Kur riski nedeniyle, şirketlerin döviz borcunun Türk Parası karşılıkları arttı. Ekonomideki yavaşlama nedeniyle şirket ciroları küçüldü. Kârları azaldı. Bütün bunlar bir çok şirkette “Ödeme Sıkıntısı”na yol açtı. İyi niyetli oldukları halde, ödeme güçlüğünden, vergi borçlarını ödemekte zorlanan şirketler, döviz kurundaki artışın devam etmesi ve piyasadaki durgunluk nedeniyle, “içine düştükleri çıkmazdan nasıl kurtulacakları” telaşında iken Hükümet “Vergi Barışı” için yola çıktı.
Vergi Barışı, vergi borcunun 3 yılda, taksitlerle ödenmesini hedef alıyor.
Nakit sıkıntısı var
Nakit varlıkları olmadığı için ve de bankalardan kredi alamadıkları için ödeme güçlüğünden çıkamayan şirketlerin, yeniden yapılandırılan vergi taksitlerini ödemeye hemen başlamalarının ve 36 ayda borçlarını kapatmalarının zor olduğu belirtiliyor.
Dün Milliyet Ekonomi’deki “Vergi Barışı Şirketleri Yaşatmayı Hedef Almalı” başlıklı yazıyı değerlendiren girişimciler, döviz kurundaki artışın özel sektörün dış borcunu artırması sonucu bankaların ödeme gücünün azalmasına dikkati çekiyor. Merkez Bankası verilerine göre, özel sektörün Nisan 2016 itibariyle:
- 302 milyar dolar döviz yükümlülüğü, - 109 milyar dolar döviz varlığı, - 109 milyar dolar net döviz açığı bulunuyor.
Dolar fiyatının tırmanışı, özel sektörün net döviz açığının şirketlerin nakit akımlarında olumsuz etki yapıyor. Şirketler döviz borcu ve taksiti öderken Türk Parasını daha yüksek fiyatla satın alıyor.
Döviz borcunun olumsuz etkisi sonucu ödeme güçlüğü ile karşılaşan şirketler genelde büyük şirketler.
Ticari ve kurumsal kredilerin şirket gruplarına göre dağılımında, yabancı para kredilerinin yüzde 87’sinin büyük şirketler tarafından kullanıldığı görülüyor.
Ödeme kolaylığı önemli
Girişimciler, Vergi Barışı ile ilgili düzenlemenin ödeme güçlüğüne yol açan gelişmelerin değerlendirilerek yapılmasını bekliyorlar.
Girişimcilerin bekleyişi, ödemelerde şirketlerin faaliyet konularına ve büyüklüklerine göre taksitlerin başlatılmasına imkân verecek “Ödemesiz Devre” belirlenmesi ve ödeme süresinin 3 yılın üzerine çıkarılması.
Ekonomi konusunda yazı yazanlar, verileri, rakamları değerlendiriyorlar. Girişimcinin, yatırım, üretim yapanın, işçi çalıştıranın, vergi ödeyenin, vergi borcu olanın neler yaşadığını bilme şansına sahip değiller. (Ben de bunlardan biriyim.) O nedenle, ekonomi ile ilgili düzenlemeler yapılırken girişimcinin değerlemelerini öğrenmek, girişimcinin dertlerini ve bekleyişlerini aktarmak yararlı oluyor.