Yazdır

Gül: Hainliği yapanlar deşifre oldu

Tarih: 30 Temmuz 2016 - 06:04

11. Cumhurbaşkanı Gül, "Fetullah Gülen ile grubunun nasıl teröre bulaştıklarını bütün dünya alem gördü. Hiç kimsenin, aklını, fikrini başka birisine emanet etmemesi gerekir." dedi

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Beykoz'da "demokrasi nöbeti" tutan vatandaşlara seslendi.

Kendisinin de Beykoz'da oturduğunu hatırlatan Gül, "Tabii ki bugün sizlerle beraber olurken aynı mahallenin bir ferdi gibi de heyecan duyuyorum" ifadesini kullandı.

"Aslında bu vesileyle aranızda olmak istemezdim. Aranızda güzel, daha mutlu vesilelerle olmak isterdim." diyen Gül, Türkiye'nin 15 Temmuz'da tarihinin en karanlık günlerinden birini yaşadığını dile getirdi.

11. Cumhurbaşkanı Gül, "Bütün Cumhuriyet tarihimiz boyunca hiç görmediğimiz, hiç yaşamadığımız, hiç de unutulamayacak bir acı, utanç ve rezillik yaşandı. Allah'a çok şükür ki böyle bir gece baskınından halkın, sizlerin cesaretiniz, fedakarlığınız ve vatan sevginiz memleketi kurtardı. Bu uğurda 300'e yakın şehitlerimiz oldu. Sivil vatandaşlarımız, kahraman polislerimiz ve kahraman askerlerimiz... Hepsine şükran borçluyuz. Allah hepsine rahmet etsin. Hepsinin mekanı cennet olsun. Bütün ailelerine, yakınlarına ve bütün Türk milletine bir kez daha başsağlığı diliyorum. Bu vesileyle ayrıca Beykoz'a da buradan da komşularınız, arkadaşlarınız olan 3 tane vatandaşımız, onlar da şehit oldular, onlar da hayatlarını verdiler. 80'e yakın yaralı vatandaşlarımız, Beykozlular var, onlara da acil şifalar diliyorum." şeklinde konuştu.

"Bunları yapanların hepsi deşifre oldular"

Türk milletinin bu hainliği yapanları hiçbir zaman unutmayacağını vurgulayan Gül, şöyle devam etti:

"Bunları yapanların hepsi deşifre oldular. Fetullah Gülen ile grubunun nasıl teröre bulaştıkları ve nasıl terör örgütü haline dönüştüklerini bütün dünya alem gördü. Burada hepimizin alacağı ders var. Bu derslerden biri, hiç kimsenin, aklını, fikrini başka birisine emanet etmemesi gerekir. Hiçbir insan, hiç kimsenin, aklını, fikrini başkasına kiraya vermemesi gerekir. İnsanın aklının almadığı şey, bu insanların akıllarını ve fikirlerini başkasına emanet edip kiraya vermiş olmaları. Yoksa bu caniliği, bu hainliği, bu gözünü kırpmadan halka saldırıyı nasıl gerçekleştirebilirler? Şimdi düşünün ki ayın 15'inden önce polis ve asker omuz omuza terörle mücadele ediyorlar. Biri yaralanınca öbürü kucaklayıp getiriyor. Böyle bir ülkede nasıl olur da askerle polis karşı karşıya gelir ve nasıl olur da acımasızca ateş edilebilir."

"Şüphesiz ki burada Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ayrı tutmamız gerekir." diyen Gül, şöyle konuştu:

"Silahlı Kuvvetlerimiz, Peygamber ocağı olarak biliriz ve öyledir de ama Silahlı Kuvvetler içinde bir grubun, demin söylediğim grubun gizli bir şekilde örgütlendiğini, uzun süre takiye yapıp kendilerini farklı gösterdiklerini, gizlediklerini, bunları kim hayal edebilirdi? Ne yazık ki bu grup neticede kahraman polise ve diğer kahraman askerlere ateş açtılar. Bunun da ötesinde köprüde, karakollarda, meydanlarda, Ankara'da, İstanbul'da halkla karşı karşıya geldiler. Şimdi burada siz vatandaşlarımızla ne kadar gurur duysak azdır."

