun öz eleştiriye ihtiyacı var. Bunları devletin üniversitesine, yargıya, yargıtaya, danıştaya, polise, askere kim nasıl yerleştirdi? Bu sorunun yanıtı hep beraber bekleyeceğiz. Meclisteki komisyonun adam gibi çalışmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Bilimsel eğitime vurgu
Darbe girişimi ile bir gerçek daha ortaya çıktığını söyleyen Kılıçdaroğlu, bilimsel eğitime vurgu yaparak şöyle konuştu:
"Devlette liyakat esası olacaksa bilimsel eğitimin olması lazım. Aklın değil de körü körüne sadaka darbeye zemin hazırlayan düşüncedir. Onlar akıllarını kiraya vermiş kişilerdir. Tanrının bize verdiği en güzel şey akıldır ve aklımızı kullanmalıyız. Bu inancımızın da zorunlu kıldığı bir kuraldır. Bakara Suresinde aklınızı kullanmıyor musunuz diyor yüce yaradan. Elin oğlu Mars'a uzay aracı yolluyor biz darbeyi tartışıyor. Biz de yeni dünyalar keşfetmeliyiz. Bizden de bilim insanları çıkmalı. Devlette yükselmenin yolu, bir cemaate, bir partiye üye olmaktan geçmemelidir. Devlette yükselmenin yolu bilgiden, birikimden, tecrübeden geçmelidir. Eğer bu darbe girişimi bu gerçeği önümüze koymuşsa herkesin bu gerçeği bir kez daha düşünmesi lazım."
"O soruşturmayı başlatanlar şimdi hapisteler"
FETÖ'nün sadece devlete yerleşmediğini, aynı zamanda halkı bastırmak ve devletin kurumlarını sindirmek için yargıyı sopa olarak kullandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Sadece İzmir'den örnek vereceğim. Güzelbahçe Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin makamları basıldı, belgeler toplandı. 400 küsur yılla başkanımız yargılanıyor. O soruşturmayı başlatanlar şimdi hapisteler. Bana dokunduğu zaman müdahale ederim anlayışından çıkıp kim haksızlığa uğruyorsa onun hakkını savunmak lazım. Başkanımızın odası basılırken birileri alkış tutuyordu. Bugün gerçekler bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmış durumda. Soruyorlar; ‘FETÖ bunu yaptı, neden olağanüstü tepki vermiyorsunuz?' diyor belediye başkanlarımıza. Onların verdiği cevap; ‘devlet kinle, öfke ile yönetilmez. Devlet hukukun üstünlüğü ilkesiyle yönetilir.' Darbeciler elbette yargılanmalı. Kim parlamenter demokratik sistemimize, TBMM'ye, siyasal partilere Türkiye Cumhuriyeti'ne kast etmeye yelteniyorsa yargılanmalı ama hukuk içinde yargılanmalı. Emir komuta zinciri içinde meydanlara çıkanlar er ve erbaşları linç edenlerin de yargılanması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Tam demokrasi için mücadele ediyoruz"
Demokrasinin 4 yılda sandığa gidip oy kullanılan rejimin adı olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Demokrasi, kadın-erkek eşitliği, hukukun üstünlüğü, medya özgürlüğü, insana saygı, aç ve açıkta kimsenin olmaması, her insanın düşüncesini özgürce dile getirdiği bir rejim demektir. O yüzden her ortamda ‘demokrasi' diyoruz. Demokrasi halkın sahip çıktığı rejimin adıdır. Demokrasi bir ülkenin bir kişinin iki dudağından çıkacak söze teslim edilmemesi demektir. Ne dikta, ne darbe, tam demokrasi istiyoruz, tam demokrasi için mücadele ediyoruz."
"Devletin inşa yeri TBMM'dir"
OHAL kararı hakkında da değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bir hatırlatma yapmayı vicdan borcu olarak kabul ediyorum; OHAL kararı alındı. Hiç kimse anayasayı çiğneyip OHAL'i kişisel emelleri için kullanmamalıdır. Eğer kalkıp da Metehan'dan bu yana gelen bir düşünceyi, geleneği, bir gecede ortadan kaldırıyorsanız bu doğru değildir. Kimse ordumuzla bu kadar uğraşmamalı. Ordunun saygınlığı korunmalıdır. OHAL'i parlamentoyu devre dışı bırakarak devleti inşa etme yanlışlığına kimse düşmemelidir. Devletin inşa yeri TBMM'dir."
Manifestoyu okudu
Taksim Meydanı'nda okunan manifestoyu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Orada bir manifesto okuduk ve halkın oyuna sunduk. Aynı manifestoyu burada okumak İzmirlilere de yakışır. Okuyacağım ve oylarınıza sunacağım. Artık bu oylama katılan her vatandaşın Türkiye demokrasi tarihine bir not düştüğünü kabul etsin. Dedik ki; ‘ne darbe, ne dikta, tam demokrasi.' Görüşlerimiz, inançlarımız, yaşam tarzlarımız farklı olabilir ama bu güzel ülke hepimize yeter. Barış içinde yaşamalıyız. Bu ülkenin siyasetçileri bu darbe girişiminden gerekli dersi çıkarmak zorundalar. Çıkardıklarında göreceksiniz ki tarih bir daha tekerrür etmeyecektir. Basiretli olan politikacı tarihi tekerrür ettirmez" dedi. Konuşmasının sonunda Nazım Hikmet'in şiirini okuyan Kılıçdaroğlu, sözlerini "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" sözleri ile bitirdi.
AK Partili yöneticiler katıldı
CHP tarafından toplumun tüm kesimlerinin davet edildiği mitinge, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ve yönetimi, AK Parti İzmir Milletvekilleri Necip Kalkan, Hamza Dağ ve Mahmut Atilla Kaya, Emek ve Demokrasi Güçleri üyeleri ve binlerce vatandaş katıldı. AK Parti'li yöneticiler, mitingi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yanında izledi. Mitingde, sanatçılar birbirinden güzel şarkılarını seslendirirken, Ataol Behramoğlu şiir okudu, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Emek ve Demokrasi Güçleri adına ortak açıklama yaptı, CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel de bir konuşma yaptı.