"Birbirimize daha saygılı, daha toleranslı ve daha anlayışlı davranmak zorundayız"

Gül, Türkiye'nin cuntanın haline girmesi halinde çok büyük acılar yaşanacağını vurgulayarak, "Çok şükür bundan kurtulundu. Şimdi süratle memleketimizi düzlüğe çıkartmak zorundayız. Şüphesiz ki bu hainliği yapanlar, yargı önünde, hukuk önünde hak ettikleri cezayı en şiddetli şekilde göreceklerdir. Onlar vahşice davranıp halka kadın erkek ayırt etmeden ateş açtılar. Şehit olanların içerisinde kadınlar da var, erkekler de var, profesör de var, esnaf da var, zengin de var, fakir de var. Her sınıftan vatandaş, tek yürek olup meydanlara çıktı ve bu büyük felaketi önledi. Şimdi, bu felaketi yapanlar, bu hainliği yapanlar, bu çılgınlığı yapanlar şüphesiz ki kanunlar önünde hesap vereceklerdir. Onlar vahşice yaptılar bunu ama şimdi medeni bir memleket, hukuk karşısında nasıl yargılarsa muhakkak ki öyle yargılanacaklar. Bunu da ibreti alem için herkes görecek." dedi.

"Birbirimizin kıymetini bilmeliyiz"

Çıkarılacak ikinci dersin de herkesin birbirinin kıymetini, değerini iyi bilmesi olduğunu vurgulayan Gül, "İlk gün sokağa çıkanlar, ilk gün darbeye karşı duranlar kimlerdi dediğinizde bütün bir Türkiye oldu. Bütün siyasi partiler hiç ayırt etmeden söylüyorum, AK Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, HDP hepsi açık bir şekilde bu darbeye karşı olduklarını söylediler ve bütün partiler birleşmiş oldu. Bütün vatandaşlarımız, demokrasilerde farklılıklar muhakkak olacaktır. Herkesin farklı farklı partileri olacaktır ama sokağa çıkanlar her partiden insanlar çıktı. Dolayısıyla birbirimizin değerini ve kıymetini bilmemiz gerekiyor. En kötü günlerde nasıl birleşildiğini gördük. Bundan sonra birbirimize daha saygılı, daha toleranslı ve daha anlayışlı davranmak zorundayız. Böyle bir musibet Türkiye'de hiç değilse böyle güzel bir havayı oluşturdu. Bunu illerimizde, semtlerimizde, ilçelerimizde, mahallelerimizde hep göstermeliyiz ve hep farklı farklı düşüncelerden, farklı farklı partilerden olan bütün vatandaşlarımıza, komşularımıza da saygımızı çok daha fazla artırmamız gerekiyor." ifadesini kullandı.

"Millet olarak birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmamız şarttır"

Bugün 5 askerin şehit düştüğünü hatırlatan Gül, "Şimdi bu tip büyük sıkıntılarımız varken hepimizin millet olarak birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmamız şarttır. Ayrıca Silahlı Kuvvetlerimizin aralarından bu tip hainler ve bu tip zavallılar çıktı diye Silahlı Kuvvetlerimizi zan altında da bırakmamız lazım." dedi.

"Dik dur eğilme Beykoz seninle" şeklinde tezahüratta bulunulması üzerine Gül, Beykoz'un vatanın ve milletin yanında olduğunu gösterdiğini dile getirerek, Beykozlularla gurur duyduğunu söyledi.

"Demokrasi en iyi yönetim şekli"

Demokrasinin en iyi yönetim şekli olduğunu vurgulayan Gül, "En iyi ileri gelişmiş demokrasiyle yönetilen memleketlerde bu tip olaylar olmaz. Demokrasi demek farklı farklı fikirler, farklı farklı partilerin olması ama günü geldiğinde bunların diyalog içinde olması, bunların istişare edebilir olması demektir. Yoksa herkes tek partiden olsa, herkes tek fikirden olsa buna demokrasi denmez. Türkiye gibi 80 milyonluk ülkede farklı farklı görüşler olacaktır ama ülke için halkın geleceği için iş birliği yapmak da şarttır. Yine hukukun üstünlüğü, evrensel anlamda hukukun üstünlüğü vazgeçilmezdir demokrasiler için. Biz inşallah bu olaylardan da ders alarak demokratik standartlarımızı daha da geliştirip yükselterek hukukun üstünlüğünü, tarafsızlığını, bağımsızlığını en güzel şekilde gerçekleştirerek hızlı bir ekonomik kalkınmayı gerçekleştireceğiz. Nasıl ki bir zamanlar bunu en iyi şekilde yaptık, inanıyorum ki yine yapacağız bunu ve göreceksiniz bu günler geride kalacak ve Türkiye'nin geleceği daima parlak olacaktır." diye konuştu.

Demokrasi nöbetine sanatçılar Songül Karlı, Yavuz Seçkin, Umut Güler, Orhan Hakalmaz, Yusuf Güney ve Turgay Başyayla da katıldı.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/gul-hainligi-yapanlar-desifre-oldu/1106745